VİYANA ve BRATİSLAVA GEZİ NOTLARI (27-31.Ocak.2017)

YURTDIŞI GEZİLERİMİZ, DENEYİMLERİMİZ,TAVSİYELER

Moderatörler: cenknalbantoglu, DERKMEN, Offroadpassion

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: VİYANA ve BRATİSLAVA GEZİ NOTLARI (27-31.Ocak.2017)

Mesaj: # 253518Okunmamış mesaj erhen
01 Nis 2017 08:18

Büyük turda gezdiğimiz kırk oda arasında,40 metre uzunluğunda ve 10 metre genişliğinde olan ve sarayın elektrikle aydınlatılmaya başlandığı 1901 yılından önce her biri 70 mum taşıyabilen iki büyük avizenin asılı olduğu,balolara ve büyük kutlamalara ev sahipliği yapan Büyük Galeri (=Große Galerie)'yi çok beğendik.


Resim


Büyük Galeri'nin resmini sarayın kendi sitesinden indirdim.


Bunun dışında;1762 yılında,henüz altı yaşında olan Mozart’ın Maria Theresia'ya konser verdiği kristal aynalarla süslü Aynalı Oda (=Spiegelsaal),aile içi küçük kutlamaların yapıldığı Küçük Galeri (=Kleine Galerie),Viyana'yı işgal eden Napolyon'un kaldığı ve duvarları Belçika yapımı halılarla bezenmiş Napolyon Odası (=Napoleonzimmer), Avusturya Cumhuriyeti'nin temelinin atıldığı antlaşmanın yapıldığı ve duvarları Çin'den getirilmiş çiçek desenli duvar kağıtları ile kaplanmış Mavi Çin Salonu (=Blauer Chinesischer Salon) ve ekzotik tipte gül ağacından yapılan ve fekatin adı verilen duvar kaplamalarının bulunduğu ve sarayın en pahalı restorasyonunun yapıldığı barok tarzdaki Milyonlar Odası(=Millionen Zimmer) en çok ilgimizi çeken yerler oldu.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: VİYANA ve BRATİSLAVA GEZİ NOTLARI (27-31.Ocak.2017)

Mesaj: # 253519Okunmamış mesaj erhen
01 Nis 2017 08:22

Schönbrunn saray kompleksinde,saray binası dışında 1200 metre uzunluğunda ve 1000 metre genişliğindeki,barok tarzda dizayn edilmiş ve UNESCO dünya mirası listesine girmeyi başarmış saray bahçesi de kesinlikle kaçırılmaması gereken bölümlerdendir.
Bahçenin en sağ tarafında yer alan,110x28 metre ebadındaki Palmiye Evi(=Palmenhaus),1883 yılında çelik ve camdan yapılmıştır.Yapıldığı zaman itibarıyla Avrupa’nın en büyük serası olarak kabul edilen Palmiye Evi,günümüzde 4500 civarında bitki barındırmaktadır.Palmiye Evi'nin arka tarafında ise 1752 yılında açılmış ve bünyesinde panda,kutup ayısı gibi yedi yüz elliden fazla tür barındıran dünyanın en eski Hayvanat Bahçesi(=Tiergarten) yer almaktadır.Her gün 09-17 arası açık olan hayvanat bahçesinin giriş ücreti 18€'dur.
Arka bahçede sırtınız saraya dönük olarak karşıya baktığınızda önce 350 metre uzunluğundaki Büyük Çiçeklik(=Großes Parterre) görülür. Onun bitiminde ve sağda,1720 yılında bodur bitkilerden yapılmış Labirent(=Irrgarten) yer alır.Büyük Çiçeklik arkasında 1780 yılında yapılmış ve ortasında elinde üç başlı mızrağıyla Roma mitolojisinin su ve deniz tanrısı Neptün’ün durduğu Neptün Çeşmesi(=Neptunbrunne)'ni ve onun da yaklaşık 650 metre arkasındaki tepede aslında bir Roma dönemi tapınağı olup 1775 yılında elden geçirilerek bugünkü haline getirilmiş olan Zafer Takı(=Gloriette)'nı görebilirsiniz. 1757 yılında Büyük Frederick komutasındaki Avusturya güçlerinin Prusya ordusunu bozguna uğratması nedeniyle İmparatoriçe Maria Theresia’nın emriyle bahçenin altmış metre yüksekliğindeki tepe noktasına yapılan ve neo-klasik sütunlardan oluşan bu zafer takı,uzun yıllar boyunca hanedanın seyir terası ,kahvaltı ve yemek mekanı olarak kullanılmıştır.Günümüzde burada bir kafe ve bir seyir terası yer almaktadır. Tabii resimde de görüldüğü üzere kar ve sis nedeniyle biz bahçeyi keşfetme imkanı bulamadık.:(


Resim


Sarayın kendi sitesinden indirdiğim arka bahçenin yazın çekilmiş fotoğrafında Büyük Çiçeklik,arkasında Neptün Çeşmesi ve en arkada Gloriette görülmektedir.


Resim


Sarayın arka bahçesinde benzer açıdan çektiğim fotoğrafta sis ve kar yağışı nedeniyle zor seçilen Gloriette



Resim


Sis yüzünden Labirent'in sadece tabelasının fotoğrafını çekebildim.:(
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: VİYANA ve BRATİSLAVA GEZİ NOTLARI (27-31.Ocak.2017)

Mesaj: # 253520Okunmamış mesaj erhen
01 Nis 2017 09:03

Arka bahçede alabildiğim bir kaç fotoğraf sonrası sarayın yan tarafına geçtik.Burada çeşitli bölümlere ayrılmış Kammergarten'den ön bahçeye geçtik.



Resim



Resim



Kammergarten ve yazın gölgesinden yararlanmak için yapılmış mini köşkler(=pavillon).



Sarayın ön tarafında iki müze yer almaktadır.Bunlardan ilki batı kanadının giriş bölümünde yer alan Çocuk Müzesi(=Kindermuseum)dir.Burada kraliyet ailesinin ve çocuklarının hayatlarını anlatan sergiler yer almaktadır.Giriş ücreti büyükler için 8.80€ ve çocuklar için 6.70€ olan ve bizim gezmediğimiz bu müzede ayrıca oyuncaklar ve çocukların giyip kendilerini kısa süreliğine de olsa kraliyet ailesindenmiş gibi hissetmeleri için küçük prens ve prenses elbiseleri de mevcuttur.



Resim


Sarayın Çocuk Müzesi
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: VİYANA ve BRATİSLAVA GEZİ NOTLARI (27-31.Ocak.2017)

Mesaj: # 253521Okunmamış mesaj erhen
01 Nis 2017 09:05

Çocuk Müzesi'ni 150 metre kadar geçince karşımıza bir başka ilginç müze olan İmparatorluk Taşıtları Müzesi (=Kaiserliche Wagenburg) çıktı. Monarşinin 1918'de sona ermesinin ardından saray envanterinde yer alan yüzlerce atlı araba,at ve kızaktan satılabilenler satılmış geri kalanlar için de 1922 yılında bu müze düzenlenerek hizmete açılmıştır.Giriş ücreti 9.5€ olan bu müzede 1690-1918 döneminden kalma yüz yetmiş civarında atlı araba,kızak,sedye hatta koşum takımları yer almaktadır.


