Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

YURTDIŞI GEZİLERİMİZ, DENEYİMLERİMİZ,TAVSİYELER

Moderatörler: cenknalbantoglu, DERKMEN, Offroadpassion

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251049Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 18:44

1537 yılında tamamlanarak eğitimin başladığı Kurşunlu Medrese (=Kuršumlija Madrasa=Kurşumliya Madrasa) ya da halk dilindeki gibi Gazi Husrev-Begova Madrasa'yı ise Dubrovnik'ten getirtilen taş ustaları inşa etmişlerdir.Medresenin içinde bir avlu, geçiş yolu ve bir havuz bulunmaktadır.Medrese,Osmanlı’nın bölgeden ayrılmasının ardından Bosna-Hersek'te egemen olan gerek Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gerekse eski Yugoslavya döneminde ülkede açık olan birkaç dini eğitim kurumundan biri olmuş.Saraybosna'nın kuşatma altında olduğu dönemde dahi kapılarını eğitime kapatmamış olan medresede bu sene eğitimin başlamasının 479.yılı kutlanmıştır.


Resim

Medresenin girişi


Resim



Resim


Medresenin içinden kareler

Gazi Hüsrev Bey Medresesi’nin kurulduğu dönemde oluşturulan 50.000 kitap kapasitelik kütüphanesindeki kitaplardan yaklaşık 7.000 tanesi Osmanlı ve tarihi ile ilgili çok değerli el yazması kitaplardır.Medresede kelam,fıkıh,tefsir ve benzeri derslerde üniversite düzeyinde eğitim veriliyormuş.Medreseyi gezme ücreti ise 3 KM'dir.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251050Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 18:47

Halka hizmet götürmeye doymayan Gazi Hüsrev Bey,1540 yılında bez satılan yer anlamına gelen bir Bezistan(=Gazi Husrev-Begova Bezistan) inşa ettirmiştir.Bezistan içerisinde günümüze dek ulaşan 109 metrelik bir sokak ve 70 kadar küçük dükkan bulunmaktadır.


Resim


Gazi Hüsrev Bey Bezistan


Osmanlılar Bosna-Hersek'te yirmi bir tane Saat Kulesi(=Sahat Kula) inşa ettirmişlerdir.Bu kule de Gazi Hüsrev Bey tarafından namaz vakitlerinin anlaşılabilmesi amacıyla yaptırılmış olup ay takvimine göre çalışan tek kamu saati özelliğini taşımaktadır.Akşam namazı vaktinin, güneşin batış vakti olması nedeniyle saat kulesi de güneş battığında tam 12’yi göstermektedir.Saatin 12'yi göstermesiyle kandillerin yandığı camiler halka günün bittiğini ve iftar vaktinin geldiğini haber vermektedir. Saraybosna'da arife günü konakladık.Şehirde iftar saatini bildirmek için kandiller yanarken bizdeki gibi ayrıca top atışı da yapıldığını da duyduk.


Resim


Saat Kulesi(=Sahat Kula)


Gazi Hüsrev Bey,bu eserlerin yanı sıra hamam,imarethane,misafirhane, muvakkıthane(=saat kulesindeki saati ayarlayanların kaldığı yer) ve bir de hastanesi ile bunları ayakta tutmak için vakfettiği iki yüz dükkan ile devlet adamlığı dersi vermiştir.Her devlet adamının kendisine örnek alması gereken böyle bir ecdada sahip olduğumuz için doğrusu koltuklarım kabardı.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251051Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 18:53

Gazi Hüsrev Bey Külliyesi çıkışında batıya doğru ilerlemeye devam edince Ferhadiye Caddesi(=Ferhadija Mejdan)'ne geldik.Tarihi 16.yüzyıla uzanan bu ünlü cadde ismini komşu mahallesinde bir de cami yaptıran Bosna Sancak Beyi Ferhad Bey’den almıştır.Bu caddeye girince geride kalan sokaklarda Osmanlı mimarisi ile yapılmış tek ya da çift katlı binaların yerini Avusturya-Macaristan mimarisi ile yapılmış çok katlı binalara bıraktığını fark ediyorsunuz.

Resim

Ferhadiye Caddesi'ndeki çok katlı evler

Bu cadde üzerindeki ilk binamız dar bir sokakta yer alan Musevi Sinagogu oldu.1492'de İspanya'daki katolik zulmünden kaçan Sefarad musevilerine kucak açan Osmanlılar onları daha ziyade Rumeli'nde yerleştirmişler ve ibadetlerine karışmamışlardır.Rumeli Beylerbeyi Siyavuş Paşa tarafından 1581’de inşa edilen ve halen ibadetin devam ettiği Sephardim İl Kal Vjezu Sinagogu musevilerin Saraybosna'da iskan edilişinin 400. yılı anısına 1966 yılında Bosna Hersek Musevi Müzesi olarak düzenlenmiştir. Müze katında tavandan zincirle sarkan büyük bir kitapta naziler tarafından Saraybosna'da katledilen 12.000 musevinin isim ve resimleri yer almaktadır.

Resim
Resim


Resim


İçeride çekimin yasak olduğu sinagogun ön ve arka cephesi.Arka planda görülen cami ise Bozacı Hacı Hasan Camisi(=Džamija Buzadži hadži Hasanova)'dir.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251052Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 18:54

Ferhadiye Caddesi üzerinde sonraki durağımız İsa'nın Kutsal Kalbi Katedrali(=Katedrala Srca Isusova=Katedrala Sursa İsusova) oldu. Burada daha önce bulunan ve Piskopos Povsa tarafından yaptırılmış olan Aziz Peter Katedrali'nin geçmişi 1247 yılına dayanmaktadır.1884-87 yılları arasında neogotik mimari üslubuyla ve Fransa Dijon'daki Notre Dame Kilisesi model alınarak tekrar inşa edilmiş olan katedral aynı zamanda Bosna Başpiskoposluğu’na ev sahipliği yapıyormuş. Dikdörtgen formlu katedral 42x22 metre ebadında ve çan kulesi de 43 metre yüksekliğindedir.Katedralin önünde ise Karol Wojtyla ya da bilinen adıyla Papa II.Jean Paul'ün heykeli bulunmaktadır.

