Makedonya gezisi

YURTDIŞI GEZİLERİMİZ, DENEYİMLERİMİZ,TAVSİYELER

Moderatörler: cenknalbantoglu, DERKMEN, Offroadpassion

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Makedonya gezisi

Mesaj: # 184229Okunmamış mesaj erhen
22 Kas 2013 20:11

Florina'dan sonra yön levhalarının yokluğu nedeniyle iki de bir durup yolu sorarak sınır kapısına erişebildik.Medzhitlija sınır kapısında gerek yunan gerekse makedon tarafını kolayca geçiyoruz ve artık dünyanın en ilginç adlı ülkesi Makedonya’ dayız. İlginçlik yasaktan kaynaklanıyor....Bir ülkeye kendi adını kullanması yasaklanabilir mi?
Şimdiki Makedonya geçmişteki (Büyük) Makedonya’nın sınırlarını karşılamakta yetersiz.Büyük Makedonya'nın yakın sayılabilecek bir tarihte (1913) Bükreş Antlaşması ile Sırbistan, Yunanistan ve Bulgaristan arasında pay edilmiş olması da bugüne yansıyan karmaşanın önemli kaynaklarından biri olmuş.Bugün için eski Makedonya’nın toprakları biraz Bulgaristan’da, biraz Yunanistan’da ve pek az da olsa Kosova ve Arnavutluk’ta yer almakta.Öte yandan genç yaşta ölmesine ve sadece 12 yıl sürebilen hükümdarlığına karşın,Aristo’nun öğrencisi Büyük İskender’in ardında bıraktığı görkemli kalıt Makedonya’nın bugününe yansıyan yasaklılığın ve sahiplenme refleksinin de önde gelen nedeni. Makedonya’dan yola çıkıp Anadolu’yu aşan, bununla kalmayıp Asya’da Hindistan ve Afrika’da Mısır’a uzanan bir başarı öyküsü sahiplenilmeyi hak eden bir tarihsel gerçek. Hal böyle olunca herkes bir şekilde çekiştiriyor ve bugünkü Makedonya Cumhuriyeti dünyanın en ilginç isimli ülkesi olarak tarih sahnesindeki yerini alıyor.
Sözün özü Makedonya İmparatorluğu’nun 1991’de tam bağımsızlığına kavuşmuş olan anayurdu aradan yıllar geçmiş olsa da halen geçerli olan güçlünün hukuku belirlemesi kuralı gereğince adını kullanamıyor.Özellikle Yunanistan'ın baskısı nedeniyle Makedonya yerine FYROM(=Önceki Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya) adını kullanıyor. İşte bu yüzden Yunanistan'dan Makedonya'ya giderken yolda yönle ilgili sorunuzu FYROM(firom okuyorlar) değil de Makedonya neresi diye sorarsanız cevap da alamazsınız... :) :?
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Makedonya gezisi

