Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

YURTDIŞI GEZİLERİMİZ, DENEYİMLERİMİZ,TAVSİYELER

Moderatörler: cenknalbantoglu, DERKMEN, Offroadpassion

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251103Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 21:59

Dubrovnik'teki ikinci akşam yemeğimizde tercihimizi limanda yer alan Lokanda Peskarija adlı restoranda aldık.Eskiden balık hali olan mekan günümüzde restorana dönüştürülmüş olup sade bir balıkçı ailesinin evinde pişen deniz ürünleri ağırlıklı bir menü sunuyorlar.Türklerin yoğun rağbeti nedeniyle Türkçe menüleri de mevcut.Basit bir masa ve sandalyede alınan bu sade menü yerine fazla vereyim daha rahat ve lüks bir menü alayım derseniz Aziz Blaise Kilisesi'nin karşısında yer alan ve benim de aklımda kalan Gradska Kavana Arsenal Restaurant'ı tercih etmenizi öneririm.


Resim


Restoranın bulunduğu bölgeden Dubrovnik'in görünümü


Resim


Ahtapot salata(=Salata od Hobodnice)



Resim


Kalamar


Resim


Haşlanmış midye(=Musule)


Resim


Büyük Salata(=Salata velika)


Resim


Krem Karamel


Bu lokantada porsiyonlar çok büyüktü.Dört kişi olduğumuz ikişer ikişer istediğimiz yemekleri bitiremedik.Bu yemeğe de 720 Kuna ödedim.


Resim


Yemek sonrası dolaştığımız hediyelik eşya dükkanından kızımın istediği yöresel kıyafetli hırvat bebeğini de 180 Kuna'ya aldıktan sonra ertesi sabah yola erken çıkacağımız için evimize dönerek gezimizin Dubrovnik ayağını noktaladık.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251104Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 22:02

Perşembe sabahı evdeki kahvaltımızın ardından Karadağ'a doğru yola çıktık.Dubrovnik’ten Karadağ sınır kapısı 38 Kilometre mesafededir.Sabah erken saatte çıkmanın avantajı ile sınır kapısında kalabalığa kalmadan işlemleri tamamlayıp Hırvatistan’dan çıkıyoruz.Yolculuğun üçüncü gününde Karadağ'a giriş yaparken 20€ araç sigortalama ücretini ödediğimiz için Karadağ sınır kapısını da çabucak geçerek hepsi Karadağ anlamına gelen İtalyanca Monte Negro veya yerel adla Çorna Gora(= Црна Гора)'ya girdik.Sadece 700.000 nüfuslu olan Karadağ,AB’ye girme çabasında ve para birimini de şimdiden Euro olarak ilan etmiştir.Turizmin en büyük geçim kaynağı olması nedeniyle turistlere karşı son derece saygılı ve dürüst davranıyorlar.
Karadağ sınırından sonraki yolun 20.kilometresinde,Orjen Dağı eteklerinde ve tam da Kotor Körfezi'nin giriş noktasında kurulmuş olan, merkezi 17.000 nüfuslu Herseg Novi(=Херцег Нови) şehri karşımıza çıktı.1382 yılında Bosna Kralı Stjepan Tvrtko tarafından Yeni Kale anlamına gelen Castel Nuovo adıyla kurulan bu şehir,1482 yılında yapılan kanlı savaşlar sonrasında Osmanlılar tarafından fethedilmiş ve iki yüzyıl hüküm sürülen topraklar daha sonra Venediklilere bırakılmıştır.Kotor ve Budva gibi burası da Eski Şehir(=stari gorad) bölgesine sahip olan ve taş işçiliğinin yoğun olduğu sakin bir sahil şehridir.


Resim



Resim



Herseg Novi ve Kotor Körfezi'nin girişi
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251105Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 22:04

Saat kulesinin altından geçerek Eski Şehir(=Stari Gorad) bölgesine geldik ve burada Kanlı Kule(=Kanli Kula) adlı hisarla karşılaştık.Adriyatik Denizi'ne hakimiyeti nedeniyle kritik bir öneme sahip olan kaleyi ele geçirmek isteyen Osmanlılar bu uğurda 2.000 şehit verdikleri için fetih sonrası buraya bu ismi uygun görmüşlerdir.Günümüzde bu kule ve çevresi açık hava sahnesi olarak kullanılmaktadır.


Resim


Herseg Novi Saat Kulesi


Resim


Resim


Kanlı Kule ve Açık Hava Tiyatrosu


Kanlı Kule'den çıkınca meydanda yer alan Portofino adlı kafede oturduk. Burada istediğimiz sallama çayın yanında ayrı bir küçük bardakta taze sıkılmış limon suyu ve tatlandırıcı olarak da bal geldi.Bizim demli çayın yerini tutamazsa da bu ballı-limonlu çay,sabah keyfimizi arttırdı.