Resim



Resim


Katedralin iç ve dış görünümü
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251053Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 18:59

Cadde üzerinde yürümeye devam edince katedralin hemen yanında içinde BBI(=Bosnia Bank İnternational) Bank'ın merkezinin de bulunduğu modern bir alışveriş merkezi yer alır.Bu merkezi de geçince Kurtuluş Meydanı(=Trg. Oslobođjenja= Oslobodyenya)'na geldik. Burası çok büyük bir meydan olmamakla beraber Saraybosna için önemli bir merkez konumundadır.Hemen solunuzda yer alan Işık Parkı (=Svijetlost Park=Sviyetlost Park)'na 14.Temmuz.1997 tarihinde yerleştirilen Çok Etnisiteli Adam Heykeli (=Spomenik multietničkom čovjeku=Spomenik multietniskom sovyeku) şehrin simgelerinden birisidir. İtalyan heykeltraş Francesco Perilli tarafından bronzdan yapılmış bu heykelde dünyanın merkezinde oturan çıplak bir adam ve çevresinde yer alan barış güvercinleri görülmektedir. İki ucu bir araya getirmeye çalışan adam Ortodoks,İslam ve Katolik inancının yan yana yaşayacağı modern Bosna'yı sembolize etmektedir. Heykelin altında İtalyanca "dünyayı çok kültürlü adam kuracak(=L'uomo multiculturale costruira il mundo)" anlamında bir yazı vardır.Bu küçük parkın bir köşesine de büyük taşlar kullanılarak hazırlanmış bir satranç köşesi sığdırılmış.Burada genellikle yaşlı amcalar satranç oynuyorlarmış.


Resim


Solda "Çok Etnisiteli Adam Heykeli" ve sağda Sırp Ortodoks Kilisesi


Meydanın hemen arkasında ve fotoğrafın sağ tarafında,Balkan ülkelerindeki en büyük Ortodoks kiliselerinden birisi yer almaktadır.1863-68 yılları arasında Bizans mimarisi kullanılarak inşa edilmiş olan Sırp Ortodoks Katedrali(=Caborna crkva u Sarajevu =Saborna serkva u Sarayevu) Theotokos(=Hz.Meryem)'un doğumuna ithaf edilmiştir. Beş kubbesi ve haç şeklindeki üç bölümü olan bu büyük katedralin önemli bir kısmı günümüzde İktisat Fakültesi olarak kullanılmaktadır.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251054Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 19:02

Işık Parkı'ndan Ferhadiye Caddesi'ne geri dönünce sarı renkli heybetli bir bina gördük.Burası 1895 yılında yapılan ve şehrin çelik kiriş tavanlı ilk binası olan Şehir Pazarı(=Gradska tržnica=Gradska trıjnisa) idi. İçeride temizlik ve düzen gayet başarılı olup burada genellikle et ve peynir çeşitleri satılmaktadır.Saraybosna'da biftek de denilen hafif isli kuru etlerin tadı bizdeki çemensiz pastırmadan bile güzeldi. Satıcı vakumlayarak ambalaj yapabileceğini söylese de önümüzde daha bir haftalık yolculuk olduğundan satın almaktan çekindim ve sonrasında pişman oldum.:(


Resim


Resim


Şehir Pazarı


Kapalı pazar yerinin arkasında Markale Açık Pazarı (=Pijaca Markale= Piyasa Markale) yer almaktadır.Tıpkı İsanın Aziz Kalbi Katedrali'nin yan tarafında olduğu gibi burada da yerde gördüğümüz kırmızılıklar dikkat çekiciydi.Bunlar Saraybosna Kuşatması zamanında şehre atılan havan topu mermilerinin yerde açtığı deliklermiş.Bu mermilerin o noktada akıttığı kanı temsil etmesi amacıyla deliklerin içleri kırmızı reçine ile doldurulmuş ve başka yerde de gördüğümüz bu deliklere Saraybosna Gülü(=Sarajevska Ruža=Sarayevska Ruja) adı verilmiş.


Resim


Resim


Saraybosna Gülü
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251055Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 19:05

Bosna-Hersek’te 29.Şubat.1992‘de bağlı oldukları Yugoslavya’dan ayrılmak ve bağımsız bir ülke kurmak amaçlı bir referandum yapılır.Oylamadan halkın %99.7’sinin bağımsızlık istediği sonucu çıkar.Bunun üzerine Sırbistan,Bosna Hersek’e savaş ilan ederAliya İzzetbegoviç önderliğindeki müslüman boşnaklar ise bir barış mitingi tertip ederler.Ancak bu sırada Suada Dilberoviç isimli bir üniversite öğrencisi vurularak hayatını kaybeder ve sırplar modern savaş tarihinin en uzun kuşatmasını başlatırlar.Silah gücü olmayan bir ülkeye açılan bu savaş,giderek bir katliama dönüşür.Dünyanın gözü önünde ve kırk dört ay süren bu katliamda en az yüz bin kişi hayatını kaybederken iki milyondan fazla kişi de yaşadığı yeri terketmek durumunda kalır.Savaş esnasında binlerce çocuk öldürülür ve binlerce kadına tecavüz edilir. Gece gündüz bomba yağdırılan Saraybosna'nın yalnızca %13’lük kısım hasar almadan kurtulur.Yine bu süreçte Saraybosna’ya değişik türlerde 800.000 mermi ve Saraybosnalı başına 30 kg top güllesinin düştüğü bilgisi bu kentte yaşanan can pazarı konusunda biraz olsun fikir verecektir.
Markale pazarı da bu saldırılara iki kez uğramıştır.Birinci saldırı 5.Şubat.1994'te gerçekleşmiş ve altmış sekiz kişi hayatını kaybetmiştir. Olaydan sonra açıklama yapan Sırp Cumhurbaşkanı Radovan Karaciç bunun kendi aralarında liderlik kavgası veren müslümanlarca yapıldığını savunmuş ve hiçbir ülke kılını bile kıpırdatmamıştır.Keza 11.Temmuz. 1995'te düzenlenen ve tek bir günde 8.372 silahsız boşnak erkeğin katledildiği Srebrenitsa Katliamı sonrasında da dünya harekete geçmez. Hatta Srebrenitsa'da birliğine sığınan 25.000 müslüman boşnağı kayıtsız şartsız teslim ettiği için sırp komutanın kendisine hediye verdiği görüntüleri yayınlanan Hollandalı komutana ülkesinde bir de ödül verilir. Nihayet 28.Ağustos.1995'te yapılan ve otuz yedi kişinin can verdiği ikinci Markale Pazarı saldırısı sonrasında dünya harekete geçer ve NATO uçakları Sırp Cumhuriyeti’nde seçilmiş bazı hedeflere bir dizi hassas vuruş yapar.Hırvat,Boşnak ve NATO operasyonlarına uzun süre dayanamayan Sırp birlikleri Ekim.1995'te teslim olur ancak iş işten geçmiştir.İşte bu pazar yeri katliamları sonrasında ölenleri hatırlamak amacıyla Markale Pazarı'nın Molla Mustafa Başeski Caddesi'ne bakan tarafına bir isim anıtı dikilmiştir.