Mesaj: # 184231Okunmamış mesaj erhen
22 Kas 2013 20:40

Bir çok kaynağa göre Makedon “uzun boylu” insan demek. Sokaklarda gördüğümüz makedonlar bu anlamlandırmayı fazlasıyla doğruluyor.Makedonya'da toplam nüfus sadece iki milyon ve bunun %65'i makedon,%25'i arnavut ve %5'i türk ve %5'i de sırplardan oluşuyor.Özellikle arnavutların bağımsızlıkla ilgili istekleri çok belirgin.Makedonya bizden vize istememektedir.Ülkenin para birimi makedon dinarıdır(MKD).1€ yaklaşık 61 dinara eşdeğerdir.Makedonca rusçaya çok benziyor.
Şu iki kelime yolculuk boyunca çok işimize yaradı:Lütfen…Molam;Teşekkür ederim…Blagodaram.
Florina ile Bitola arası yaklaşık 33 km. olup yolu yarım saatte geçebilirsiniz .Yollar genellikle dar ve bu ülkede bölünmüş yol demek sadece ortada beton duvar olması anlamına geliyor.Otoban kalitesinde yol Üsküp’ün giriş ve çıkışında mevcut.Makedonya’da tüm araçların gündüz kısa hüzmeli farlarının açık olması mecburiyeti var.Bir başka önemli husus da yollarda trafik levhaları ve özellikle hız limitlerine uymak şart.Yollarda bol miktarda radar gördüm ve hız sınırı limitini +50 km.den fazla aşarsanız direkt mahkemeye çıkarılıyorsunuz.Bir başka büyük kusur da öndeki aracın sağından geçmek olup cezası 300€. Akaryakıt ise bize göre oldukça ucuz olup 95 oktan benzin 77 MKD=3.40TL;dizel 69 MKD=3.05 TL ve Lpg ise 43MKD=1.92 TL civarında idi.
Bitola(=Manastır):Slavca manastır anlamına gelen obitel kelimesinden türemiştir.Makedonya’nın güneyindeki Pelagonya vadisinde, Baba dağının eteklerinde ve Dragor nehrinin kenarında kurulu olan şehir Yunanistan sınırına yalnızca 15 km. uzaklıktadır.1382 yılında, Sultan I. Murat döneminde, Kara Timurtaş Bey tarafından fetih edilerek Türk topraklarına katılmıştır.Manastır şehri 1912 yılına kadar, osmanlının üçüncü ordusunun konuşlandığı ve aynı zamanda, tüm Rumeli’nin yönetim merkezi olan çok önemli bir şehirmiş.Öyle ki o dönemde şehirde 30-35 civarında yabancı elçilik bulunuyormuş. Ama, aynı yıl, Balkan savaşı sonrasında şehir Osmanlının elinden çıkıp ve Sırpların eline geçmiş.Yugoslavya’nın parçalanması sonrası Makedonya’ya bağlanan Manastır şehri yüzelli bin kişilik nüfusuyla Makedonya ülkesinin ikinci büyük şehri olarak öne çıkıyor.
En son erhen tarafından 22 Kas 2013 21:18 tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kere düzenlendi.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Makedonya gezisi

Mesaj: # 184232Okunmamış mesaj erhen
22 Kas 2013 21:14

Manastır'a girer girmez karşımıza Manastır Askeri İdadisi(=Lise) çıkıyor.Atatürk'ün 1896-1899 yılları arasında öğrenim gördüğü iki katlı bina yeni elden geçirilmiş ve 1998 yılından bu yana arkeoloji müzesi ve sanat galerisi olarak kullanılıyor.Kapıda 3 ayrı dilde (Türkçe, İngilizce ve Makedonca) “Çağdaş Türkiye Cumhuriyetinin yaratıcısı ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk 1899 yılında askeri idadiyi bu kışlada bitirdi” diye yazıyordu. Resim
Kişi başı 200MKD ödeyerek müzeye girerken görevli bize Atatürk'e aşık olan Bitola'lı Eleni Hanım'ın yazdığı mektubun fotokopisini verdi.Mektupta Eleni Karinte,Atatürk'e olan aşkına engel olan ve artık vefat etmiş olan babasını yine de affetmediğini ve Atatürk'ü beklemeye devam edeceğini belirterek "Ebediyen seni seven ve seni bekleyen,senin" sözleriyle mektubunu tamamlamış.
Üst katta sağ taraf Makedonya'nın eski çağlardan günümüze kadar geçirdiği evreleri anlatıyor.Atatürk'ün sınıfının olduğu sol tarafta Atatürk’ün askeri lisede okurken ki halini gösteren mumya heykeli Eskişehir Belediye Başkanı “Yılmaz Büyükerşen” tarafından yapılmış.Bu bölümde Atatürk'ün giydiği kıyafetler,eşyaları,hiçbir yerde görmediğimiz fotoğrafları,eliyle yazdığı ders notları özenle yerleştirilmiş.Ayrıca ziyaretçiler için bir de anı defteri açılmış.Sonuç olarak gerçekten sade ama etkileyici bir yer yapılmış.
Resim
Resim
Resim
Resim
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
ozdemirbrs
Albay
Mesajlar: 5953
Kayıt: 01 May 2012 12:50
Konum: BURSA merkez
İletişim:

Re: Makedonya gezisi

Mesaj: # 184233Okunmamış mesaj ozdemirbrs
22 Kas 2013 21:36

yine bi solukta okudugum gezi yazısı..
Atatürkümüzle ilgili bölümü beyendim
umarım hepsi bu kadar değildir..
Teşekkürler erhan amca.. ;) morgulus morgulus
Hüseyin Özdemir
Bursa köyü ağası...
yaş = İzmir + Bursa
[/b]2007 suzuki Jimny JLX 1,3 MT Koçero
2012 ford fiesta 5k titanium 1,4 TDCI
0 RH (+)

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Makedonya gezisi

Mesaj: # 184241Okunmamış mesaj erhen
22 Kas 2013 22:23

Askeri İdadi'den sonra şehir merkezine doğru ilerliyoruz.Şehrin ana caddesi Şirok Caddesi'nde(Mareşal Tito caddesi de deniyor) sağlı sollu altı kafe ve restoran olan bir kısmı tarihi dokusunu aynen koruyan evler var.Caddenin sonunda ise önce Büyük İskender Heykelini sonra halen restorasyonu devam eden 1506 yılında yapılmış Manastır kadısı İshak Çelebi camisi ve yapımı 1664'e dayanan saat kulesini görmek mümkün.Bundan sonra karnımızı doyurmak üzere meşhur kuru fasulye-pilav yapan bir yer arıyoruz.Ancak şehir Türk turist kaynıyor ve her yerden uzun süre beklememiz gerektiği cevabını alınca 400 MKD ödeyip Boşnak böreği yiyip tekrar yola koyuluyoruz.
Resim
Büyük İskender heykeli ve saat kulesi
Resim
Büyük iskender heykeli ve İshak Çelebi Camii
Unutmadan Manastır şehrinin bir ilginç yönü de “Elveda Rumeli” dizisinin çekimlerinin yapıldığı Pürsıçan=Makovo Köyü de Manastır’a 30 km. mesafede bulunuyor.Ancak yolu toprak olduğu ve zamanımız yetmeyeceği için gezi programımızda yer bulamadı.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Makedonya gezisi

Mesaj: # 184247Okunmamış mesaj erhen
22 Kas 2013 23:03

Manastır'dan ayrılıp yaklaşık 35 km.ötedeki Resne'ye doğru yol alıyoruz.Resne,tamamen organik tarım yapılan bir kasaba.Burada ihracata yönelik nefis elma ve kiraz yetişiyor. Bir elma bu kadar mı güzel olur?Tadına doyamadım desem yeridir.Resne'nin tarihi açıdan bizi ilgilendiren kişiliği ise arnavut kökenli bir bektaşi olan Ahmet Niyazi Bey'dir.1873 doğumlu olan Niyazi Bey 1897 deki Türk-Yunan savaşında emrindeki bir avuç askerle koskoca bir alayı esir alınca bu başarısından dolayı kendisine “padişah yaverliği” unvanı verilmek istenmiş ancak kazaskerin 13 yaşındaki oğluna da aynı ünvanın verilmesi üzerine bunu reddederek geri dönmüştür.Bu dönemde ittihat ve terakki partisi saflarına katılmış ve cesur söylemleri ve gözüpekliği ile kısa zamanda sivrilerek partide Enver Paşa ve Talat Paşa'dan sonra üçüncü adam konumuna gelmiştir.Hem Meşrutiyet hem de 31 Mart sırasında İstanbul’a gelen kuvvetlerin içerisinde başında üzerinde “vatan fedaisi” yazan şapkasıyla Niyazi Bey en önde gidenler arasındaydı.II.Abdülhamit’in meşrutiyeti ilan etmek zorunda kalmasından sonra döndüğü Selanik’te “Hürriyet kahramanı” olarak karşılandı.29.Nisan.1913 tarihinde Arnavutluk'un Avlonya kentinde gemiye binmek üzere iken kendisi için gönderilen ve akrabası olan koruması tarafından enseye sıkılan tek kurşunla öldürülürken son sözü “neden” olmuş ve bu cinayetin ardından meşhur “ne şehittir ne gazi, pisi pisine gitti Niyazi ” sözü halkın diline yerleşir.Ayrıca Niyazi Bey,dağlarda bulduğu bir geyiği yanında gezdirmeye başlayarak hayvana “rehber-i hürriyet” adını verir.1908’de ikinci meşrutiyet’in ilanından sonra istanbul’a getirdiği geyiğin, sonradan yazdığı anılarında bir yol gösterici olduğunu öne sürer.İkinci meşrutiyeti izleyen günlerde geyik İstanbul’da büyük üne kavuşur.Gülhane Parkı’nda halka gösterilir,hatta veliaht Abdülmecit çocuklarıyla geyiği görmeye gelir.Geyiğin Resneli Niyazi ile birlikte çekilen fotoğrafı kartpostallara basılarak elden ele dolaşır.İşte geyik muhabbeti sözünün de bu yüzden Resne'li Niyazi Bey ile ilişkili olduğu rivayet edilir.
Varlıklı bir insan olan Niyazi Bey Paris'te bulunan arkadaşlarının gönderdiği kartpostallardan esinlenerek Versailles(=Versay) sarayının küçük bir kopyasını Resne'de yaptırır.İki katlı ve yüksek tavanlı bina biraz bakımsız olmakla beraber bugün seramik ve resim sergi yeri olarak kullanılmaktadır.
Resim
Resneli Niyazi Bey'in sarayı=Dragi Tosya
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Makedonya gezisi