Resim


Herseg Novi'de sabah keyfi
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251106Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 22:05

Herseg Novi'nin ardından,Unesco dünya mirası listesinde yer alan Kotor Körfezi(=Boka Kotorska)'ni gezmeye başladık.Yaklaşık otuz sekiz kilometre uzunluğundaki Kotor Körfezi,Hırvatistan ile Karadağ arasında yer alan en geniş körfezdir.Yakın zamanda yapılan çalışmalar,bu körfezin Akdeniz'in fiyordu olduğu şeklindeki tanımlamaların hatalı olduğunu ve körfezin coğrafi şeklinin ria olduğunu yani akarsularla derin bir şekilde yarılmış olan bir vadinin alt kısmının denize gömülmesi sonucunda oluştuğunu ortaya çıkarmıştır.Karadağ'ın son derece engebeli bir arazisi olduğundan yerleşime uygun yerler ve yollar,sahil ile sarp dağlar arasındaki dar bir şeritte sıkışmıştır.
Kotor Körfezi;Kotor,Herceg Novi ve Tivat olmak üzere üç belediyeden oluşmaktadır.Kotor Körfezi’ni araçla gezilebileceği gibi bisikletle gezmek için 16 kilometre uzunluğunda ve 4 saat kadar süren bir bisiklet rotasını veya Kotor ya da Perast'tan kalkan tekneleri kullanmak da olasıdır. Kotor'dan kalkan tekne turu iki buçuk saat sürüyor ve fiyatı 15€ iken Perast'tan kalkan tekne turu bir saat sürüyor ve fiyatı 3€'dur.
Herseg Novi’den 15 kilometre sonra ulaşılan Kamenari’den Kotor’a gitmek için iki seçenek bulunmaktadır.Birinci seçenekte 5€ ödeyerek feribota binip 15 dakika içinde karşı kıyıdaki Lepetane’ye varıp oradan da 16 kilometre ötedeki Kotor’a araçla gitmek toplamda yarım saat sürmektedir.İkinci seçenek ise kara yolunu takip ederek önce 16 kilometre ilerideki Perast’a oradan da 12 kilometre ilerideki Kotor’a ulaşmaktır.Eski Yugoslavya'dan ayrılan tüm ülkelerde olduğu gibi Karadağ’da da polisler seyyar radarlarıyla sürekli denetim yaptıklarından sürücünün tabelalara ve özellikle hız sınırlamalarına uyması menfaati icabıdır.Hal böyle olunca virajlarla dolu olan 28 kilometrelik Kamenari-Kotor yolu da yaklaşık bir saat sürmektedir.


Resim


Kotor Körfezi


Resim


Körfez girişi
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251107Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 22:07

Perast,Saint Iliya Dağı eteklerinde,Kotor ve Risano Körfezlerini birbirinden ayıran bir burun üzerinde yer almaktadır.Tam karşısında yer alan Verige Boğazı ise Kotor Körfezi'nin en dar kısmını oluşturmaktadır. Eskiden beri rus zenginlerin tercih ettiği Perast'ta onlara ait bir çok ev varmış.Hatta bu yüzden Perast'a küçük Moskova da deniyormuş.


Resim


Resim


Perast Kasabası

Perast,sakin ve küçük bir tarihi kasabadır.Perast’a gitmişken öğle yemeğimizde sahilde yer alan Konoba Skolji’nin kuzu tandırını denedik.


Resim



Resim


Salata,bira ve enfes bir kuzu tandırdan oluşan bu yemeğe dört kişi için 60€ ödedim. Porsiyonlar bana bile büyük geldi.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251108Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 22:09

Yemekten sonra sahilden 12€ ödeyerek kiraladığımız tekne ile körfezin ortasında yer alan adalara doğru hareket ettik.Perast'ın karşısında yer alan biri doğal diğeri insan eliyle oluşturulmuş iki ada ve bunların üzerinde yer alan dini yapılar kasabanın simgesi durumundadırlar.



Resim


Perast'ın karşısında yer alan ünlü adalar


Tekne ile ilk durağımız küçük yapay bir ada üzerinde yer alan Kayaların Leydisi Kilisesi(=Gospa od Škrpjela) oldu.22.Temmuz.1492 tarihinde Perast'ta yaşayan venedikli iki denizcinin bu kayalıkta buldukları ve Hz.Meryem ile Hz.İsa’nın tasvir edildiği Madonna ikonası bir tanesinin hastalığını iyileştirmiş.Bunun üzerine denizci de başkalarına da sağlık getirsin diye ikonayı bu kayalığın üzerine yerleştirmiş.O zaman bu kaya parçasının su üzerindeki kısmı uzaktan zorlukla seçilebilecek düzeyde imiş.Fakat bu tarihten sonra seferden salimen dönen her denizci bu kayalığın üzerine yeni bir kaya taşımış ve zamanla burada 3.030 metrekare büyüklüğünde yapay bir ada oluşturulmuştur.Her sene, 22.Temmuz'da gün batımı zamanı bölge sakinleri faşinada adını verdikleri etkinliğin gereği olarak teknelerle bu adaya gelip denize kaya parçaları atarak adanın yüzölçümünü arttırmaya çalışırlarmış.Adadaki kilise,1632 yılında Ortodoks sırplar tarafından inşa edilmiştir.Pek çok kez elden geçirilen kilise,bugünkü şeklini 1722 yılında almış olup içinde Tripo Kokolya adlı ünlü barok ressamın yaptığı 68 adet tablo barındırmaktadır. Bunlardan özellikle on metre uzunluğundaki Meryem'in ölümü adlı eser dikkat çekicidir.Kilisenin arka tarafında ise küçük bir hediyelik eşya dükkanı bulunmaktadır..


Resim


Resim


Resim


Resim



Resim



Resim


Kayaların Leydisi(=Gospa od Skrpjela) Kilisesi'nden kareler
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251109Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 22:12

Bu adanın sadece yüz metre yanındaki Ostrvo Sveti Dorde adında ki doğal ada üzerinde ise Kotor'un koruyucu azizi Saint George Benedictine adına kurulmuş manastır bulunmaktadır.Dokuzuncu yüzyılda kurulan ve yıllar içerisinde pek çok korsan istilası, deprem ve yangın atlatan manastır,geçirdiği onarımlar sonrasında bugünkü durumuna gelmiştir.Bir zamanlar seferden dönen gemileri ellerindeki beyaz sayfaları sallayarak selamlayan rahiplerin bulunduğu Manastır günümüzde tıpkı arka tarafındaki mezarlık gibi derin bir sessizliğe gömülmüş durumdadır.