Resim

Markale Pazarı çıkışına yaptırılan anıt
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251056Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 19:07

Ferhadiye Caddesi'ndeki yürüyüşümüzün sonunda bu cadde ile Mareşal Tito Caddesi(=Marsala Tito)'nin kesiştiği yerde bizi Ebedi Ateş Anıtı (=Vječna Vatra=Viyesna Vatra) karşıladı.Bu anıt,II.Dünya Savaşı sırasında ölen asker ve sivil halkı onurlandırmak amacıyla Saraybosna'nın Hırvat ve Nazi işgalinden kurtuluşunun birinci yıldönümü olan 6.Nisan.1946 tarihinde açılmıştır.O tarihten bu yana 2011 ve 2013 yılındaki münferit saldırılarda birer kez kısa süreliğine sönmek durumunda kalan bu ateş,1946 yılından beri söndürülmüyormuş.


Resim


Ebedi Ateş Anıtı


Anıttan Başçarşı'ya doğru geri dönerken Molla Mustafa Başeski Caddesi üzerinde restore edilmiş eski bir Türk hamamı görüp fotoğrafını çektik.Bu hamam aslında Boşnak Enstitüsü(=Bošnjački institut=Bosniaçki İnstitut)'ne ev sahipliği yapıyormuş.Kurucusu ise İzzet Aliyabegoviç'in uzun yıllar yardımcılığını yapan Adil Zülfikarpasiç imiş.2001 yılında kurulmuş olan bu enstitü boşnak kültürü,kimliği ve tarihini geliştirmek amacıyla araştırmalar yapıyor ya da destek oluyormuş.Binanın içini gezmek fırsatımız olmadı ancak çok zengin bir basılı eser ve sanat eseri koleksiyonuna sahip olduğunu öğrendik.


Resim



Boşnak Enstitüsü
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251057Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 19:11

Bundan sonra on dakikada Molla Mustafa Başeski Caddesi'ni geçip Milyaska Nehri'nin kıyısına geldik.Milyatska Nehri düşük debili ve sadece 38 kilometre uzunluğunda küçük bir nehir ancak kıvrılarak geçtiği başkenti ikiye bölmesi onu önemli kılıyor.Şehrin önemli bir bölümünün içinden geçmesine karşın bu kadar temiz kalmış olmasına doğrusu şaşırdım.

Bulunduğumuz İnat Evi hizasından yukarıya doğru giden yol,Alifakovaç Mezarlığı'na gidiyordu.Zamanımız yetmeyeceği için biz nehir boyunca ilerlemeyi tercih ettik.Yaklaşık dört yüz metre kadar yürüyünce sol tarafımızda 1457 yılında yaptırılmış olan Hünkar Camisi(=Careva Džamija) çıktı.Fatih Sultan Mehmet’e hediye olarak inşa edilmesi nedeniyle Fatih Camisi adıyla da bilinen Hünkar Camisi,Osmanlı’nın Bosna'yı fethinden sonra Saraybosna’da yapılan ilk camidir.Kayıtlara göre Saraybosna’da ilk yerleşim de bu cami etrafında başlamıştır.Saraybosna'nın kurucusu sayılan İshakoğlu İsa Bey bu sahaya ayrıca hamam,değirmen,tekke, köprü ve çeşitli dükkanları içeren bir kompleks yaptırmıştır.Ancak 1480 yılındaki sırp saldırısında bu cami yakılır ve yenisi 1566'da Kanuni tarafından inşa edilir. Cami İkinci Dünya Savaşı ve Saraybosna kuşatması boyunca birkaç kez zarar görse de yenilenme çalışmaları ile günümüze kadar gelmiştir.Tek kubbeli ve kare mekanlı olan cami 15x15 metre ebadında olup aynı anda beş yüz kişinin ibadet edebileceği kapasiteye sahiptir.Evliya Çelebi ünlü eseri Seyahatname'de Hünkar Camii’nin mimarisinden,ziyaretçi sayısının çok olmasından ve abdest musluklarından kaplıca suyunun aktığından bahsetmektedir.


Resim


Resim


Hünkar Camisi ve İsa Bey Hamamı
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251058Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 19:14

Hünkar Camisi'nden batı yönünde ilerleyince dört kemerli bir taş köprü olan Latin Köprüsü(=Latinska ćuprija=Latinska çupriya)'ne geldik. Osmanlı döneminde, Milyatska Nehri kenarında ağırlıklı olarak Dubrovnikli katolik ustalar yaşadığından bölgeye Latinluk denirmiş.İşte Latin Köprüsü de adını bu bölgeden almıştır.16. yüzyılda inşa edilen köprü Saraybosna suikasti ile ün yapmıştır.Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasına neden olan, Avusturya-Macaristan Arşidükü Franz Ferdinand ile karısı Sophia’nın sırp milliyetçisi Gavrilo Princip tarafından vurularak öldürülmesi bu köprüde gerçekleşmiştir.Köprünün tam karşısındaki sokaktaki duvarın dibinde "Avusturya Macaristan Krallığı veliahtı Ferdinand suikaste uğradı Tarih; 28.Temmuz.1914" yazan bir levha bulunmaktadır.

