![Wink ;)](./images/smilies/icon_wink.gif)
![Resim](http://www.degistirebiliriz.org//images/detail/hiz-korlugu2.jpg)
Seyir halinde artan hız sonucunda sürücünün yol ve etrafına yönelik görselleri, nesne ve hareketleri net olarak algılayamama durumuna hız körlüğü denir. Nedeni ise; gayet basittir. Hız ve görme açısı ters orantılıdır ve hız arttıkça görüş açısı daralır. Sürücü, sanki bir at gözlüğü takmışcasına etrafı göremez.
Hız ne kadar artış gösterirse çevreyi görmek/algılamak ve tepki vermede serilik azalır. Bu azalma yaş, cinsiyet ve tecrübe ile kesinlikle ilgili değildir.Hız arttıkça görüş açısı daralır ve bakışlar da o derece uzağa odaklanır. Bu fiziksel bir durumdur. Örnek vermemiz gerekirse 35 kilometre hızla giderken sağlıklı bir sürücünün görüş açısı 104 derece, 130 kilometre hızla giderken 30 derecedir. Bu da demek oluyor ki görme açısı üçte bir azalmaktadır.
Hız arttıkca görüş alanı daralır.Sürücü hız körlüğünün etkisindeyken mevcut hızından daha az bir hızla gittiğini zanneder. Genellikle uzun yolculuklarda ortaya çıkan bu durum fark edildiği zaman mevcut hız yavaş yavaş azaltılmalıdır. Azaltılmadığı takdirde hız körlüğü devam eder ve ve sürücü yol kenarında bulunan canlıları, nesneleri ya da çevreden gelecek tehlikeleri farkedemez. Bir anda önüne çıkan şeylere karşı doğru tedbiri alması için yeterli vakti olmaz ve kazaya neden olur.
Hız Körlüğünün Araç İçindekilere Etkisi :
Kaza ihtimali ve kaza sonuçları ile ilişkisi nedeniyle hız, temel bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Meydana gelen trafik kazalarında önemli bir sorun teşkil eden aşırı hız, olası bir kaza anında araç içindekilerin ölüm riskini arttırmaktadır. 80 kilometre hız ile giden bir araçta bulunanların, 30 kilometre hız ile giden bir aracın içindekilere göre yaklaşık 20 kat risk altında oldukları biliniyor.
Peki bu veriler/riskler göz önüne alındığında neden hıza dikkat edilmiyor?
Sürücü ve yolcular aracın gidilmekte olan yüksek hızını yaklaşık 30 kilometre daha az hissederler. Hızın gerçek oranının fark edilmemesi en yaygın risktir. Hızdan dolayı görüş açısı daralır ve yolun etrafında olup bitenler tam anlamıyla algılananmaz. Kaldı ki algılansa bile hız yüzünden tehlikeye karşı zamanında önlem alınamıyor. Diyelim ki sürücü tehlikeyi doğru zamanda farkett; bu defa da durmaya çalıştığında ihtiyaç duyduğu süreden çok daha azına sahip olacaktır. Bunlardan herhangi birisi bile kaza ve ölüm sebebi olmak için oldukça yeterlidir.
Aracın Dışında Bulunanlar İçin :
''Korunmasız Yolcular'' olarak tanımladığımız yayalar her zaman büyük bir risk altındadır. Hızın etkisinden kurtulamayan veya durmakta güçlük çeken sürücüler, yayaların bulunduğu ve sürekli hareketin gerçekleştiği şehir içlerinde büyük tehlike oluştururlar. Şehir içinde 50 kilometre hızın üzerine geçilmemesi gerektiği belirtilir ama buna rağmen 32 kilometre hız ile çarpılan yayanın %5' inin yaşamını kaybettiği belirlenmiştir.
Bu nedenlerden ötürü, hız ve hız körlüğü hem araç içindekilere hem de çevredekilere ölüm riski oluşturmaktadır.