Resim


Resim



18.yüzyılda yapılmış ve sadece beyaz renkli sekiz atın koşulduğu altın kaplama bu aracı (=Golden Imperialwagen),imparator ve imparatoriçeler evlilik ya da taç giyme törenine giderken kullanmışlardır.



Resim



Hanedanın ölüm törenlerinde bindiği araç(=Schwarzer Leichenwagen)


Böylece Schönbrunn Sarayı'nda yaklaşık 1.5 saat süren gezimizi noktalamış olduk.Eğer bu sarayı güzel bir mevsimde gezecek olursanız hakkını vererek gezmek için en az altı saat ayırmanızı öneririm.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: VİYANA ve BRATİSLAVA GEZİ NOTLARI (27-31.Ocak.2017)

Mesaj: # 253522Okunmamış mesaj erhen
01 Nis 2017 09:10

Sırada 3.Bölge ya da Landstraße olarak adlandırılan bölgenin en önemli binası olan Belvedere Sarayı vardı.Bunun için Schönbrunn Sarayı önünden U4 metrosu ile Karlplatz'a giderek buradan da U1 metrosuna binip Hauptbahnhof durağında indik.Buradan da trene binerek on dakika içinde bir durak sonraki Belvedere Sarayı'na ulaştık.Tren dışında bir seçenek de Hauptbahnhof metro durağı çıkışı altı dakikada bir kalkan otobüs ile 1.2 kilometre ilerideki Belvedere Sarayı'na gitmektir.
Belvedere Sarayı,Viyana Kuşatması ve sonrasında Belgrad'ın Osmanlılardan geri alınması sırasında gösterdiği başarılar ile ünlenen Savoy Prensi Eugen(1663–1736)’in emriyle Mimar Johann Lukas von Hildebrandt tarafından 1712-1723 yılları arasında barok mimari tarzıyla inşa edilmiştir.Kelime anlamı "güzel manzara" olan Belvedere Sarayı, Aşağı(=Unteres) ve Yukarı(=Oberes) Belvedere olmak üzere iki farklı bölüm ve bunları birbirine bağlayan sfenks,çeşme ve şelale ile süslü fransız tarzı bahçelerden oluşmaktadır.


Resim


Sarayın aslan heykelleriyle süslü giriş kapısı



Resim




Resim




Belvedere Sarayı’nın ön bahçesi ve buz tutmuş büyük havuzu




Resim



Sarayın ön bahçesindeki kadın başlı,aslan gövdeli ve kanatlı sfinks heykeli



Resim



Sarayın arka bahçesi ve uzakta görünen Aşağı Saray binası




Resim




Arka bahçenin ve aşağı sarayın benzer açıdan ve yazın çekilen bu fotoğrafını internetten indirdim.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: VİYANA ve BRATİSLAVA GEZİ NOTLARI (27-31.Ocak.2017)

Mesaj: # 253523Okunmamış mesaj erhen
01 Nis 2017 09:15

Yukarı Saray'ın üst katında empresyonizm(=izlenimcilik) akımının önemli isimleri olan Monet,Renoir ve Van Gogh gibi ressamlar yer almaktadır.Alt katta ise ekspresyonizm(=dışavurumculuk) akımının öncüleri olan Egon Schiele ve Oskar Kokoschka ile sembolizm(=simgecilik) akımının öncülerinden ve Avusturya'nın en ünlü ressamı olan Gustav Klimt'e ait eserler sergilenmektedir.Genellikle kadın bedenini ince dekoratif süslemeler ve zarif bir erotizm kullanarak çizen Gustav Klimt,tabloları yanı sıra duvar resimleri ile de tanınmaktadır.En ünlü Gustav Klimt tabloları Öpücük(=Der Kuss),Adem ve Havva(=Adam und Eve) ile Judith ve Holofernes'in Başı(=Judith und Der Kopf Des Holofernes)'dir.
Yukarı sarayda ilgimizi çeken bir başka sergi ise heykeltraş Franz Xaver Messerschmidt’e ait olan Kafa Derlemeleri(=Kopfstücke) sergisi oldu. Viyana’da İmparatoriçe Maria Theresia’nın himayesinde çalışan sanatçı, insanın fiziksel görünüşünün karakterini göstermede önemli bir ölçüt olduğunu söyleyen fizyognomi akımından etkilenerek on üç yıl süren çalışmasında yüzlerini ilginç şekillerde buruşturan toplam altmış dokuz tane büst üretmiş olup bunlardan on altısı bu katta sergilenmektedir.
Yukarı Belvedere Sarayı,sanat açısından önemli olduğu kadar zemin katında yer alan mermer kaplı salonun,II.Dünya Savaşı sonrası Avusturya'yı tekrar özgürlüğüne kavuşturan 15.Mayıs.1955 tarihli Avusturya Devlet Antlaşması(=Österreichischer Staatsvertrag)'nın imzalandığı yer olması nedeniyle de ülke tarihi açısından önem taşımaktadır.Aslında bu antlaşmaya bizim de küçük bir katkımız olmuştur.O günün koşullarında bu salonu kaplayacak ebatta yer halısı bulamayan ve bu durumun prestij zedeleyici olacağını düşünen Avusturyalı protokol şefi,dönemin Türk Büyükelçisi İzzet Yemişçibaşı’na ricada bulunarak bu halıyı ödünç istemiş ve antlaşma bizim Uşak halısının serildiği salonda imzalanmıştır. Bu halı günümüzde büyükelçilik binamızda bulunmaktaymış.
Aşağı Belvedere Sarayı'nda ise dönemsel sergiler açılmaktadır.Seçim yapmak gerekirse üst saray daha çok tavsiye edilmektedir.Sarayın bu iki yapıyı birbirine bağlayan çok şık bir de bahçesi bulunmaktadır.Sarayı gezmek için kişi başına 14€ ödemek gerekmektedir.Ancak saray bahçesini ücret ödemeden gezebilirsiniz.


Resim


Klimmt'in 1901 yılında yaptığı Judith ve Holofernes'in Başı


Resim



Klimmt'in 1907/1908 yılında yaptığı Öpücük(=Der Kuss) tablosunda bir uçurumun kenarında birbirine sarılmış ve ayaklarının altında çiçekler olan bir kadın ile bir erkeğin öpüşmesi anlatılıyor. 135 milyon$ değer biçilen bu tablo dünyanın en pahalı tablolarından biriymiş.