Osmanlı İmparatorluğu’nun iç karışıklıklar içerisinde bunalmasından yararlanan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu,1878 yılında bölgeyi kendi topraklarına katar.Bosna-Hersek’in Sırbistan’a bağlanması gerektiğini savunan Mlada Bosna(=Genç Bosna) örgütüne üye olan Gavrilo Princip adlı Sırp ve beş arkadaşı,çeşitli askeri tatbikatlara katılmak için Saraybosna’yı ziyaret eden Avusturya-Macaristan Veliahtı Franz Ferdinand ve hamile eşini, Latin Köprüsü’nden araçla geçerlerken öldürürler.İki ülkeyi bir arada tutan Habsburg hanedanının tek veliahtını öldüren Gavrilo Princip’in suikastte kullandığı silahın sırp malı olduğunu ve suikastçinin Sırbistan tarafından desteklendiğini öğrenen Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Sırbistan’a savaş ilan edince yaklaşık dört yıl sürecek ve on milyon insanın ölümü ve otuz iki milyon insanın kaybolmasına neden olacak I. Dünya Savaşı başlar.II. Dünya Savaşı’ndan Bosna kuşatmasına kadarki süreçte köprüye Gavrilo Princip Köprüsü adı verilirse de sonra tekrar eski ismi olan Latin Köprüsü adını almıştır.


Resim


Resim


Latin Köprüsü ve Suikast Müzesi


Köprünün hemen bitiminde bulunan Suikast Müzesi(=Muzej Sarajevo 1878–1918=Muzey Sarayevo 1878-1918)'nde veliaht prens ve eşine ait eşyalar ve suikast hakkında kroki ve dokümanlar bulunmaktadır.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251059Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 19:18

Artık bir kahve molası vermenin zamanı gelmişti.Latin Köprüsü'nün karşı çaprazında bulunan At Meydanı(=At Mejdan) tam aradığımız gibi sessiz sakin bir yerdi.Burada 17.yüzyılda bir hipodrom ve at ticareti yapılan yerler bulunuyormuş.1878 yılında burası bir meydana ve 1925 sonrasında parka dönüşerek Franje Josipa Parkı adını almış.Parkın içinde bulunan ve Avusturya-Macaristan mimarisinden izler taşıyan Müzik Pavyonu, ise II.Dünya Savaşı sırasında tahrip olmuş ve ancak 2004 yılında restore edilmiştir.

Resim

At Meydanı'nda yer alan Müzik Pavyonu

Parkın içindeki kafede denediğimiz Boşnak kahvesi bizim Türk kahvesine yakın ancak kahve aromasının daha yoğun olduğu bir tada sahipti.Onlar kahveyi bizde yapıldığı gibi soğuktan kaynatmayıp,sıcak suyun içine koyarak yapıyorlar ve cezve içindeki kahve yanında boş fincan,nefis lokumlar ve kıtlama şeker eşliğinde geleneksel sunum yapıyorlar.Fincana koyduğunuz kıtlama şekerin üzerine cezvedeki sıcak kahveyi döküyorsunuz ve kahveniz hazır oluyor.Dört kahve için 8 KM ödedim.

Resim

Boşnak Kahvesi

Resim

Saraybosna'dan ayrılmadan önce Bakırcılar Çarşısı'ndan hatıra olarak satın aldığımız bakırdan yapılmış kahve takımına 20 KM ödedim.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251060Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 19:22

Vakit öğlene geliyordu ve Saraybosna'da dört saat içinde ancak bu kadar dolaşabildik.Şehre bir gün önce hava kararırken vardığımız için görmeyi çok istediğim Umut Tüneli,Alifakovaç Mezarliğı,Beyaz Tabya ve şehrin 15 kilometre dışında yer alan Igman Dağı'nın eteğindeki Vrelo Bosne doğa parkı ile 90 kilometre dışındaki vezirler şehri Travnik'e gidemedik.İşin doğrusu Saraybosna'ya iki gün ayırmak gerekiyormuş.Eksikleri bir daha gelişimizde tamamlarız inşallah dedik ve otelimize dönerek aracımızı alıp yola koyulduk.


Resim

Saraybosna-Mostar yolunun başlangıcı

Saraybosna-Mostar arası 129 kilometre ve yaklaşık kırk kilometrelik bölümü otoban olan yolun 60.kilometresindeki Konyiç(=Konjič) kentine girdik.Burası 26.000 nüfuslu küçük bir şehir olup Saraybosna'dan sefere çıkan Osmanlı akıncılarının ilk dinlenme noktası imiş.Zaten Konyiç adı da atların dinlendiği yer anlamına geliyormuş.Şehirde,Neretva Nehri üzerinde Sultan IV.Mehmet tarafından 1860 yılında yaptırılan altı kemerli ve 81 metre uzunluğundaki Eski Köprü(=Stara ćuprija=Stara çupriya) TİKA'nın finanse ettiği ve 2006-2009 arasında Er-Bu şirketinin yaptığı restorasyon sonucu eski haline kavuşturulmuştur.


Resim


Konyiç Eski Köprü


Bundan sonra Neretva Nehri komşuluğunda ilerleyerek 24 kilometre ilerideki Yablanitsa(=Jablanica) Kasabası'na ulaştık.Yablanitsa Gölü(= Jablaničko Jezero=Yablaniçko Yezero) yüzme, su sporları ve balıkçılık için çok önemli bir kaynak olup ayrıca elektrik üretiminde de kullanılmaktadır. 1943 yılında,Neretva Savaşı sırasında,Yablanitsa,Tito'nun liderliğindeki bir grup Partizan tarafından başarılı bir baskına sahne olur.Neretva üzerindeki demiryolu köprüsü üzerinden bir tren geçerken havaya uçurulur böylece nazilerin ilerlemeleri durdurulur. Bu eylemin anısına yıkılan köprü bölümü ve lokomotifin aynen durduğu ve maalesef göremediğimiz bir park ve anıt bulunmaktadır.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251061Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 19:24

Yablanitsa Kasabası'nın yaklaşık iki kilometre ilerisinde bulunan Zdrava Voda(=Sağlıklı Su) bölgesi,mükemmel bir göl manzarası ve gürül gürül akan serin sular eşliğinde kuzu çevirme yapan restoranları ile Türkiye’den gelen Balkan turu otobüslerinin mola verdiği yerdir.