Mesaj: # 184257Okunmamış mesaj erhen
23 Kas 2013 10:59

Resne'den sonra yaklaşık 35 km.lik bir yolu takip ederek Ohrid'e ulaşıyoruz.Ohrid yaklaşık 42.000 kişilik nüfusu ile Makedonya'nın sekizinci büyük kentidir.Makedonya’nın iki büyük gölünden biri olan Ohrid Makedonya tacının pırlantası olarak nitelenir.Rusya’daki Baykal ve Peru’daki Titikaka ile birlikte dünyadaki en eski üç gölden birisi sayılır.Ohrid gölü ve kenti UNESCO’nun koruma listesindedir.Ohrid’in antik adı Lychnidos= Işıklıkent anlamına geliyor.Lychnidos IX yüzyıl sonlarında slav yerleşimine açılmıştır.Slavca "vo hrid” (tepedeki yer) zamanla Ohrid’e dönüşmüş.Ohrid ünlü Via Egnatia yolu üzerinde yer aldığından tüccarların ve onlara katılan gezginlerin uğrak yeri olmuştur.Ohrid’e gelen Sv.Kliment ve Sv.Naum Slavca’yı yaygınlaştıran manastırlar kurmuşlardır. Böylelikle kentteki dinsel gelenek güçlenmiştir. Bir yüzyıl sonra Çar Samuel imparatorluğunun merkezini Ohrid’e taşımış.Çar Samuel’in Ohrid’de yılın gün sayısı kadar 365 kilise yaptırdığından söz edilir. Bugün bunların ancak 40 tanesi varlığını sürdürmektedir.Ohrid’in dinsel açıdan önemi Bizans’la başlamış, Sırp Çarı Duşan’ın egemen olduğu dönemde de değişmeksizin sürmüştür. Osmanlı döneminde ise Ohrid bir sancak olarak yapılanmış. Yaklaşık 500 yıllık Osmanlı egemenliğinin 1912’de bitişini izleyerek Osmanlı uyrukluların Anadolu’ya göçü nedeniyle nüfusu hızla düşen Ohrid ve Makedonya bu kez Sırbistan, Yunanistan ve Bulgaristan’ın ilgi ve etki alanına girmiş.Bugün, Ohrid Makedonya’nın tartışmasız en gelişmiş turizm kentidir. Balıkçılık ve tarımsal üretim de son derece önemli ekonomik getiri alanlarıdır.Sv Kliment aynı zamanda kentteki ilk üniversiteyi kuran kişidir. Sv Naum’la birlikte Sv Kiril ve Sv Metodi tarafından yazılan Kiril alfabesini yayma çalışmalarıyla da tanınır.Dar sokaklar, taş-ahşap karışımı evleri ve bir de neredeyse her konutta balkonları süsleyen rengarenk çiçekler Ohrid’e özgünlük ve güzellik katan önemli unsurlar olarak kendini gösteriyor. Ohrid sokaklarına egemen olan güzel kokunun kaynağını da bu görüntüler fazlasıyla açıklıyor.Ohrid sanat galerileri, seramik sanatları, tahta oymacılığı, yöreye özgü incisi, Makedonya köylerinde yapılan ve Opinok adı verilen bölgeye özel deri ayakkabı ürünleri ile de ziyaretçilerin ilgisini çekmeyi başarıyor.Ohrid'de booking.comdan bulduğum “Ulitsa Rasanec,6” adresindeki Villa Dudinka isminde bir pansiyonda iki tane çift kişilik oda için gecelik 47€ ödeyerek konakladım.Otele ulaşmak için 15-20 basamak çıkmak gerekse de en büyük artısı deniz kıyısı ve çarşının dibinde oluşu ve sahibi Goran'ın yardımseverliği idi.
Resim
Odanın balkonundan Ohrid manzarası
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Makedonya gezisi