Resim


Kafa Derlemeleri(=Kopfstücke) sergisi
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: VİYANA ve BRATİSLAVA GEZİ NOTLARI (27-31.Ocak.2017)

Mesaj: # 253524Okunmamış mesaj erhen
01 Nis 2017 09:16

Belvedere Sarayı çıkışında çok yakında bulunan ve Prinz Eugen-Straße,40 adresinde yer alan Türkiye Büyükelçiliği(=Botschaft der Republik Türkei)'ni gördük.Londra,Paris ve Berlin ile birlikte Viyana da Osmanlı İmparatorluğu'nun daimi büyükelçi bulundurduğu şehirlerden birisi olmuştur.Viyana'da büyükelçilik ilk kez 1798 yılında oluşturulmuş ve ilk büyükelçi İbrahim Arif Efendi'den günümüze dek 55 büyükelçi görev yapmıştır.Viyana'nın Wieden adlı 4. bölgesinde bulunan ve 1879 tarihinde yapılmış bu bina, Osmanlı Devleti tarafından 1916 yılında satın alınmıştır.Öğlen tatili nedeniyle içeri girmek imkanı bulamadığımız büyükelçiliğimizin dört katlı binasında nadide antika mobilyalar,rokoko stilinde süslemeler,antika Türk halıları,porselenler,Osmanlı İmparatorluğu fermanları ile Dışişleri Bakanlığı’nın Türk ressamları koleksiyonuna ait tablolar bulunuyormuş.
Avusturya'da görev yapan Türk diplomatlarından Daniş Tunalıgil, Erdoğan Özen ve Enver Ergun,ermeni terör örgütü asala tarafından 1975-1984 yılları arasında düzenlenen üç kahpe saldırı sırasında şehit düşmüşlerdir.Onların nezdinde,vatan uğrunda görev yaparken şehit düşen tüm görevlilerimizi bir kez daha rahmetle andık.



Resim



Türkiye Büyükelçiliği
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: VİYANA ve BRATİSLAVA GEZİ NOTLARI (27-31.Ocak.2017)

Mesaj: # 253525Okunmamış mesaj erhen
01 Nis 2017 09:21

Büyükelçilik önünden Belvedere Sarayı çıkışınageldik.Buradan D tramvayı ile Kärntner Ring,Oper durağına buradan yayan yüz elli metre ilerideki Karlsplatz metro istasyonuna,oradan da U4 ile Kettenbrückengasse istasyonuna gelip şehrin tarihi onyedinci yüzyıla kadar dayanan açık hava pazarı,Naschmarkt’a ulaştık. Kettenbruckengasse istasyonu çıkışında Naschmarkt'ın hemen Linke Wienzeile Caddesi üzerinde 38 ve 40 numarada yer alan iki ev bu bölgeden geçen herkesin dikkatini çekmektedir.Bu evlerin mimarı olan Otto Wagner(1841-1918),üniversitede çevre bilimi konusunda dersler veren bir profesör olmasının yanında sembolist sanatçılar birliğinin de üyesi olan bir inşaat sanatçısı olarak kabul edilmektedir.Wagner,modern çağın insanları için daha konforlu yaşam alanları planlayarak, teknoloji ve yapısal fonksiyonelliği yüksek estetik kriterler ile birleştiren binalar inşa etmiştir.
Otto Wagner,1899 yılında tamamladığı 40 numaralı evin dış cephesini sert iklim koşullarına dayanıklı ve Bratislava'ya kırk kilometre uzaklıktaki Küçük Karpatlar bölgesinde yer alan Modra Kasabası’nda üretilen Majolika adı verilen seramiklerle kapladığı için bu ev Majolikahaus olarak anılmaktadır. Pembe ve mavi gibi canlı renklerde boyanmış haşhaş çiçeği ve akanthus yaprağı desenli Majolika seramikleri,aslan başı şeklinde kabartmalı süslemeleri ile bu ev insana keşke bütün evler böyle olsa dedirtiyor.Günümüzde alt katında ikinci el kitap satıcısı bulunan binanın diğer katları ev olarak kullanılıyormuş.
38 numaralı binanın da mimarı Otto Wagner olmakla beraber dış cephenin yaldızlı süslemeleri ve çatıdaki bronz kadın heykelleri bir başka sembolist sanatçı Kolo Moser tarafından yapılmıştır.Bina günümüzde bir bankanın şubesi olarak kullanımdadır.
Her iki bina da art nouveau akımının Viyana’da önde gelen eserleri olarak günümüze ulaşmayı başarmışlardır.



Resim




Resim




Resim




Resim




Naschmarkt’ın arka tarafında yer alan Otto Wagner'in binaları
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: VİYANA ve BRATİSLAVA GEZİ NOTLARI (27-31.Ocak.2017)

Mesaj: # 253526Okunmamış mesaj erhen
01 Nis 2017 09:23

Naschmarkt, Wienzeile üzerinde, Wien Nehri boyunca kurulmuş bir pazardır.16.yüzyılda sadece süt ürünlerinin satıldığı bir pazar iken şimdilerde her türlü sebze,meyve,baharat,peynir,ekmek, meze çeşitleri, et,deniz ürünleri yanı sıra bolca baklava ve tulumba tatlısı bulabileceğiniz şirin bir yer haline dönüşmüştür.Yaklaşık bir buçuk kilometre uzunlukta ve sağlı sollu dükkanların yer aldığı tek bir caddeden oluşan Naschmarkt, gündüzleri pazar yeri,akşamları ise içkili restoranlar ve müzisyenlerin bulunduğu bir eğlence mekanı görevi görmektedir.Burada ayrıca, cumartesi günleri kurulan Flohmarkt(=Bit Pazarı) da görmeye değermiş ancak denk getiremedik.


Resim



Resim



Resim



Resim



Naschmarkt pazar yerinde satılan bizim memlekete has tatlar
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: VİYANA ve BRATİSLAVA GEZİ NOTLARI (27-31.Ocak.2017)

Mesaj: # 253527Okunmamış mesaj erhen
01 Nis 2017 09:25

2001-2004 yılları arasında süren ekonomik kriz,Naschmarkt'ta pek çok tezgahın değişerek lokantaya dönüşmesine neden olmuş.Böylelikle Pazar yerinin lokanta merkezine dönüşeceğinden çekinen resmi makamlar hemen bir yasa çıkararak bu tür yerlerin sayısını sınırlandırmışlardır.Biz de öğle yemeği için pratik bir yemeği tercih ederek iki tane klasik italyan yiyeceği sipariş ettik.Dört peynirli pizza(=pizza quattroformaggio) hepsi İtalya'ya has peynirler olan ricotta,mozzarella,gorgonzola ve parmesan peynirleri kullanılarak ve gnocchi ise patates,un ve yumurta ile hazırlanan basit ,lezzetli ve ekonomik seçeneklerdir.Gazlı içeceğin eşlik ettiği bu basit yemeğe de 25€ ödedim.



Resim


Dört peynirli pizza



Resim



Gnocchi
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: VİYANA ve BRATİSLAVA GEZİ NOTLARI (27-31.Ocak.2017)

Mesaj: # 253528Okunmamış mesaj erhen
01 Nis 2017 09:27

Naschmarkt sonrası Kettenbrückengasse istasyonuna geri dönüp U4 ile Schwedenplatz istasyonuna gittik.Oradan bindiğimiz 1 Nolu tramvaydan Hertzgasse durağında indik ve Landstraße bölgesinin bir başka önemli binası olan Hundertwasser Evleri (=Hundertwasser Haus)’ne ulaştık.
Mimarlığını Joseph Krawina'nın yaptığı binanın süslemelerini Avusturyalı sanatçı Friedensreich Hundertwasser gerçekleştirmiştir.Düz çizgilerin ve simetrik mimari yapıdaki binaların insan doğasına uygun olmadığını düşünen mimarın Viyana’nın simetrik ve düzgün binalarına tepki olarak 1985 yılında yaptığı bu rengarenk boyalı bina ,hiçbir yerinde standart mimari öge kullanılmamış olmasıyla dikkat çekmekte olup Viyana’ya gelen turistlerin de başlıca uğrak noktalarından birisidir.İlk bakışta asimetrik pencereleri, soğan şeklinde kubbeleri,değişik kolon şekilleri,bina girişinde bir çeşme ve çatısında 250 adet ağaç barındırdığı söylenen bahçesi ile dikkat çeken binada 52 adet daire ve 4 adet dükkan bulunmaktadır.Bu bölgenin bir başka ilginç tarafı ise binaların bulunduğu sokaktaki arnavut kaldırımlarının da dalgalı taban olarak yapılmış olmasıdır.Binada yaşam devam ettiğinden evlerin içerisini gezme imkanı bulunmamaktadır.Binanın eskimesi nedeniyle başlayan restorasyon çalışmaları belediye tarafından yavaş da olsa sürmekte imiş.