Resim


Zdrava Voda Restoran'dan çevrenin görünümü



Resim


Yediğimiz kuzu çevirme lezzetliydi.Ancak dört kişi için ödediğim 80KM Bosna-Hersek ölçeği için biraz turistik bir fiyattı.Bundan sonra kalan 45 kilometrelik yolu tamamlayarak Mostar’a ulaştık.Mostar'da Villa Monera isimli otelde iki kişi gecelik 25 euro karşılığında konakladık.Burası çok basit bir yerdi ancak Eski Köprü'ye beş dakikalık yürüyüş mesafesinde bulunuyordu ve kapalı otoparkı mevcuttu.



Resim



Dinar Alplerinden doğup Dubrovnik'te denize karışan 230 kilometre uzunluğundaki Neretva Nehri,Hersek bölgesinin can damarıdır.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251062Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 19:27

Neretva Nehri'nin kıyısında yer alan 105.000 nüfuslu Mostar ise Hersek bölgesinin idari başkenti ve Bosna-Hersek’in dördüncü büyük kentidir. Ülkemizden İzmir ve Antalya ile kardeş şehir olan Mostar adının kökeni Most (=köprü) ve Mostari(=Köprü Bekçileri)kelimelerinden gelmektedir. Osmanlı’dan önce bu bölgenin egemenlerine hersek deniyormuş. Hersek’in sözcük anlamı da düke ait olan ya da dükün yeri demekmiş. Kısacası Ortaçağ’dan kalma bir ünvan olan hersek kelimesi günümüzde bir ülkenin adında yaşamaktadır. Hersek bölgesi su ve orman yönünden zengin olsa da ekonomik açıdan durumu orta hallidir.Bölge ekonomisi ağırlıklı olarak madenlere ve metal endüstrisine dayanmaktadır.Bosna-Hersek’in en büyük alüminyum tesisleri Mostar’da bulunmaktadır.
Demografik bakımdan da bölge karmaşık bir yapıya sahiptir.Bölgenin batısında katolik hırvat,doğusunda ortodoks sırp ve güneyinde müslüman boşnaklar çoğunluktadır.Bunun bir yansıması olarak kanlı olaylara sahne olan iç savaş süreci de sonrası da Mostar’da sancılı geçmektedir.

Resim


Resim

Yirmi yıldan fazla geçmiş olmasına rağmen duvarlardaki kurşun izleri aynen duruyor.:( Ya kalplerdeki izler ???


Mostar’daki ilk yerleşim Roma dönemine rastlamaktadır.1468’de Osmanlı egemenliğine geçen ve iç savaşta çok hırpalanan şehirdeki tarihi köprü 2004 yılında topluluklar arasında bir bağ oluşturması umuduyla yeniden açılmıştır.Ancak Mostar,halen bölünmüş bir kent konumundadır.Hırvatlar nehrin batı tarafında, Müslümanlar ise doğu tarafında yaşıyorlar.Hırvatlar ve Boşnaklar ayrı yerlerde oturdukları gibi ayrı dükkanlardan alışveriş ediyor ve ayrı kafelere gidiyorlarmış.Savaş sırasında şehirden ayrılmak zorunda kalan Sırplar ise bir daha geri dönememişlerdir.


Resim


Mostar Köprüsü(=Stari Most)
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251064Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 19:33

Kanuni Sultan Süleyman,baş mimarı Koca Sinan’a Mostar halkının kendisinden şehirleri için istediği eşi benzeri olmayan bir köprünün yapılması isteğini iletir.O sıralar Mimar Sinan,Süleymaniye külliyesinin yapımı ile uğraştığından bu görevi aslen Mostar’lı olan öğrencisi Mimar Hayreddin'e verir.1557'de başlayan köprünün yapımı tam dokuz yıl sürer ve 1566 yılında tamamlanırsa da Kanuni göremez.Taş köprünün yapımında teneliya adı verilen yöreye has hafif ve güçlü bir kireçtaşı, beden duvarlarında breça denilen ve nehir kıyısı boyunca bol miktarda bulunan bir kum-çakıl karışımı ve köprü döşemesi üzerinde ise kreçniyak denilen ve adeta mermer sertliğinde olan kireç taşı kullanılmıştır. Yüksekliği 24 metre, uzunluğu 28.7 metre ve genişliği 4.49 metre olan köprü sahip olduğu mimari güzellikler dışında sembolize ettiği şeyler nedeniyle de dünyanın en önemli yapıları arasında sayılmaktadır.

Yapımında o dönemin en iyileri olan Dubrovnikli ustaların çalıştığı ve İslam'ın simgesi olan hilal şeklinde inşa edilen köprüde Allah'ın 99 adına atfen 99 adet basamak yapılmıştır.Köprünün içinde her zaman muhafızların(=mostari) bulunduğu kulelerinden soldakine Tara sağdakine Halebiye adı verilmiştir.Evliya Çelebi de günümüzde devlet konukevi olarak kullanılan Tara adlı kulede üç ay kalarak eseri Seyahatname 'yi yazmıştır.Evliya Çelebi,nehrin bir yakasından diğerine uzanan bir gökkuşağına benzettiği Mostar Köprüsü'nün gezdiği on altı imparatorluk içerisinde benzersiz bir yapı olduğunu belirtmiştir.Gerçekten de inşaatı tamamlandıktan sonra bir ilgi odağına dönüşen bu köprü günümüzde kültürel hoşgörünün simgesi sayılmaktadır.


Resim


Eskiden nişanlı erkeklerin eş adaylarına sevgi ve cesaretlerini göstermek için atladıkları köprüde şimdilerde bu iş para için yapılmaktadır.