Resim


Resim


Ostrvo Sveti Dorde Adası'ndaki St.George Benedictine Manastırı


Kotor Körfezi'nde kumsal alan ve plaj neredeyse yok gibidir.Bu nedenle denize girmek için beton sahil şeridini kullanmak gerekmektedir.Kapalıya yakın bir koy içerisinde kalan ve hemen derinleşen bu hareketsiz denizin suları şaşırtıcı biçimde temizdir.Yine de suyun tuz oranı düşük olduğundan denizden çok gölde yüzüyorsunuz hissi uyandırmaktadır. İnternette okuduğumuz en ünlü kumsal olan Bajova Kula Plajı,Perast’a üç kilometre mesafede bulunmaktadır.Plaja gittiğimizde hepi topu elli metre uzunluğundaki kumsalı görünce buraya para ödeyeceğimize yolumuza devam ederek denize otelimizin önünden girmeyi tercih ettik.

Resim


Bajova Kula plajı
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251110Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 22:14

Bajova Kula'dan sonra büyüleyici güzellikteki manzara ve araya serpiştirilmiş gibi duran kilise ve şapel tabelaları eşliğinde dokuz kilometre daha devam ederek Adriyatik'in bir başka büyüleyici hazinesi olan Kotor'a ulaştık.Gaziantep'in kardeş şehri olan Kotor,Lovçen Sıradağları'nın dik yamaçlarına sırtını yaslamış ve iç denizdeki doğal bir limanda konumlanmıştır.Çarpıcı mimarisi ve doğal güzelliğiyle dikkati çeken bu küçük ve huzurlu liman şehri,tarihte pek çok devlet tarafından fethedilmiştir.Sırasıyla Roma,Vizigot,Bizans, Slovenya,Venedik,Avusturya-Macaristan, Fransa, Yugoslavya ve Sırbistan devletleri bu şehirde hüküm sürmüşlerdir.Bu kadar el değiştirmek yanı sıra şehrin geçirdiği ve sonuncusu 1979'da olan büyük depremler dahi dokusunu bozmak yerine karizmasının daha da artmasına neden olmuştur.Tarih sahnesine Romalılar tarafından çıkarıldığına inanılan ve Orta Çağ'da önemli bir kültür ve ticaret merkezi haline gelen Kotor,bugünkü haline 1420-1797 arasında hüküm süren Venedikliler tarafından getirilmiştir. Osmanlı Devleti ise Kotor’u 1538 ve 1657 yıllarında iki defa denizden kuşatmış ancak o dönem Venediklilerin elinde olan şehri ele geçirmeyi başaramamıştır.Akdeniz'i bir Türk gölü haline getiren Barbaros Hayreddin Paşa,bu şehri ele geçiremese de Kotor Körfezi'nin ağzını gemi geçişlerine kapatarak Kotor'u Osmanlı Devleti'ne vergi ödemek zorunda bırakmıştır. Tüm Balkan ülkelerinin aksine bu şehirde Osmanlı'dan kalma bir yapı bulunmamasının sebebi de budur. Kendisi küçük fakat barındırdığı tarihi ve mimari eserler açısından oldukça önemli bir şehir olan ve 23.000 civarı nüfusa sahip olan Kotor,1979 yılından beri UNESCO'nun Dünya Mirası Listesi'nde yer almaktadır.

Kotor merkezini gezmeden önce eşyalarımızı bırakmak amacıyla otelimize doğru hareket ettik.Kotor’da,şehir merkezine 9 kilometre mesafede bulunan Donji Stoliv bölgesinde bulunan Casa Rozalija Oteli’nde konakladık.Gezimizin bu en pahalı konaklaması için iki kişi oda+kahvaltı gecelik 100 euro ödedik.Otel gayet güzel ve hizmet de kusursuzdu. Üstelik denize sıfır konumda ve otoparkı da mevcut olduğu için son derece memnun kaldık ve denize de buradan girdik.


Resim


Casa Rozalija Oteli
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251111Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 22:16

Otele yerleşme ve deniz faslı bitince akşam üzeri Kotor'a indik ve aracımızı belediye binasının arkasındaki paralı otoparka bıraktık. Dubrovnik'te 3€/saat olan abartılı otopark tarifesi sonrasında burada park etmenin saatinin 0.5€ olduğunu görmek bizi rahatlattı.Bu arada kural dışı yere park etmenin cezasının 90€ olduğunu da hatırlatayım. Otoparktan çıkınca karşımızda yer alan limana doğru yöneldik. Limana yanaşmış olan kocaman bir cruise gemisi rıhtımda pek de ihtişamlı gözüküyordu.İtiraf edeyim ki limanda demirli lüks yatların da ondan aşağı kalır yanları yoktu.


Resim



Resim



Resim



Kotor Limanı


Resim


Limandan St.Giovanni(=St.John) Kalesi'nin görünümü
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251112Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 22:18

Limandan sonra şehri çevreleyen surların yanından akan Skurde Nehri’nin körfezle buluştuğu noktadaki köprü üstünden geçip,parkın içinden yürüyerek Eski Şehir(=Stari Grad) bölgesine geldik.Şehri koruyan Tahkimat(=Fortification) duvarlar,surlar,burçlar, kuleler,kapılar,sarnıçlar ile kaleden oluşmaktadır.
Tahkimat,nefesine güvenenlerin 09-20 saatleri arasında 3€ ödeyip tam 1424 basamak çıkarak ulaşabileceği 280 metre yüksekliğindeki Saint Giovanni Dağı'nın tepesinde sonlanmaktadır.İşin doğrusu ben vaktim olsa da çıkamazdım ancak internette ya sabah erken ya da akşam üzeri iyi bir ayakkabı giyip yanınıza içecek su alarak çıkılması önerilen ve en az iki saat sürdüğü belirtilen bu son noktada harika bir körfez manzarası izleniyormuş.