Resim



Resim



Resim


Hundertwasser Evleri(=Hundertwasser Haus)



Resim


Binanın yanındaki sokaktaki kaldırım bile asimetrikti.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: VİYANA ve BRATİSLAVA GEZİ NOTLARI (27-31.Ocak.2017)

Mesaj: # 253529Okunmamış mesaj erhen
01 Nis 2017 09:31

Hundertwasser Evleri'nin içini görme imkanı olmayan turistler için hemen karşısında bulunan eski bir lastik fabrikası 1990-91 yılları arasında Friedensreich Hundertwasser tarafından karşısındaki esas binada uyguladığı prensiplerine sadık kalınarak elden geçirilmiş ve Hundertwasser Village adıyla ziyarete açılmıştır.Burada yer alan kafelerde biraz dinlenebilir,hediyelik eşya satan mağazaları dolaşabilir ve asimetrik dizaynlı meşhur tuvaletini ziyaret edebilirsiniz.


Resim


Resim


Resim


Hundertwasser Village'dan görüntüler


Hundertwasser Village binasının yakınındaki Sahte Sanat Müzesi (=Fälschmuseum),orijinal bir eseri olmayan küçük bir galeridir.Burada Klimt,Rembrandt,Matisse gibi ünlü ressamların eserlerinin başka sanatçılar tarafından yapılmış replikaları ve bunlarda yapılan hatalar sergilenmektedir.
Hundertwasser Village binasının yaklaşık 400 metre kadar gerisindeki Weißgerberstrasse,13 adresinde ise yine kendisinin 1991 yılında tamamladığı Kunsthaus adlı bir başka binası bulunmaktadır.Hava kararmadan Schwedenplatz'a dönmek istediğimizden bu iki binayı göremedik.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: VİYANA ve BRATİSLAVA GEZİ NOTLARI (27-31.Ocak.2017)

Mesaj: # 253530Okunmamış mesaj erhen
01 Nis 2017 09:34

Hundertwasser Village sonrası 1 nolu tramvaya tekrar binip bu kez Schwedenplatz'da indik.Schwedenplatz(=İsveç Meydanı) tramvay, metro ve nehir gemisi hatlarının kesiştiği bir meydandır.
Bu meydan aynı zamanda Viyana'yı gezmek için bir başka seçenek olan Vienna Ring adlı sarı renkli tramvayın da başlangıç noktasıdır.Her gün 10-17.30 arasında çalışan tramvayın ücreti 9€'dur. Opera,Parlamento, Burgtheater,Borsa,Rathaus gibi önemli yerlerin önünden geçerken içindeki ekranlar aracılığıyla yolcularını bilgilendiren bu tramvayın bir turu 25 dakika sürüyormuş.


Resim


Vienna Ring tramvayı


Resim


Schwedenplatz'da yer alan Marienbrücke(=Marien Köprüsü) ile altından geçen ve neredeyse buz tutmak üzere olan Tuna Nehri


Resim


Kafenin balkonundan Schwedenbrücke(=İsveç Köprüsü) ve Bratislava'ya giden Twin City Liner şirketi gemilerinin kalktığı iskele
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: VİYANA ve BRATİSLAVA GEZİ NOTLARI (27-31.Ocak.2017)

Mesaj: # 253531Okunmamış mesaj erhen
01 Nis 2017 09:36

Tramvay durağının hemen arkasında ve Tuna üzerindeki bir gemi şeklinde yapılmış Motto Am Fluss(=Nehrin Üzerindeki Parola) adında çok şirin bir kafede kısa bir mola verdik.Avrupa'da 10 ülkeden geçen, türkülere, şarkılara konu olmuş Tuna Nehri'nin bir bölümü de Viyana'dan geçiyor.Ancak Viyana'nın şehir merkezi, Tuna nehrinin büyük sel baskınlarından korunmak amacıyla diğer Avrupa şehirlerinden farklı olarak nehirden üç kilometre kadar uzakta kurulmuştur.


Resim



Resim


Schwedenplatz'da yer alan Motto am Fluss Cafe



Resim


Cappuccino ve brownie

Resim



Melanj ve cheesecake



Burada yediğimiz ve içtiğimiz her şeyin fiyatı 3.70€ olunca hesap olarak 18.50€ ödedim.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: VİYANA ve BRATİSLAVA GEZİ NOTLARI (27-31.Ocak.2017)

Mesaj: # 253532Okunmamış mesaj erhen
01 Nis 2017 09:42

Bundan sonra U1 metrosuna binerek Praterstern Bf durağında indik. Metro çıkışında şehrin Leopoldstadt olarak adlandırılan 2.bölgesinde istasyonun 400 metre ilerisinde yer alan eğlence parkı Prater'e ilerledik. Önceleri av alanı olarak kullanılan bu bölge 1766 yılında konulan av yasağı sonrası dinlenme alanı olarak kullanılmaya başlanmıştır.Sonraları buraya açılan kafe ve eğlence yerleri ile Lunapark(=Wurstelprater) oluşturulmuştur.Lunaparkın içinde Madam Tussaud'nun Balmumu Heykel Müzesi yanı sıra çarpışan arabalar,atlı karınca, atış poligonu gibi klasik eğlence araçları yanında iki tane dönme dolap ve bir de bumerang roller coaster gibi adrenalin makinaları bulunmaktadır.
Prater içinde yer alan önemli yapılardan birisi de 1931'de tamamlanmış ve günümüzde sadece milli takım maçları ile uluslararası müsabakaların oynandığı 53.000 kişilik Ernst Happel Stadyumu'dur.


Resim


Prater girişi


Giriş ücreti alınmayan bu parkta yer alan ve dünyanın en eskilerinden biri olan Wiener Riesenrad(=Viyana Dönme Dolabı)’a kişi başı 9,5€ ödeyip bindik.İmparator Franz Joseph'in görevinin 50.yılını kutlamak için 1897’de otuz kabinli olarak yapılmıştır.II.Dünya Savaşı sırasında çıkan yangından dolayı zarar görünce 1945 yılında 15 kabinli olarak tekrar inşa edilmiştir. Dönme dolaba binmeden önce içinde vagonların bulunduğu şirin bir odaya alınıyorsunuz.Buradaki eski vagonlardan birinde Osmanlı ordusunun püskürtülmesi minyatür askerlerle canlandırılmakta idi.