Resim


Riske girmek istemeyenlere daha düşük rakımlı alternatifler de mevcuttur.:) Su,bayağı soğuk ve akıntı fazla olduğu için Neretva'da yüzmeyi düşünmeyiniz derim.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251065Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 19:34

Mostar'ın müslüman kısmı ile hıristiyan kısmını birbirine bağlayan ve barışın sembolü olarak kabul edilen tarihi Mostar Köprüsü 1992 yılında Sırplar tarafından bombalanıp harap edilir.Sonrasında Hırvat tanklarının köprüye daha büyük zarar veren saldırıları başlar ve 9.Kasım.1993'te köprü tamamen yıkılır ve taşları Neretva’nın sularına gömülür.


Resim


Ünlü sanatçı Edward Serotta'nın köprü yıkıldıktan sonra çektiği fotoğraf

1997 yılında Unesco,TİKA ve Dünya Bankası iş birliği yaparak köprünün yeniden inşasının finanse edilmesine karar almışlardır.Yapı Merkezi isimli şirket tarafından temel,beden duvarları ve zemini güçlendirilen köprü,ER-BU adlı bir başka Türk şirketi tarafından aslına uygun olarak yeniden inşa edilmiştir.Köprünün yeniden inşası için suya gömülen taşların macar dalgıçlar tarafından sudan vinçlerle çıkarılarak tekrar kullanılması denenmiş ancak suyun taşların özelliğini bozmuş olması nedeniyle bu yöntemden vazgeçilmiştir.Bunun üzerine köprünün ilk yapımında kullanılan orijinal taşların çıkarıldığı taş ocağı yeniden faaliyete geçirilerek yapım için gerekli materyal sağlanmıştır.İnşaat firması orijinal modele sadık kaldığı gibi köprünün temellerini de sağlamlaştırmış ve 2002 yılında başlayan çalışmalar 23.Temmuz.2004 tarihinde İngiltere Veliaht Prensi Charles tarafından köprünün tekrar hizmete açılmasıyla sonlanmıştır. 2005 yılında Dünya Mirası Listesi’ne eklenen köprünün savaş döneminde yaşadığı tüm gelişmeler köprünün Tara Kulesi içinde yer alan ve 3KM ödeyerek girilen üç bölümlü Eski Köprü Müzesi’nde sergilenmektedir.Müzenin labirent adı verilen üçüncü bölümünde bir de fotoğraf sergisi bulunmaktadır.


Resim


Köprünün eğimi ve kaygan taşları yürürken dikkat etmeyi gerektiriyor.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251066Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 19:42

Mostar'daki bir başka tarihi köprü ise,Neretva’nın diğer kolu Radobolya Deresi üzerinde bulunan ve tarihi Mostar Köprüsü'ne bir hayli benzeyen Eğri Köprü(=Kriva ćuprija=Kriva Çupriya)'dür.8.5 metre genişlik ve dört metre yükseklikte olan bu köprüyü 1558 yılında Civan Kethüda adlı bir mimar yapmıştır.Bazı tarihçiler bu köprünün aslında Mostar Köprüsü'ne bir ön hazırlık olması amacıyla yaptırıldığını iddia etmektedirler.Bu köprü de saldırılardan çok isabet almış ve 1999 yılında meydana gelen bir su taşkınında ise tamamen yıkılmıştır.Köprü,onarım sonrası 2002 yılında tekrar hizmete açılmıştır.


Resim


Eğri Köprü

Bu köprüyü fotoğrafladıktan sonra Mostar’ın Kujundžiluk(=Kuyunciluk) olarak adlandırılan eski çarşısına girdik.Türkiye Konsolosluğu da bu sokakta bulunmaktadır. Yer yer arnavut kaldırımı yer yer parke taş döşeli sokaklarda yer alan sağlı sollu dükkanlarda bolca el işi takılar,bakır eşyalar ve her çarşıda olduğu gibi çin malları sergilenmekte idi.Üzerine Mostar şehrinin simgesi olan nar figürü işlenmiş bakır eşyalar ilginçti.


Resim


Resim


Mostar Çarşısı'ndaki tezgahlar
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251067Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 19:45

Mostar Köprüsü'nü geçtikten sonra sola dönüp çarşı içinde yaklaşık 150 metre kadar ilerleyince karşınıza çıkan ilk cami Koski Mehmet Paşa Camisi(=Koski Mehmet Pašina Džamija=Koski Mehmet Paşina Camiya)’dir.


Resim


Caminin Mostar Köprüsü'nden görünümü

Mostar'ın bu ikinci büyük camisi,Sadrazam Sokollu Mehmet Paşa’nın ruznamecisi(=devlet hazinesinin muhasebecisi) ve tımar defterdarı Koski Mehmet Paşa tarafından 1618 yılında yaptırılmıştır.İç kısmı 12,4x12,4 metre ölçüsünde kare formlu olup bu haliyle Karagöz Bey Camisi'ne benzerse de ondan biraz daha küçüktür.Küçük bir şadırvan bulunan avlusundan ve minaresinden köprü ve eski şehri gören eşsiz bir manzaraya sahiptir.İç savaşta yıkılan cami minaresi onarılarak 2001 yılında tekrar ibadete açılmıştır.


Resim


Caminin giriş kapısı


Resim


Resim

Caminin içinden kareler


Camiyi gezmek 6 KM ancak 89 basamaklı minareye çıkmak ya da avlunun köşesinden Mostar Köprüsü'nü izlemek ve fotoğraf çekmek isterseniz 10 KM ödemeniz gerekiyor.Allah'ın evini para karşılığında gezebilmek fikri hoşuma gitmese de merakımı gidermek için bu parayı ödemeye razı oldum.


Resim


Caminin avlusu ve şadırvanı


Resim


Koski Mehmet Paşa Camisi'nden Mostar Köprüsü'nün görünümü
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251068Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 19:48

Koski Mehmet Paşa Camisi'nden çıkınca sola doğru 400 metre kadar ilerleyince 1557 yılında Sadrazam Rüstem Paşa’nın kardeşi Karagöz Mehmet Paşa adına yaptırılmış Karagöz Bey Camisi(=Karađozbegova džamija=Karagoz Begova Camiya)’ne vardık.Kalem kullanılarak yapılan nakışlı kubbesi ve 35 metrelik yüksek minaresi ile tanınan bu güzel eser,Mimar Sinan tarafından yapılmıştır.İç savaşta keskin nişancı(=sniper) ateşi ile minarede ezan okuyan müezzinin öldürüldüğü bu cami topçu ateşi ile tamamen yıkılmasına rağmen tekrar inşa edilerek 2004 yılında ibadet ve ziyarete açılmıştır.Tek kubbeli olan caminin iç kısmı kare biçimli olup 13,4x13,4 metre ölçüsündedir. Pencerelerin kemerlerine yerleştirilmiş mermer kafes oymaları,Mimar Sinan’ın İstanbul’daki pek çok camisinde olduğu gibi bu camide de görülmektedir.Caminin yanında yer alan medrese ise günümüzde Mostar’ın en eski halk kütüphanesini barındırmaktadır.