Resim


Tahkimat ve ortasında görünen Sağlık Kilisesi



Şehri çevreleyen Tahkimatın zirvesindeki Saint Giovanni(=St.John) Kalesi'ne giden yolda pek çok kilise bulunmaktadır.Bunlardan yüzüncü metrede yer alan Sağlık Kilisesi(=Crkva Gospe od Zdravlja=Church of Our Lady of Remedy) ,bir katolik kilisesi olup 1518 yılında Kotor'u etkileyen veba salgını sonrasında dağın bu oldukça dik yamacında yapılmıştır.



Resim



Zirveye giden yolun başlangıcından St.Giovanni Kalesi'nin görünümü
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251113Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 22:20

Resim



Resim



Şehir dış duvarında gördüğümüz kanatlı aslan rölyefi(=kabartması)


Şehri çevreleyen 4,5 kilometre uzunluğunda,20 metre yüksekliğinde ve kalınlığı 2 ila 16 metre arasında değişen duvarların Orta Çağ şartlarında aşılması çok güç imiş.Duvarın üzerinde gördüğümüz Kanatlı Aslan (=Grifon) kabartması bu şehirdeki Venedik hakimiyetini simgelemek için yapılmıştır.Kabartmadaki aslanın pençesinde açık bir kitap tutuyor olması şehrin Venedikliler tarafından diplomasi yoluyla alındığını vurgulamak içinmiş.Venedikliler bir şehri savaşarak ele geçirdikleri zaman duvarına işledikleri rölyefte aslanın pençesindeki kitap kapalı oluyormuş.


Resim


Resim


Surların yanından akan Škurde Nehri'nin Kotor Körfezi'ne döküldüğü yer ve hemen yanında yer alan Kampana Kulesi
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251114Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 22:22

Eski Şehir(=Stari Grad)'in üç giriş kapısı bulunmaktadır.Bunlar;batıda Sea Gate veya Vrata od Mora(=Deniz Kapısı),kuzeyde River Gate veya Vrata od Rijeke(=Nehir Kapısı) ve güneyde Gurdic Gate veya Vrata od Gurdića (=Gurdiç Kapısı)'dır.Biz,batıda bulunan ana kapıdan şehre giriş yaptık.Bu kapıya Deniz Kapısı da denilmesinin sebebi ise 19.yüzyıla kadar denizin bu kapının hemen önünden başlaması ve bu kapıya sadece tekne ile gelinebilmesidir.Bu bölge sonradan doldurularak şimdi üzerinden yaya ve araçların geçtiği yol ile rıhtım yapılmıştır.

1555 yılında,Rönesans tarzında ve kemer biçimli olan kapının en üst kısmında kabartma şeklinde yapılmış eski Yugoslavya amblemi bulunmaktadır.Amblemin altında ise İkinci Dünya savaşında Kotor’un geri alınması sonrasında eski Yugoslavya'nın lideri Josip Broz Tito tarafından kapı üzerine yazdırılan Tude Necemo Svoje Nedamo(=Başkalarına ait olanı istemeyiz ama bizim olanı da teslim etmeyiz) yazısıyla beraber,sosyalizmi simgeleyen yıldız ve kurtuluş tarihinin(=21-XI-1944) yazılı olduğu mermer bölüm yer almaktadır.

Resim


Resim

Deniz Kapısı girişi


Resim

Şehrin kuzeyindeki Nehir Kapısı(=River Gate veya Vrata od Rijeke)

Škurde Nehri'nin şehir surlarının yanından geçtiği alanda kurulmuş olan bu kapı,1540 yılında Barbaros Hayrettin Paşa komutasındaki Osmanlı donanmasının Kotor'un vergi ödemeyi kabul etmesi üzerine körfezdeki ablukayı kaldırmasının şerefine yaptırılmıştır.

Şehrin üçüncü kapısı ise güneyinde yer alan Gurdiç Kapısı'dır.13.yüzyılda yapılmış olan bu kapı şehrin en dar kapısıdır.Kapının ilerisinde yer alan Gurdiç su kaynağının üzerinde bir asma köprü bulunmaktadır.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251115Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 22:24

Eski Şehir'e deniz kapısından girince içimizi sanki Orta Çağ'a geri dönmüşüz hissi kapladı.Bölge içerisinde çok sayıda tarihi bina yanı sıra çok azında ailelerin yaşadığı,genellikle fırın,dondurmacı,restoran,kafe, hediyelik eşya dükkanı ya da otel vazifesi gören çok sayıda tarihi ev bulunmaktadır.Ticaret yoluyla iyice zenginleşen kentin ileri gelenleri kendilerinin saray olarak niteledikleri italyan mimarisinde malikaneler yaptırmışlardır.Kapının girişinde sol tarafta bulunan Turist Danışma Merkezi'nden, bölgenin Türkçe basılmış bir haritasını ücretsiz olarak temin etmeyi unutmayınız.
Bundan sonra barok tarzda inşa edilmiş ve ziyarete kapalı olan Duke Sarayı’na yaslanmış durumdaki Silahlar Meydanı(=Trg od Oružja)'na geldik.Burası şehrin en büyük meydanı olup Venediklilerin zamanında bu meydan silahların tamir edildiği,sergilendiği ve satıldığı yer olduğu için bu ismi almıştır.Meydanın çevresinde Napolyon Tiyatrosu,Cephanelik,Saat Kulesi ve Utanç Taşı yer almaktadır.