Resim


Prater'deki dönme dolapın bulunduğu yerde sergilenen savaş maketi


Resim


Viyana Dönme Dolabı(=Wiener Riesenrad)


Dönme dolabın iki tanesinde yemek de yenilebilen on beş adet büyük kabini ve her kabinin ortasında tahta bir oturma alanı bulunmaktadır. Kış şartlarında 65 metre olan en tepe noktaya çıktığınızda güzel bir manzara eşliğinde sallanıyor ve adrenalin yapıyorsunuz.:)Viyana’yı karanlıkta görmek değişik gelebilir ancak ben bu eğlenceyi gündüz yapmanızı tavsiye ederim.


Resim



Dönme dolabın yemek yenilebilen romantik kabini



Resim



Resim



Dönme dolabın tepesinden Leopoldstadt bölgesinin görünümü
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: VİYANA ve BRATİSLAVA GEZİ NOTLARI (27-31.Ocak.2017)

Mesaj: # 253533Okunmamış mesaj erhen
01 Nis 2017 09:45

Prater sonrası tekrar metro istasyonuna dönerek bu kez kırmızı renkli U1 hattına binip Karlsplatz durağında indik ve Kärntner Straße'ye girdik. Şehirdeki son gecemizde Albertinaplatz,2 adresinde yer alan ve Viyana’nın en eski kafelerinden birisi olan Cafe Mozart'a geldik.Mozart’ın ölümünden hemen sonra 1794’de burada bir kafe açılmış ancak bina yıkılınca 1882'de kapanmıştır.Cafe Mozart ise kapılarını 1929 yılında açmış ve kısa sürede gelişerek opera öncesi ve sonrasının gözde bir buluşma noktası haline gelmiştir.Şık dekoru,terası ve her gün 15'e kadar sundukları "Üçüncü Adam Kahvaltısı(=Dritter Mann Frühstück)" ile tanınan kafenin çok da iyi bir yemek menüsü bulunmasına rağmen akşam üzeri yediğimiz tatlılardan olsa gerek,yemek yerine sadece tatlı menüsünden iki spesiyalite tercih ettik.


Resim


Resim


Cafe Mozart’ın içi


Resim


Melanj da nefisti


Resim


Bitter çukulata,antep fıstığı ezmesi ve mus çukulata ile hazırlanan Mozart Torte çok iyiydi.


Resim


Çikolata kaplı gevrek bir kabuk üzerinde kestane kreması ve vişne üzerine rendelenmiş kestane ve en üstte rendelenmiş bademden oluşan Maroniblüte ise bence bu gezide yediğim en iyi tatlıydı.



Bu enfes tatlılara ve melanj kahvelere de 25€ ödedikten sonra otelimizin yolunu tuttuk.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: VİYANA ve BRATİSLAVA GEZİ NOTLARI (27-31.Ocak.2017)

Mesaj: # 253534Okunmamış mesaj erhen
01 Nis 2017 09:48

Salı günü yolculuğumuzun son günüydü.İstanbul'a dönüş uçağımız saat 14.20'de hareket edeceğinden kahvaltı sonrası otelden ayrılıncaya kadar dört saat boş vaktimiz vardı.Biz de bu süreyi Viyana'da Türklerden kalan izlerin peşinde giderek değerlendirmeye karar verdik.Bunun için önce tarihe kısa bir göz atalım...
İstanbul'u fetheden Osmanlıların,sıradaki büyük hedefi Avrupa’daki en güçlü rakibi Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun kalbi olan Roma şehrini ele geçirmekti.İstanbul’dan 2.250 kilometre ötedeki Roma’ya o devrin koşullarında,binlerce askerden oluşan büyük bir orduyu bir hamlede götürmek nerede ise imkansız olduğundan,önce hem Tuna Nehri hem de Roma yolu üzerinde stratejik öneme sahip ve İstanbul’a 1500 kilometre mesafedeki Viyana’yı ele geçirmek daha mantıklı görünüyordu.Avusturya'ya Nemçe,Viyana'ya ise Beç adını veren Osmanlıların iki asır boyunca hayallerini Viyana’yı ele geçirerek Roma'ya inmek fikri süslemiştir.Ancak ilkinde yirmi ve ikincisinde altmış gün süreyle iki kez kuşatılmasına rağmen Viyana,teslim alınamamıştır.
Avusturya Arşidükü Ferdinand'ın,Budin(=Budapeşte)'i işgal etmesi üzerine Kanuni Sultan Süleyman'ın yönetimindeki 75.000 askerden oluşan Osmanlı ordusu önce Budin'i geri alır.Bundan sonra Avrupa'ya göz dağı vermek amacıyla 27.Eylül.1529 tarihinde Viyana önlerine gelen ordu,şehri kuşatarak surları dövmeye başlar.Ancak yaklaşan kışın bu bölgede çetin geçmesi,yanlarında kuşatma için gerekli büyük topların bulunmaması ve güçlü bir hıristiyan ordusunun Viyana'ya 150 kilometre mesafedeki Linz şehrinde toplanmakta olduğu istihbaratının gelmesi göz önüne alınarak üç hafta sonunda I.Viyana kuşatmasına son verilir.
Sadrazam Sokollu Mehmet Paşa'nın 1579 yılında öldürülmesinin ardından duraklama devrine giren Osmanlı İmparatorluğu isyanlar,savaşlar ve taht kavgaları nedeniyle zaman zaman zorlansa da 18.Ekim.1672 yılında Lehistan-Litvanya birliği ile yaptığı Bucaş Antlaşması ile en geniş sınırlarına ulaşmıştı.İmparatorluğun yüzölçümü 5.2 milyon kilometre kare ve toplam nüfusu da 16 milyon olmuştu.O yıllarda Kutsal Roma Germen İmparatorluğu'nun yüzölçümü 700 bin kilometre kare ve nüfusu da 20 milyon civarında idi.1682 yılına gelindiğinde bugünkü Slovakya’da yaşayan protestan Macarlar,kendilerini zorla katolik yapmak isteyen Avusturyalıların zulmüne karşı Osmanlılardan yardım isterler.O sırada sadaret makamında Köprülü ailesinin damadı olan ve aslen Merzifonlu ve Türk bir aileden gelen Kara Mustafa Paşa vardır.Enderun’da çok iyi yetiştirilmiş bir devlet adamı olan Kara Mustafa Paşa’ya Leh ve Ruslarla yaptığı savaşlardan galip çıkması nedeniyle Sultan IV.Mehmet(=Avcı Mehmet)’in güveni tamdır.Bu nedenle kendisini serdar-ı ekrem (=başkomutan vekili) tayin ederek savaş hazırlıklarına başlamasını emreder.Kara Mustafa Paşa da bir yandan ordunun geçeceği yolları yaptırırken diğer yandan son derece güçlü bir ordu hazırlayarak 1683 ilkbaharında 170.000 kişilik ordu ile İstanbul'dan yola çıkıp mayıs ayında Belgrad'a ulaşır.İstanbul'dan yola çıkarken padişahın divanında ordunun Viyana'ya yüz kilometre mesafedeki Yanıkkale(=Gyor)'yi ele geçirip burada konuşlanması ve kışı burada geçirdikten sonra ertesi yıl Viyana'ya saldırması kararı alınmıştır.Ancak Kara Mustafa Paşa,Yanıkkale'yi çok basit bir hedef olarak gördüğünden Belgrad'da topladığı harp divanında bazı paşaların itirazlarına rağmen Viyana'ya saldırma kararını çıkartır ve o sırada Sofya’da bulunan Sultan IV.Mehmed’e haber dahi vermeden Yanıkkale'yi pas geçip 14.Temmuz.1683 tarihinde Viyana’yı ikinci kez kuşatır.
Stratejisini,o devir için son derece güçlü olan şehir surlarını az sayıda askerle savunup Avrupa'dan gelecek yardımı beklemek üzerine kuran İmparator Leopold,savunmayı tecrübeli Kont Von Strahlemberg'e emanet ederek ailesi ile birlikte şehri terk eder.En büyük toplarını getirmemiş olmasına rağmen eylül ayı başlarında Osmanlı ordusu elindeki sahra toplarıyla kale duvarlarını indirmeyi başarır.Viyana artık düşmek üzeredir ancak Merzifonlu Kara Mustafa Paşa,şehri tüm zenginlikleriyle ele geçirmek ve Roma'ya yönelik sonraki hamlelerde burayı kullanmak arzusundadır.Bu nedenle şehrin kendiliğinden teslim olmasınıbekler.İslam hukukuna göre bir şehir savaşarak ele geçirilirse askerin üç gün süreyle yağma yapma hakkı vardı.Aksi durumda,yani savaşmayıp kendiliğinden teslim olan(=vire) şehirdeki tüm mallar hazineye geçtiği için askerin yağma yapmasına izin verilmemekte idi.