Resim


Resim


Resim


Karagöz Bey Camisi


Ertesi gün Ramazan Bayramı olduğundan cemaat camide kapsamlı bir temizlik çalışması yapıyordu.Yine de Türkiye’den geldiğimizi öğrenince bizi içeriye kabul ettiler ve camiyi gezdirdiler.
Resim


Camide sergilenen el yazması Kuran-ı Kerim


Resim


Resim


Resim


Caminin bahçesinde eski mezar taşları ile dolu bir de mezarlık mevcut.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251071Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 20:00

Mostar'da,kentin varlıklı Türk ailelerine ait olan ve 17-18.yüzyıllar arasında yapılmış iki tane ev görülmeye değerdir.Her ev,servis alanı (=selamlık),ailenin yaşadığı alan(=haremlik) ve bahçe olmak üzere üç bölümden oluşur.Hizmetçilerin çalıştığı ve eve gelen gıda ve malzemelerin depolandığı yerleri içeren selamlık,aynı zamanda eve gelen yabancıların da kabul edildiği bölümdür.Haremlik bölümünde ise yatak odaları,mutfak ve hamam bulunur.Saat 18'i geçtiği için bu evleri gezmek mümkün değildi.Alelacele birer fotoğraf çekmekle yetindik.

Resim


Bişçeviç Evi(=Biščevića kuća=Bişçeviça Kuça)


Karagöz Bey Camisi'nden Neretva'ya doğru yüz metre yürüyünce karşılaştığımız Bişçeviç Evi,1635 yılında inşa edilmiştir.Neretva Nehri doğusunda yer alan bu ev orijinal Osmanlı ev mimarisinden biraz farklı olarak çok yüksek iki taş sütun üzerine inşa edilmiştir.Evin içindeki özgün mobilyalar ise aynen korunmuş olup bahçesinde şirin bir kafe bulunmaktadır.


Resim


Muslibegoviç Evi(=Muslibegovića kuća=Muslibegoviça Kuça)


Karagöz Bey Camisi'nden dağa doğru iki yüz metre kadar yürüyünce karşımıza 18.yüzyılda ve dört katlı olarak inşa edilmiş Mostar'ın en etkileyici binası olan Muslibegoviç Evi çıktı.Halen ilk günkü sahiplerinin mülkiyetinde olan binanın zemin katı günümüzde bir otele üst katları ise müzeye ev sahipliği yapmaktadır.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251072Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 20:05

Resim

Mostar Haçı

Mostar'da tıpkı Üsküp'te olduğu gibi şehrin en yüksek tepesine yapılmış bu haç dikkatimi çekti.Elbette kendi seçimleridir ancak böyle çok kültürlü ve çok etnik gruplu kentlerin tepesine dikilen devasa boyutlarda haçları görünce Bosna-Hersek'in Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç'in kendisine bu durumu şikayet edenlere verdiği bilgelik dolu cevabı aklıma geliyor; "onlar ne kadar uğraşsalar da haçı gökyüzüne çıkaramazlar oysa hilal hep göktedir ve asla inmez".

Saat 19 civarı idi.Gezmemiz gereken yerler listesinde yer alan ve Mostar'a kırk kilometre mesafede bulunan Trebižat Nehri üzerindeki Kraviçe Şelalesi(=Slapovi Kravice) ile şehrin içinde yer alan ve II.Dünya Savaşı'nda ölenler anısına yaptırılmış Partizan Abidesi(=Partizansko grobliye)'ni gezemedik.Gezi programınızı yaparken Mostar için bir tam gün ayırmanızı tavsiye ederim.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251073Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 20:08

Bundan sonra Mostar'a 12 kilometre uzaklıkta bulunan Blagay Tekkesi (=Blagaj Tekija=Blagay Tekiya)'ne doğru yola çıktık.Tekke, Neretva’nın kollarından Buna’nın da doğduğu yerde bulunmaktadır.Tekkenin yaslandığı tepenin tabanındaki mağaralardan doğan Buna Irmağı'nın suyu yaz sıcağında bile çivi gibiydi. İsterseniz tadı çok iyi olan nehir suyundan çekinmeden içebilirsiniz.Bu bölgeye ilişkin buluntular tarihinin onuncu yüzyıla dayandığını ve o zamanlar adının Bona olduğunu göstermektedir.Bölgenin Osmanlı egemenliğine girdiği 1465 yılında bektaşi dervişler tarafından "yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevmek" idealiyle kurulan tekke,tarihinde Kadiri,Rufai,Halveti ve Nakşıbendi tarikatlerine ev sahipliği yapmış ve halen de bir Nakşibendi tekkesi olarak devam etmektedir.Tekke;Sarı Saltuk ve Şeyh Açıkbaş'ın türbeleri,ibadet odaları,mutfak, misafirhane, hamamlık,iç avlu ve abdesthane bölümlerinden oluşmaktadır.Osmanlı döneminde özellikle bölgedeki Boşnakların Müslümanlığı seçmesinde tekkenin çok önemli bir rol oynadığı kabul edilmektedir.Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde de bu tekkeden bahsedilmektedir.1952 yılında tekkeden uzaklaştırılan dervişler iç savaş sonrasında geri dönmüşlerdir.2012'de kapsamlı bir restorasyon geçiren Blagay Tekkesi'nin sponsorluğunu ve kafe ve restoranlarının işletmeciliğini bir Türk firması yapmaktadır.