1602 yılında yapılmış olan Saat Kulesi,1667 ve 1979 depremlerinde hasar görmüş ve denize doğru hafifçe eğilmiş gibi durmaktadır.İki cephesinde saat bulunan bu gotik mimari eseri şehrin sembollerinden birisi olarak kabul edilmektedir.

Resim

Saat Kulesi ve Utanç Taşı

Kulenin hemen altında yer alan Utanç Taşı ise piramid şeklindedir.Suç işleyenler,kabahatlerinin yazılı olduğu bir kağıt boyunlarında asılı halde bu taşın önünde halka teşhir edilirlermiş.Halk da suçluyu ya yüzüne tükürerek ya da domates atarak cezalandırır ve sonrasında suçlular zorunlu olarak kenti terk ederlermiş.


Resim


Utanç Taşı
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251116Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 22:26

Silahlar Meydanı’ndan sağa doğru ilerleyip önce Postahane sonra da Astoria Oteli'nin yanından geçerek Un Meydanı(=Trg od Brašna)'nda yer alan Pima Sarayı(=Palata Pima)'na geldik.


Resim

Pima Sarayı

Şehirdeki rönesans-barok mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan bu saray,1667 depreminden sonra yapılmıştır.Barok stilindeki uzun korkuluğu ile zamanının en güzel evi seçilmiş olan ve 1979 depreminden sonra yenilenen bina günümüzde popüler bir bara ev sahipliği yapıyor.Un Meydanı'nda yer alan bir başka saray olan Buça Sarayı(=Palata Buća) depremlerde gördüğü hasar nedeniyle barok mimari özelliklerinin çoğunu yitirerek günümüze ulaşabilmiştir.

Buradan yüz metre kadar yukarıya doğru ilerleyince bu kez Saint Tripuna Meydanı(=Pjaca Sveti Tripuna)'na ulaştık. Belediye Sarayı,Tarih Arşivi Binası,Piskoposluk ve Saint Triphon Katedrali bu meydanı çevreleyen önemli yapılardır.


Resim


Saint Tryphon Katedrali(=Katedrala Svetog Tripuna)


Şehrin simge yapılarından birisi de Kotor'un koruyucu azizi olarak kabul edilen Aziz Tryphon adına burada MS.809 yılında yapılmış roma kilisesi yıkıntıları üzerinde 1166 yılında gotik tarzda yapılmış ve iki çan kulesi olan katedraldir.Saint Tryphon Katedrali’nin bulunduğu yer,şehrin tam ortası olarak kabul edilmektedir.Katedralin büyük bölümü 1979 depreminde yıkılmış ve 2009 yılında çan kulelerinin bu kez barok tarzında inşa edilmesi dışında tekrar aslına uygun olarak yapılmıştır.Giriş ücreti 2€ olan katedralde Korint sütunları,sunak yeri ve 14. yüzyılda yapılmış freskler görmeye değerdir.



Resim



Katedralin içindeki sunak yeri(=altar) ve Korint sütunları



Resim


Aziz Tripuna Meydanı'ndaki Tarih Arşivleri Binası
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251117Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 22:28

Bundan sonra kuzeye doğru 150 metre kadar ilerleyince uzun yıllar şehrin önde gelen ailelerinden birisi olmuş Grigurin ailesine ait olan üç katlı Grigurin Sarayı(=Palata Grgurin)'na geldik.18.yüzyılda yapılmış bu saray,korkuluğu olan taş balkonlu cephesiyle barok mimari stilinin önde gelen örneklerindendir.


Resim

Deniz Müzesi


Büyük deniz savaşları ile ilgili resimler ağaçtan yapılmış tekne maketleri,navigasyon araçları ve dönemin silahlarını içeren zengin bir koleksiyona sahip olan Deniz Müzesi'ne günümüzde ev sahipliği yapan bu sarayı saat 18'de kapandığı için ziyaret edemedik.:(

Grigurin Sarayı sonrası dar sokaktan geçince içinde ferforjeden barok tarzında yapılmış emme-basma tulumba bulunan Pjaceta Karampana adlı küçük bir meydana geldik.Burada,17.yüzyıl sonunda yapılmış ve Karampana Çeşmesi(=Česma Karampana) olarak adlandırılan ve o devirde kentin içme suyu temin edilen tek çeşmesi bulunmaktadır. Buradan su almaya gelen kadınların, tulumba başında yaptıkları sohbet ve konuşmalar nedeniyle bu meydan eskiden Dedikodu Meydanı olarak da anılıyormuş.


Resim


Karampana Çeşmesi
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251118Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 22:31

Çeşmeden bir yüz metre daha kuzeye doğru ilerleyince iki önemli ortodoks kilisesi ve Lombardiç Sarayı'nın bulunduğu meydana geldik.



Resim



Resim



Aziz(=Saint) Nikola Kilisesi(=Crkva Svetog Nikole u Kotoru)


Ön cephesinde iki çan kulesi bulunan bu ortodoks kilisesi 1902-1909 yılları arasında yaptırılmıştır.Sunak yerinin arkasında yer alan ikonalarının zenginliği ile ün yapmıştır.