Resim


Viyana Ordu Tarihi Müzesi'nde bulunan ve kuşatmayı anlatan bir resim
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: VİYANA ve BRATİSLAVA GEZİ NOTLARI (27-31.Ocak.2017)

Mesaj: # 253535Okunmamış mesaj erhen
01 Nis 2017 09:51

Öte yandan Viyana kuşatmasına karşı çıktığı için sadrazam tarafından hakarete uğrayarak ordugahtan kovulan Kırım Hanı Murad Giray Han, kendisine verilen Tuna Nehri üzerindeki köprünün korunması görevini yerine getirmez ve “Osmanlı,anlasın tatarın kıymetini” diyerek Jan Sobieski komutasındaki Leh destek kuvvetlerinin buradan geçerek Osmanlı ordusunun sağ kanadını vurmasına engel olmaz.Buna,Merzifonlu Kara Mustafa Paşa ile arası iyi olmayan bazı paşaların da ortada bozgun emaresi yokken geri çekilmeleri eklenince sadrazamın tüm çabasına rağmen ordugah düşman eline geçer ve dağılan Osmanlı ordusu geri çekilmeye başlayınca Viyana bir kez daha kurtulur.
Bundan sonra ortaya çıkan Savoy Prensi Eugene,Osmanlı ordusunu birbiri ardına bozguna uğratır.Başarısız olan Sadrazam Kara Mustafa Paşa önce Yanıkkale’ye sonra da Belgrad’a çekilir.Burada sağ kanadı koruyamadığı için Budin Valisi Uzun İbrahim Paşa’yı idam ettirip Kırım Hanı’nı da azleder ve padişahtan orduyu toparlayıp baharda Viyana’yı bir daha kuşatmak için izin ister.Ancak Kara Mustafa Paşa’ya muhalif edenlerin kışkırtmasıyla Sultan IV.Mehmet,sadrazamının ölüm fermanını imzalar. 25.Aralık.1683 günü kendisine Çavuşbaşı Mehmed Ağa tarafından tebliğ edilen ölüm emrini sükunetle karşılayan ve bunun askere duyurulmasını istemeyen Kara Mustafa Paşa,”Aman çavuş,askerler beni çok severler.Ola ki bu hükme razı olmayıp padişahlarına karşı isyan ederler ya da padişahın itibarına dokunacak söz söylerler.Şu camiye gidelim de kimse görmesin"der.Camide abdest alıp namazını kıldıktan sonra da "şu halılar, beyt-ül(=devlet hazinesine ait)maldır.Kaldırın da kanımla kirlenmesin" diyerek ilmeğe boynunu uzatır ve padişahın idam emri yerine getirilir sonra da kafası kesilerek padişaha gösterilmek üzere yollanır.
Ordunun komutanı olarak,Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın kuşatma esnasında hata yaptığı kesindir ancak idam edilmesi kararının yanlış olduğu da son derece aşikardır.Bu kararın yanlış olduğu 16 yılın sonunda anlaşılacak ancak iş işten geçmiş ve Osmanlı için bedeli çok yüksek olacaktır.II.Viyana Kuşatması sonrası Osmanlı İmparatorluğu'nun zayıfladığını anlayan Avrupa devletlerinden Lehistan,Avusturya,Venedik, Malta ve Rusya güçlerini birleştirerek 1684 yılında Kutsal İttifak'ı oluştururlar.Bunun ardından Osmanlı İmparatorluğu ile Kutsal İttifak arasındaki savaşlar 16 yıl boyunca devam eder.Osmanlı ordusu,kah yenip kah yenilerek geri çekilir.Savaş sürerken,taht dört kez ve sadaret makamı ise tam on üç kez el değiştirir.Son olarak 11.Eylül.1697 tarihinde Zenta muharebesinde,SultanII.Mustafa'nın bizzat başında bulunduğu ordu,Tisza Nehri’ni geçmek isterken yapılan inanılmaz bir hata sonucu fırsatçı Prens Eugen'in ordusu tarafından sadrazam dahil kılıçtan geçirilip 30.000 asker ve hazinesini kaybedince bunca istikrarsızlık içinde bunalan Osmanlı İmparatorluğu,barış istemek zorunda kalır.1699 yılında imzalanan Karlofça Antlaşması ile de Macaristan,Erdel,Dalmaçya ve Mora'da yaklaşık 356 bin kilometre kare toprak kaybedilir ve bu büyük toprak kaybı Osmanlı İmparatorluğu için sadece sonun başlangıcı olacaktır.
Avrupa topraklarındaki üstünlüğün Avrupa devletlerine geçmesinin yazılı kanıtı olan Karlofça Antlaşması,Osmanlılarda gerileme devrini başlatmakla kalmayıp,Türklerin 1071’den beri süregelen batıya doğru ilerlemesinin durmasına ve Avrupalılarda Türklerin yenilmez olduğu inancının yıkılmasına yol açması nedeniyle son derece önemlidir.Bu tarihten sonra bu kez Avrupalıların Türk topraklarındaki ilerleyişi başlar ve Osmanlı İmparatorluğu’nun 1672 yılında 5.2 milyon kilometrekareye ulaşan topraklarını 250 yıl sonra Kurtuluş Savaşı öncesinde 300.000 kilometrekareye kadar düşüren bu ilerleme,ancak 1921 yılında Sakarya Savaşı ile son bulacaktır.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: VİYANA ve BRATİSLAVA GEZİ NOTLARI (27-31.Ocak.2017)

Mesaj: # 253536Okunmamış mesaj erhen
01 Nis 2017 09:55

Osmanlıdan kalan izlerin birincisi bizi kahvaltı masasında bekliyordu. Avusturyalıların kipferl(=hilal) adını verdikleri ve tüm dünyada bilinen adıyla kruvasan çöreği bir rivayete göre ilk kez,Osmanlı ordusunun bozguna uğratılmasını kutlamak isteyen Viyana'lı fırıncılar tarafından imal edilmiştir.İmparatoriçe Maria Theresia'nın kızlarından biri olan ve zamanla Fransa imparatoriçesi olan Marie Antoinette ise bu çöreği fransızlara sevdirmiştir.Kahvaltıda kahve ile yağlı milföy hamurundan yapılan bu çöreği yemeyi çok seven fransızlar ona kendi dillerinde hilal anlamına gelen kruvasan(=croissant) adını vermişlerdir.