Resim


Blagay Tekkesi


Resim


Buna Irmağı'nın doğduğu mağara
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251074Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 20:10

İki katlı olarak inşa edilen Tekke gayet iyi korunmuş durumdadır.İçeriye kadınların saçı açık,erkeklerin de şort ile girmeleri yasak ancak kapıda ücretsiz olarak eşarp temin edebilirsiniz.Tekkenin içinde Sarı Saltuk ve uzun süre tekkenin şeyhliğini yapmış olan Şeyh Açıkbaş'ın türbeleri bulunmaktadır.


Resim


Sarı Saltuk ve Şeyh Açıkbaş'ın türbeleri

Soluk tenli çilekeş anlamına gelen Sarı Saltuk,tarih kitaplarına göre İzzettin Keykavus döneminde bir grup Anadolu dervişini Deliorman’a götüren ve onlarla birlikte Dobruca’ya yerleşen siyasal bir rehber ve efsanevi bir sufidir. Anadolu ve Rumeli’nin fethi sırasında önemli rol oynadığı söylentisine dayanılarak Sarı Saltuk efsanesi ile kahramanlaştırılmış bir bektaşi babasıdır.Bir destan kahramanında bulunması gereken güç,cesaret,gözüpeklik ve kendisinden aman dileyenleri bağışlama gibi tüm özellikleri taşıması yanında;ok atmak,yazı yazmak,yüzmek gibi konularda da son derece başarılıdır.İlaveten uzakta konuşulanları duyabilmekte,düşmanlarını yakınında olmasalar da yok edebilmekte ama hiç kimse ona bir zarar verememektedir.
Bu kadar olağanüstü özelliklere sahip bir kişiliğin çoğul olması aslında doğal karşılanması gereken bir durumdur. Başka deyişle her yörenin, her coğrafyanın bir Sarı Saltuk’u olduğu gibi türbelerinin Makedonya Ohrid'de gördüğümüz üzere hem hıristiyanlar hem de müslümanlar tarafından ziyaret ediliyor olması nedeniyle bir bakıma dinler üstü bir kişilik olduğu da söylenebilir.
Bir görüşe göre 1300 yılında vefat ettiği kabul edilen Sarı Saltuk, İslamiyet’in yayılmasını sağlamak amacıyla türbelerinin birden fazla yerde olmasını kendisi istemiştir.En bilinen Sarı Saltuk türbesi İznik ve Mostar'da bulunmakta olup her yıl Mayıs ayında bu tekkede yapılan anma törenlerine dünyanın pek çok yerinden insanlar geliyormuş.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251075Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 20:12

Resim


Hava kararırken Blagay Tekkesi'nin görünümü

Tekke ziyaretimizi tamamladığımızda hava kararmak üzereydi.Bizim planımızda akşam yemeğini Mostar'da meşhur Şadırvan Restoran'da ulusal yemek tabağı ısmarlamak vardı.Ancak ortam o kadar güzel ve huzur vericiydi ki fikrimizi değiştirip akşam yemeğimizi tekkenin hemen karşısında bulunan restoranda almaya karar verdik.Burada;


Resim


Alabalık


Resim

Salata ve gazlı içecekten oluşan basit ama lezzetli menüye dört kişi için sadece 45 KM ödedim.


Sonrasında tarihi köprünün altındaki bir kafeye oturup bir yandan kahvelerimizi içerken bir yandan da köprünün gece görünümünü hayranlıkla izledik.


Resim


Mostar Köprüsü'nün gece görünümü
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251076Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 20:14

Salı sabahı bayramın ilk günüydü.Biz de kendi aramızda bayramlaştıktan sonra erkenden otelden ayrıldık ve ilk gördüğümüz börekçide kahvaltımızı yaptık.Bundan sonra Dalmaçya kıyılarının en gözde turizm merkezi olan ve 150 kilometre güneyde bulunan Dubrovnik’e doğru yola çıktık. Mostar'ın çıkışında Saraybosna'daki Milli Kütüphane'ye benzeyen bir bina dikkatimizi çekince fotoğraflamak için durduk.Çevredekilere sorunca binanın Mostar Lisesi(=Гимназија Мостар= Gimnaziya Mostar) olduğunu öğrendik.Endülüs mimari üslubuyla 1898 yılında tamamlanan okulun özelliği sadece boşnak ve yabancı uyruklu öğrencilere açık olması imiş.


Resim


Mostar Lisesi


Yol üzerindeki ilk durağımız Mostar'a 29 kilometre uzaklıkta bulunan Poçitel(=Počitelj) oldu.Poçitel başlangıç anlamına geliyor.Başlangıç denmesinin nedeni Dalmaçya kıyılarına en yakın Osmanlı yerleşim yeri olmasından kaynaklanmaktadır.Burası nehir kenarından başlayan dik bir yamaçta kurulan ve tepesinde yer alan büyük kalesi ile gerçekten geçit vermeyen bir yer görünümündedir.Poçitel’in 1383 yılında Bosna Kralı 1. Stjepan Tvrtko tarafından inşa edilmiş olduğu düşünülmektedir.Kale surları Osmanlı buralara gelmek üzereyken Macar Kralı Matija Korvin tarafından güçlendirilmişse de 1471 yılında fethedilmesini engel olamamıştır. Poçitel’e 1664 yılında bir saat Kulesi ve kervansaray eklenmiştir.Şişman İbrahim Paşa’nın adını taşıyan medrese ise 17. yüzyılın ilk yarısında yaptırılmıştır.Savaş döneminde Hırvatların yoğun bombardımanında kaldığı için bir çok Osmanlı eseri ve taş evler zarar görmüş ve köylüler evlerini terk etmek zorunda kalmışlardır.2000 yılında Bosna Hersek Devleti,Poçitel'i koruma ve canlandırmak için Dünya Bankası ve Türkiye'nin desteğini alarak bölgeyi koruma altına almış ve halka geri dön çağrısında bulunmuştur. Günümüzde Unesco dünya mirası listesine alınan Poçitel'de,bahçelerinde yetiştirdikleri meyveleri gelen turistlere satarak hayatlarını kazanma çabasında olan az sayıda aile yaşamaktadır.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Cevapla

“YURTDIŞI GEZİLERİMİZ” sayfasına dön

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 80 misafir