Resim



Resim


Aziz Luke Kilisesi(=Crkva Svetog Luke)

Bizans mimarisi ile 1195 yılında yapılmış bu kilise şehrin geçirdiği büyük depremleri sorunsuz atlatmayı başarmış tek binasıdır.Önceleri Katolik Kilisesi olan Saint Luke Kilisesi(=Црква Светог Луке=Serkva Svetog Luke) günümüzde Ortodokslara hizmet vermektedir.



Resim


Lombardiç Sarayı


18.yüzyıl ortalarında yapılmış bu saray,Saint Luke Kilisesi'nin yanında yer almaktadır.Her birinin bağımsız girişi olan üç katlı bina barok mimari stiline sahiptir.Burası uzun süre Rus Konsolosluğu olarak görev yapmıştır.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251119Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 22:32

Eski Şehir içindeki son durağımız ise Azize Maria Kilisesi (=Saint Mary Collegiate=Crkva Svete Marije Koleđate) oldu.



Resim



Resim



Azize Maria Kilisesi(=Crkva Svete Marije)


1221 yılında yapılmış bu kilisenin kare şeklindeki bronz plakalardan yapılmış kapısında her bir kare farklı bir tarihi olayı temsil etmektedir.Bunlardan birisinde Barbaros Hayrettin Paşa ve donanması betimlenmektedir.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251120Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 22:34

Akdeniz ikliminin egemen olduğu Kotor bölgesinde yaz aylarında hava sıcaklığı ve yüksek nem bir araya gelince ortam aşırı sıcak oluyor.İşte bu soruna çare olması için şehir inşa edilirken sokaklar iki taraftan binaların gölgesinde kalacak şekilde yapılmıştır.Böylelikle her yer taş olduğu için gölgede kalan yerlerin gayet serin olması sağlanmıştır.Adamlar sıcaktan daha az etkilenmek için restoran ve kafelerin şemsiyelerini dahi ters açılı yaptırmışlar.Sıcak olayını daha önce okuduğum için akşam üzeri gezdiğimiz Kotor'da fazla terlemeden bir labirent görünümündeki bu dar ve arnavut kaldırımlı sokaklarda kaybolmaktan çok keyif aldık.


Resim


Resim


Resim


Kotor sokaklarından kareler


Kotor'un taş yapıları dışında kedileri de çok ünlü olup şehrin simgesi olarak siyah bir kedi kullanılmaktadır.Şehirde bir de kedi müzesi bulunmaktadır.



Resim


Değmeyin kedişin keyfine.:)
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251121Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 22:35

Kotor şehri kültür ve sanat alanında pek çok etkinliğe de ev sahipliği yapmaktadır.Şehrin simgesi olan kamelya adına her sene Stoliv'de 21.Mart-21.Nisan arasında festival düzenlenirken ;Faşinada adı verilen kaya atma etkinliği her sene 22.Temmuz'da Perast'ta yapılıyormuş. Bunların dışında 17.Haziran-17.Ağustos arasında dünya çapında sanatçıların katılımıyla düzenlenen Kotor Sanat Festivali ise uluslararası üne sahiptir.Biz orada iken devam etmekte olan festivalin 22 yıldır sürdürülen çocuk tiyatroları bölümünde bu yılın teması "erişkinler ne kadar büyüyebilir" imiş.Bunun bir yansıması olarak şehrin her yerine kocaman bank,sandalye ve palyaçolar yerleştirilmişti.Ayrıca bir çok ülkeden gelen kukla tiyatrosu ve çocuk tiyatrolarının gösterileri sergileniyordu.



Resim


Resim


Resim


Çocuk tiyatrosu festivali nedeniyle şehre yerleştirilen ögeler
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251122Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 22:38

Kotor'da akşam yemeğimizi Stari Milini(=Eski Değirmen) Restoran'da almayı planlamıştık.Okuduğum gezi notlarında ağaçlar altına kurulmuş ve yanında şırıl şırıl suların aktığı masalardan oluştuğu yazılan bu restoranda deniz ürünleri özellikle siyah risotto yemek istiyorduk.Ancak rezervasyon için aradığımızda restoranda yer olmadığını öğrenince, kaldığımız otelin sahibi Stefan'ın önerisiyle üç kilometre mesafede bulunan Kanoba Bokesti Gusti adlı deniz ürünleri yapan salaş bir mekana gittik.


Resim


Resim


Resim


Konoba Bokesti Gusti


Kotor Körfezi'nin korunaklı olması nedeniyle derin ve durgun suları bir midye cennetidir.Körfez boyunca yol alırken deniz üzerindeki göreceğiniz kırmızı renkli dubalar,o kıyı şeridinde midye yetiştiriciliği yapıldığı anlamına gelmektedir.

Lokantada önce sıcacık yaş maya ekmek ve zeytinyağı eşliğinde üzerine bolca peynir rendelenmiş güzel bir Şopska salata geldi.Bunu ahtapot ve kalamar izledi.Sonra ince kıyılmış sarımsak ve maydanozla karıştırılıp, üzüm sirkesi ve zeytinyağı ile haşlanmış enfes bir midye(=dagnje na bijelu i crvenu buzaru) takip etti.Buz gibi yerel bira Niksiçko eşliğinde dört kişi iki kilo midyeyi nasıl götürdüğümüzü anlamadık bile.Hesap ise sadece 28€ idi.Mekan basitti ancak ortamdan ve yemekten çok keyif aldık.Önemli olan da buydu.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251123Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 22:39

Cuma sabahı otelimizdeki mükellef kahvaltı sonrası yola koyulduk.