Resim


Kruvasan(=Kipferl)


Sabah kahvaltı sonrası ilk durağımız otelimize yarım kilometre mesafedeki Ring Straße(=Ring Caddesi=Ring Ştrase) üzerindeki Liebenberg Anıtı (=Liebenberg Denkmal) oldu. Viyana'nın 1680-83 yılları arasında belediye başkanlığını yürüten Johann Andreas von Liebenberg anısına 1890 yılında yaptırılmıştır.Liebenberg,şehri savunmak için milis kuvvetleri organize etmiş ancak kuşatmanın sona ermesinden iki gün önce öldüğü için zaferini görememiştir.

Anıtın önünde,yerde yatmakta olan ve pençeleri ile Osmanlı kalkan ve sancağını ezen gerçek boyutlu bronz bir aslan heykeli görülmektedir. Onun arkasında bulunan dokuz metre yüksekliğindeki taş kaidenin iki yanında Liebenberg'in yaldızlı portre madalyonunu tutan iki bronz melek ve en üstte zafer tanrıçası Victoria'nın yaldızlı figürü bulunmaktadır.


Resim


Resim


Liebenberg Anıtı(=Liebenberg Denkmal)


Bundan sonra iki yüz metre daha ilerleyerek Rathaus metro istasyonu arkasında yer alan Lenau Sokağı(=Lenaugasse)’ndaki 3 numaralı eve geldik.1711 yılında barok mimari üslupla inşa edilmiş bu dört katlı evin giriş kapısının üstünde çatık kaşlı,pala bıyıklı,sarıklı bir Türk Başı (=Türkenkopf) sembolize edilmiştir.



Resim



Resim


Türk Başı(=Türkenkopf)
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: VİYANA ve BRATİSLAVA GEZİ NOTLARI (27-31.Ocak.2017)

Mesaj: # 253537Okunmamış mesaj erhen
01 Nis 2017 09:59

Bundan sonra U2 metrosu ile Karlsplatz’a buradan da U1 metrosu ile Hauptbahnhof İstasyonu’na gelip sonra da istasyonun hemen önünde yer alan Südtiroler Platz’dan bindiğimiz 69A hatlı otobüsten iki durak
sonra(=Arsenal) indik. Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın düşen karargahına ait olan malzeme ve silahlar,günümüzde Belvedere Sarayı yakınındaki Ordu Tarihi Müzesi(=Heeresgeschichtliches Museum)’nde sergilenmektedir.


Resim



Ordu Tarihi Müzesi(=Heeresgeschichtliches Museum) girişi



Girişin,19 yaş altındakiler için ücretsiz ve daha büyükler için 6€ olduğu müze saat 09-17 arası ziyarete açıktır.Müzenin giriş katında sağ tarafta Avusturya tarihinin farklı devrelerinde kullanılan üniformalar ve şapkalar ile İmparator Franz Jozef ve I.Dünya Savaşı bölümü,sol tarafında ise II.Dünya Savaşı bölümü yer almaktadır.Sağdaki bölümde I. Dünya Savaşı’nın çıkmasına sebebiyet veren ve Avusturya-Macaristan Veliaht Prensi Franz Ferdinand ve eşi Sofia’ya düzenlenen suikasta dair belge ve malzemeler hemen ilgimizi çekti.Saraybosna'da yazın ziyaret ettiğimiz müzeye göre burada daha kapsamlı malzeme ve belgeler bulunmakta idi.Veliaht prens ve eşinin tüberküloz hastası 19 yaşındaki Gavrilo Princip adlı sırp genci tarafından içinde vurularak öldürüldüğü araç,üzerindeki kıyafet ve olayda kullanılan tabanca da bu bölümde sergilenmekte idi.Zeminin sol tarafı ise II.Dünya Savaşı'na ayrılmıştır.


Resim


Veliaht prens ve eşinin içinde suikaste uğradığı makam aracı


Müzenin üst katında sol tarafta,Avusturya-Osmanlı savaşları ve Viyana kuşatmasının anlatıldığı bölüm bulunmaktadır.Bu müze,sergilediği Osmanlı objeleri bakımından Avrupa'daki emsallerine kıyasla önde gelmektedir.Burada sergilenen objeler arasında tüfekler,ok ve yaylar, sadaklar,mızraklar,yatağanlar,zırhlar,tuğlar,sancaklar,kavuklar,kalkanlar ve havan topları hemen göze çarpan örneklerdir.


Resim



II.Viyana Kuşatması sonrası Avusturyalıların eline geçen Osmanlı karargahındaki silahlar


Resim


Sadrazam çadırı

Bu bölümde yer alan bir önemli parça da Sadrazam Silahtar Ali Paşa'nın Prens Eugene'e 1716 yılında mağlup olduğu Petervaradin Savaşı'ndaki çadırıdır.Sadrazamın şehit düştüğü savaşta kullandığı zamanla solmuş kırmızı renkli çadırının önünde bir de havan topu bulunmaktadır.

Yine bu bölümde görmeyi umduğum ve Osmanlının en kahredici mağlubiyetlerinden biri olan Zenta Savaşı sırasında şehit düşen Sadrazam Elmas Mehmet Paşa'nın üzerinden çıkan Sultan II.Mustafa'ya ait mührü ise göremedim.

Müzenin üst katının sağ tarafı ise 1789-1866 arasındaki Avusturya ile Avrupa arasındaki ilişkilere ayrılmış.Müzede inanılmaz sayıda top,tüfek, tank ve uçaklar da yer almaktadır.Zaman kısıtlılığı nedeniyle müzenin bir çok bölümünü dolaşamadık.:(
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: VİYANA ve BRATİSLAVA GEZİ NOTLARI (27-31.Ocak.2017)

Mesaj: # 253538Okunmamış mesaj erhen
01 Nis 2017 10:01

Sadece yarım saat ayırabildiğimiz müzeden hızla ayrılarak U1 metrosu ile Stephansplatz’a gittik ve Aziz Stefan Katedrali’ne girerek görevlilere Türklerden Kurtuluş Anıtı(=Türkenbefreiungsdenkmal)’nı ziyaret etmek için Viyana'ya geldiğimi anlattım.Bunun üzerine bir görevli bize yolu gösterdi.Her iki kuşatma esnasında da halkın Stefan Katedrali'ni bir sığınak olarak kullanması nedeniyle 1894 yılında kuşatmanın 200. yıldönümü anısına Türklerden Kurtuluş Anıtı(=Türkenbefreiungsdenkmal) adı verilen mermer bir anıt yaptırılmıştır. Bu anıt,katedralin batı tarafında güney kulesinin altında yer almaktadır.Anıtın üzerinde Türklerden kurtuluşa yardımcı olan önemli kişiler tasvir edilmektedir.II.Dünya Savaşı sırasında tahrip olan ilk anıtın yerine daha sonra bugünkü anıt yerleştirilmiştir.