Resim


Kotor'daki sabah kahvaltımız


İlk durağımız ülkenin bir diğer popüler tatil lokasyonu olan ve Kotor’dan virajlı,sık ağaçlı ve denize neredeyse sıfır yollardan geçilerek varılan 23 kilometre ilerideki 16.000 nüfuslu Budva oldu.Kotor’daki kadar büyük olmasa da burada da surların içinde ufak bir tarihi şehir bulunuyordu.


Resim


Budva'daki tarihi şehir


Budva'nın fark yaratan özelliği ise sahil şeridinin Kotor'dan daha geniş olmasıdır.Budva biraz daha Bodrum havasında yani kafa dinleme yerinden çok canlı olmasıyla,kalabalığıyla,partileriyle öne çıkan bir yerleşim yeridir.Burada büyük oteller bulunuyor ve şehirde bolca rus turist görünüyordu.Kısa sürede karar vermek zor ancak görebildiğim kadarıyla Budva bana Kotor kadar cazip gelmedi.


Resim



Resim



Resim


Budva Sahilleri
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251125Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 22:45

Budva’nın 10 kilometre ilerisinde yer alan Sveti Stefan ise Karadağ'ın en gösterişli yeridir.Karaya bir köprüyle bağlantısı olan minik ada-otel özel bir konaklama deneyimi yaşamak için cazip görünse de eskiden bir balıkçı köyü olan bu yerde pahalılık ve lüks doruklarda gezmektedir. 15.yüzyılda korsanlardan korunmak için bu köyü de surlarla çevirmişler ve sonraki birkaç yüzyıl boyunca burası az sayıda balıkçı ailesinin yerleşim yeri olmuş.Yüzyıllar içinde köy kalabalıklaşmış ve nüfus adaya sığmamaya başlayınca köyün sakinleri taşınmak zorunda kalmışlar ve o tarihten sonra burası bir mesire yeri olmuş.


Resim


Resim


Sveti Stefan


Sveti Stefan'ın Avrupa’da çok bilinir olması ise 1960-70’lerde Marilyn Monroe,Sophia Loren, Elizabeth Taylor ve Orson Welles gibi ünlülerin burayı tatil mekanı seçmesinden sonra olmuştur.Yugoslavya’nın parçalanma sürecinde popülerliğini yitiren ada 2010 yılında lüks otel zinciri Aman Resorts tarafından otuz yıllığına kiralanarak tarihi taş binalar restore edilmiştir.Bundan sonra ada,eskisi gibi bir mesire yeri olma özelliğini kaybederek üç günden daha az rezervasyonun kabul edilmediği ve gecelik konaklamanın 1000-2000 Euro arasında değiştiği bir tatil cenneti olmuştur.Burada denize girmek için ya otel müşterisi olmak,ya ada sakinlerinden birisinin davetlisi olmak ya da rezervasyonları aylar önce dolan restoranda yer ayırtmak gerekmektedir.Hal böyle olunca bize düşen fotoğraflarını çekip bölgeyi terk etmek oldu.:)

Kotor ve Dubrovnik,çevreye ve temizliğe son derece duyarlı bir konsept ile tarihi özelliklerini çok iyi korumayı başarmış iki şehirdir.Turizmi doğru bir şekilde uyguladıkları için gelirleri katlanarak artmaktadır.Dileğim aynı uygulamanın güzel ülkemizde de bir an önce hayata geçirilmesidir.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251127Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 22:50

Sveti Stefan’dan yaklaşık 65 kilometre sonra Arnavutluk sınırını geçip bundan 12 kilometre sonra da İşkodra şehrine ulaştık. Arnavutluk, gezimizin kapalı kutu özelliği taşıyan ülkesiydi.İnternette bu ülke hakkında yazılmış olumsuz notlar fikrimizi değiştirmedi ve Karadağ’dan Makedonya’ya Arnavutluk üzerinden gitmeye karar verdik. Arnavutça, Şkiperiya(=Kartallar Ülkesi) olarak adlandırılan ve topraklarının %70’i dağ ve tepelerden oluşan Arnavutluk,28.000 kilometrekarelik yüzölçümüne ve yaklaşık üç milyon nüfusa sahiptir.Nüfusun %95’inin arnavut ve bunların da %70’inin Müslüman ve %30 kadarının da Ortodoks ya da Katolik Hıristiyan olduğu daha homojen bir dağılım nedeniyle bu ülkede slav kökenli komşuları gibi etnik veya din eksenli çatışma gözlenmemiştir. Arnavutluk yollarında en sık gördüğümüz oluşumlar bunker adı verilen makinalı tüfek yuvası şeklindeki sığınaklar oldu.Arnavutluk'ta 41 yıl iktidarda kalan ve savunmaya aşırı önem veren Enver Hoca'nın,çevre ülkelerden özellikle de Rusya'dan yönelebilecek olası saldırılara karşı bu sığınakları yaptırdığı ve bunlar için tam 5 milyar dolar harcadığı söyleniyor.Keşke bunların yerine ülkesinin yollarını yaptırmayı tercih etseymiş demekten kendimizi alamıyoruz. Üstleri yuvarlak, beton ve çelikten yapılmış,binlerce bunkeri Arnavutluk’un her yerinde görmek mümkündür.Hiçbir işe yaramayan bunkerleri ortadan kaldırmadan inşaat projesi onaylanmadığı için günümüzde arazisine ev yapmak isteyen arnavutlar için ciddi bir sorun haline gelmişlerdir.

Resim


Bunker


Arnavutluk,bu yıl 104. yılını kutladığı bağımsızlığına Osmanlı'nın Balkan Savaşı'nda bozguna uğraması sonucunda 1912 yılında kavuşmuştur. İkinci Dünya Savaşı sonrasında başlayan Enver Hoca deneyimi ülkeyi sırasıyla önce Sovyetler Birliği'nden,onu izleyerek Çin ve Yugoslavya’dan kopartmıştır.Böylece içine daha da kapanan Arnavutluk'ta Enver Hoca, dünyadan kopuk tamamen kendine yetme üzerine dayalı politikasının bir gereği olarak kanunla dini yasaklamış ve tüm ibadethaneleri kapatmıştır. Ancak bunlar halkının hafızasında onu bir lider yapamamış olmalı ki bugün ülkenin hiçbir yerinde adına rastlanmadığı gibi 1985'te ölümü sonrası Savaş Kahramanları Mezarlığı'na defnedilen naaşı da 1992'de buradan çıkartılarak küçük bir yerel mezarlığa taşıtılmıştır.Ulusuna daima güvenen ve onunla her koşulda bütünleşmeyi başarabilen Mustafa Kemal Atatürk gibi eşsiz bir lidere sahip olduğumuz için ne kadar övünsek azdır.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251128Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 22:53

İşkodra,aynı adı taşıyan gölün kıyısında kurulu ve uzun bir tarihsel geçmişe sahip olup,arnavut ulusunun öncüsü sayılan İlliryalılara da başkentlik yapmıştır.İşkodra Gölü ise Balkan yarımadasının en büyük gölü olup Karadağ ile Arnavutluk arasında doğal bir sınır vazifesi görmektedir.Osmanlı döneminde özerk paşalık statüsünde olan İşkodra,ülke bağımsızlığının Osmanlı’dan geri kazanılmasında önemli katkılarda bulunmuştur.


Resim


Buna Irmağı ve arkada görülen Rozafa Kalesi.Ziyaret etme imkanımız olsa kalenin 4 kilometre ilerisinde yer alan İşkodra Gölü'nü de görecektik.


Osmanlı’ya karşı düşen son kale olan Rozafa Kalesi(=Kalaja e Rozafës), kenti kuzeyden kontrol altında tutan ve İlliryalılardan bu yana kullanılan bir kaledir.Drini, Kiri ve Buna ırmaklarının kesişme noktasında yer alan kalenin günümüze ulaşabilen surları büyük ölçüde Venedik ve Osmanlılar tarafından yapılmış.Gezi programımızda İşkodra'da dolaşmak da vardı. Ancak yol yapım çalışması nedeniyle şehir merkezi yerine zorunlu olarak Tiran yönüne sapmak zorunda bırakıldığımızdan sadece yukarıdaki fotoğrafı çekebildim.

Arnavutluk karayolları, Balkan ülkelerinin çoğunda geçtiğimiz yollardan farklı olmayıp genellikle bir geliş bir gidiş şeklindeki asfalt ve dar yollardır. Ülkeyi bir uçtan diğer uca geçmemize rağmen internette anlatıldığı gibi çok kötü yollarla karşılaşmadık.Yollarda dikkatimizi çeken detay ise Lavazh(=Lavaj=Yıkamacı) tabelaları ve ülkenin ekonomik düzeyiyle pek örtüşmeyen Mercedes marka araç çokluğu oldu. İnternetten öğrendiğim kadarıyla bu kadar çok lüks aracın yollarda görülmesi Arnavutluk'un bir zamanlar Avrupa'nın çalıntı araç cenneti olmasından kaynaklanıyormuş. Araç yıkama yerlerinin çokluğu ise bence yolların çevresinin çok kirli olmasından kaynaklanıyor.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251129Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 22:58

İşkodra'dan yüz kilometre ilerisindeki Tiran'a yaklaşık 1.5 saat süren bir yolculukla ulaştık.610.000 nüfuslu Tiran,ülkenin başkenti ve en kalabalık kentidir.1614 yılında Osmanlı Paşası Süleyman Bey tarafından kurulmuş olan bu şehrin ilk ismi Tahran olup zaman içinde mutlak güç anlamındaki Tiran(=Tirana)’a dönüşmüştür.1612 metre yüksekliğindeki Datji Dağı’nın batısında uzanan geniş düzlükte yer alan Tiran,1920 yılında ülkenin başkenti olmuştur.


Resim


Kartal,Arnavutluk'un sadece bayrağında değil şehirlerinin merkezinde de yer alan bir simgesidir.


Tiran, başlangıçtan bu yana italyan etkisi altında kalmış ve italyan şehir planlamacılarının katkıları ile şekillenmiştir.Ulusal kahraman İskender Bey(=Gjergj Kastrioti Skënderbeu)’in adını taşıyan ve heykelinin bulunduğu devasa meydan Sheshi Skenderbej (= Şeşi Skenderbey) ise kentin kalbi konumundadır.İskender Bey,yıllarca Osmanlı Devleti için savaştıktan sonra 1443 yılındaki Morava Savaşı’nda ordudan kaçıp Arnavutluk’a dönerek Leş Birliği'ni kurmuş ve ülkesinin bağımsızlığı için mücadele etmiştir.Osmanlı ordusunu yirmi altı yıl boyunca defalarca kez mağlup eden İskender Bey'in ancak ölümünden sonra,1468 yılında ele geçirilen Arnavutluk,444 yıl Osmanlı'da kalmıştır.


Resim


Arnavutların ulusal kahramanı İskender Bey Heykeli


11 metre yüksekliğindeki bu bronz heykel,Odhise Paskali adlı bir arnavut heykeltraş tarafından İskender Bey'in ölümünün 500. yılı anısına 1968 yılında yapılmıştır.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Cevapla

“YURTDIŞI GEZİLERİMİZ” sayfasına dön

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 36 misafir