Resim


Aziz Stefan Katedrali'ndeki Türklerden Kurtuluş Anıtı


Bundan sonra katedralden dışarı çıkarak kuzey duvarında bulunan Capistrankanzel adı verilen heykeli fotoğrafladık.Osmanlı ordusunun bozguna uğratılmasını simgelemek için yapılmış bu heykelde,1451 yılında Viyana'ya gönderilmiş olan ve Osmanlı kuşatmasına karşı savaşacak askerleri kutsayan bir konuşma yaparak onlarla birlikte savaşa yürüyen Johannes von Capistrano adlı fransisken rahibin ayakları altında ezilen bir yeniçeri tasvir edilmektedir.


Resim



Resim



Fransisken rahibi ve ezdiği yeniçeri(=Kapistrankanzel) heykeli
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: VİYANA ve BRATİSLAVA GEZİ NOTLARI (27-31.Ocak.2017)

Mesaj: # 253539Okunmamış mesaj erhen
01 Nis 2017 10:05

Bundan sonra Graben Caddesi’ni hızla geçip Kohlmarkt Caddesi üzerinden Hofburg Sarayı'nın önüne geldik.Sarayın ön cephesinin sol üst çatısına dikkatlice bakınca Osmanlı sarığı giymiş heykeli fark edebilirsiniz.


Resim


Resim


Hofburg Sarayı girişindeki çatıda Osmanlı sarığı


Bundan sonra geldiğimiz Kahramanlar Meydanı(=Heldenplatz)'ndaki Prens Eugene Anıtı’ndaki(=Prinzen Eugene Denkmal) atın ayaklarının altında ne yazık ki hilalli sancaklar sembolize edilmiştir.:(



Resim



Resim



Prens Eugene Anıtı(=Prinzen Eugene Denkmal)
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: VİYANA ve BRATİSLAVA GEZİ NOTLARI (27-31.Ocak.2017)

Mesaj: # 253540Okunmamış mesaj erhen
01 Nis 2017 10:14

Saray çıkışı Kohlmarkt Caddesi'nin sonunda sola dönerek Bognergasse'ye girip bu sokakta 200 metre yürüyüp sağa dönünce Am Hof,11 adresine geldik.Bu binanın sahibi,II.Kuşatma esnasında şehre atılan ve Türk Güllesi(=Türkenkugel) olarak bilinen bu top güllesini altın yaldızla boyayıp kuşatmanın 200.yılı anısına girişe asmış ve bir de levha eklemiştir.


Resim




Türk Güllesi(=Türkenkugel)
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: VİYANA ve BRATİSLAVA GEZİ NOTLARI (27-31.Ocak.2017)

Mesaj: # 253541Okunmamış mesaj erhen
01 Nis 2017 10:17

Viyana’da Türk izleri denildiğinde karşımıza genelde Avusturyalıların kahramanlıkları ve zaferini anlatan motifler içeren eserler çıkmaktadır.[b] İnançsız Ateşi Sokağı (=Heidenschussgasse),3[/b] numaralı evin köşesinde elinde kılıcı ile şaha kalkmış atının üstünde duran Çerkez Dayı Heykeli, Osmanlıların o dönemdeki kahramanlıklarına dair Viyana şehrindeki tek eserdir.Evliya Çelebi'nin anlattığına göre,I.Kuşatma sırasında,top atışı sonrası şehir surlarında açılan bir gedikten şehre dalan Osmanlı askeri Çerkez Dayı,bir süre sonra içeride tek başına olduğunu fark eder.Ancak geri kaçmak yerine şehit düşünceye kadar düşmanla çarpışmayı tercih eder.Sonradan bu durumu öğrenen Kral Ferdinand,bu büyük kahramanı ve atını mumyalattırarak şehit olduğu yerdeki evin temelinin altına defnettirir ve binanın köşesine de bu küçük heykeli koydurtur.Bu meydan uzun bir süre Çerkez Dayı Meydanı olarak anılır.


Resim


Resim


Çerkez Dayı heykeli


Okuduğum kaynaklara göre Viyana'da Türklere ait yüzden fazla iz bulunmaktadır.Zamanımız izin vermediği için önünden geçmemize rağmen Kernter Caddesi'ndeki Malta Kilisesi(=Malteserkirche) içindeki zincire vurulmuş yeniçeri heykelini,Griechengasse,6 adresinde bulunan ve kapısında kuşatma döneminden kalma üç adet güllenin yer aldığı Augustinstüben adlı eski hanı,Avusturyalıların Türklerden kurtuldukları için her yıl şenlik düzenledikleri Hernalser Hauptstrasse'deki Türk Gezinti Avlusu(=Türkenritthof)'nu ve II.Viyana Kuşatması sırasında Osmanlı ordusunun ilerleyebildiği son nokta olan Türk Tabyası Parkı (=Türkenschanzpark) ile içinde 1991 yılında yaptırılmış olan Yunus Emre Çeşmesi'ni ve bilemediğim başka izleri bir sonraki gelişte keşfetmeye karar verdik.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: VİYANA ve BRATİSLAVA GEZİ NOTLARI (27-31.Ocak.2017)

Mesaj: # 253542Okunmamış mesaj erhen
01 Nis 2017 10:23

Schönbrunn ve Hofburg saraylarını gezmek için aldığımız 61€ karşılığındaki aile bileti sayesinde İmparatorluk Mobilyaları Müzesi (=Hofmobiliendepot Möbel Museum Wien)'ni ücretsiz gezme hakkımız vardı.Bu amaçla müzeye varmak için son sürat Stephansplatz'dan bindiğimiz U3 metrosundan dört durak sonra Zieglergasse İstasyonu'nda indik.Buradan şehrin önemli alışveriş merkezlerinden Maria Hilfer caddesi'ne çıkıp ilk sola dönünce Andreasgasse 7, adresinde yer alan müzeye ulaştık.Yaklaşık 165 bin objeye ev sahipliği yapan ve dünyanın en büyük kraliyet mobilya koleksiyonuna sahip olan bu müze, pazartesi hariç her gün 10-18 arası açık olup giriş ücreti kişi başı 9.50€'dur.



Resim



Müzenin girişi



İki katlı bu müze,Hofburg ve Schönbrunn saraylarında gördüğünüz ve bırakın yaklaşmayı fotoğraf çekmenize dahi izin verilmeyen mobilyaları yakından görmek imkanı sunmaktadır.Mobilyaların bazıları gelişigüzel konulmuş hissi verse de müzenin düzeni genellikle iyi ve hepsinin üzerinde İngilizce açıklamaları da mevcuttu.Bu müze olağanüstü bir yer olmamakla beraber eski zamanlardaki yaşam tarzı ve eski mobilyalar ilginizi çekiyorsa bu fırsatı kaçırmayın derim.


Resim



Resim



Resim


İmparatorun tahtı ve taçları
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Cevapla

“YURTDIŞI GEZİLERİMİZ” sayfasına dön

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 53 misafir