Mesaj: # 184260Okunmamış mesaj erhen
23 Kas 2013 11:33

Hava kapalı ve bulutlar toplanmaya başladığından otele eşyalarımızı bırakıp limana indik.Ohrid gölünde bir saatlik gezi için 10€ vererek küçük bir tekne ayarladım.Kaptan bizi kıyı boyunca gezdirdi.Hava bozmak üzere olduğundan tekne ile Sv.Naum'a gitmenin sakıncalı olacağını belirtti.Kaptanın çok akıcı bir ingilizcesi vardı ve elleri de hiç balıkçıya benzemiyordu.Merak edip sorunca aslında mühendis olduğunu ancak işsizlik nedeniyle mecburen bu işi yaptığını söyledi.Konuyu biraz soruşturunca son derece genç ve eğitimli bir nüfusa sahip olan Makedonya'da işsizlik oranının %30'un üzerinde olduğunu öğrendim.Yaşayanların en büyük umudu Avrupa Birliği'ne kabul edilmek.Radyo ya da televizyonda birliğe üyelik başvurusu girişimleri çok yer tutuyor.Biraz da Ohrid gölünden kareler sunayım;
Resim
Arka planda Çar Samuel Kalesi
Resim
Liman,ana meydan ve çarşının girişinde Aziz Klement'in sol koluyla Ohrid'i sarmalayan heykeli ile Sv.Kiril ve Sv.Methodist'in büstleri sizi karşılıyor.
Resim
Aziz Yovan Kaneano Kilisesi.Kente hakim bir yamaçta kurulmuş olan kilise,freskleri nedeniyle en çok ziyaret alan kiliselerdendir.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Makedonya gezisi

Mesaj: # 184262Okunmamış mesaj erhen
23 Kas 2013 12:23

Kıyıya çıkınca hemen arabamıza atlayıp Ohrid'e kara yoluyla 30 km.mesafedeki Sv.Neum'a doğru hareket ediyoruz.Aziz Neum'un mezarı Makedonya-Arnavutluk sınırına çok yakın bölgede bir tepe üzerine kurulmuş.Aziz Neum burada Aziz Kliment ile birlikte Eski Metinleri yunancadan eski bulgarcaya çevirmişlerdir.Manastır içindeki yaklaşık 1100 yıllık kilisede bektaşi misyonerlerinden Sarı Saltuk'un mezarı bulunmakta.Kilise içerisindeki freskler görülmeye değerdir.Sarı Saltuk ise Saltukname halk efsanesinin kahramanı olup Anadolu ve Rumeli'nin fethi esnasında büyük yararlılıklar gösterdiği rivayet edilerek efaneleşmiş bir evliyadır.İşte bizim Sarı Saltuk olarak tanımladığımız bu yeri hıristiyanlar Sv.Neum'un mezarı diye ziyaret etmektedirler.Rivayete göre, iyi insanlar mezara kulaklarını dayadıklarında, mezarda yatan Sv. Neum’un kalp atışlarını duyarlarmış. Ben bir şey duymayı başaramadım ama her girenin içeride mezara kulağını dayadığını da söylemeden edemeyeceğim.Sv.Neum Manastırı'na giriş ücreti 100 denar .Resim
Resim
Gezi sonrasında oturulabilecek çok güzel kafeler ve hediyelik eşya standları mevcut.
Resim
Ohrid Gölü’ndeki ve Sv.Neum Manastırı'na yaptığımız yolculuğumuz Balkan üçlemesini bir kez daha doğrulamış oluyor;Dağ, Su ve Yeşillik.Ulusal Park olan ve Ohrid ile Prespa gölleri arasındaki Galiçiça dağından adını alan ormanlık alanda göz alabildiğine uzanan yemyeşil ormanı seyretmek bile üzerinizde fazlasıyla dinlendirici etki yaratacaktır.Resim
Ne yazık ki bizim hiç zamanımız yok ve hızla Ohrid'e dönüyoruz.Dönerken de kendimi Ağva civarında araç kullanıyormuşum gibi hissettiren yoldan bir kare ekliyorum.
En son erhen tarafından 23 Kas 2013 12:34 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
othar
Ast Sub. Baş Çavuş
Mesajlar: 2244
Kayıt: 02 May 2012 01:08
Konum: Istanbul/Gokturk
İletişim:

Re: Makedonya gezisi

Mesaj: # 184263Okunmamış mesaj othar
23 Kas 2013 12:34

Cok guzel bir yazi ve gezi notu olmus elinize saglik, tesekkurler.
Othar Avarkan (A rh+) / D.Yili : 1982
Gokturk-İSTANBUL

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Makedonya gezisi

Mesaj: # 184264Okunmamış mesaj erhen
23 Kas 2013 13:52

Ohrid'e döner dönmez soluğu Çar Samuel Kalesi'nde alıyoruz.Kale Ohrid’deki önemli tarihsel varlıklardan birisi olarak bugün de ayaktadır.İlk olarak romalılar tarafından yapılmış olsa da Çar Samuel kaleyi güçlendirdiği için onun adıyla anılmıştır.Üç kilometre uzunluğunda olup 16 metre yüksekliğindeki surları ve 18 kulesiyle çağının görkemli yapılarından birisi olmuştur. Çar Samuel’in Bizanslı’lara 1014’te yenildiği savaş sırasında ağır hasar görse de tümüyle yıkılmamıştır.
Resim Ortada Sv Marie Kilisesi görülüyor.Kiliseden aşağı inince tarihi anfitiyatro var.
Resim Çar Samuel Kalesi'nden Ohrid manzarası.
Bundan sonra Sv Klement ya da Sveta Bogoroditsa Perivleptos Kilisesi olarak bilinen ve 13.yüzyılda yapılmış kiliseye geliyoruz.Bu kilisenin önemli özelliği İsa Peygamber'in son akşam yemeği tablosunun binanın dışına işlenmiş olmasıdır.İstanbul Ayasofya camiye dönüştürülünce bu kilise de katedrale dönüştürülerek piskoposluk merkezi görevini üstlenmiştir.Dolayısıyla Ohrid ve çevresindeki tüm el yazması eserler ve kıymetli objeler buraya taşınmıştır. Bugün bu tarihi eserler Ohrid milli müzesinde sergilenmektedir.
Resim
Restorasyonda olması nedeniyle sadece bir fotoğraf çekip ayrıldık.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Makedonya gezisi

Mesaj: # 184265Okunmamış mesaj erhen
23 Kas 2013 14:44

Ohrid,gezilesi yerleri çok olan bir şehir.Ancak hava karardığı için gezmeyi çok istediğimiz halde ecdadımız yadigarı Haydar Paşa ve Kılıç Ali Paşa camileri ile,9.yüzyıldan kalma Sv.Pantholemeion kilisesi ve eski taş baskı matbaayı gezme fırsatı bulamadık.Bence Ohri'nin hakkını vermek için bu şehirde en az iki gün konaklamak gerekir.
Bundan sonra şehir merkezine gelerek karnımızı doyurmak istedik.İnternette Ohrid’e özgü ne yenir diye araştırınca karşınıza bu göle ait özel bir balık olup avlanması yasak olan bisvarka çıkar.Bu balık bildiğimiz alabalık tadında imiş ancak kilosuna 33 € istenince pek cazip gelmedi.Bloglarda sıklıkla okuduğum ve çarşının sonunda Ulitsa Goce Delsev 71E adresindeki Neim türk restoranı ise ne yazık ki akşamları kapalıymış.Biz de hemen yakındaki bir türk kebapçısında 900 MKD ödeyerek şiş kebap,bir Makedonya spesiyalitesi olan köfteli kuru fasulye ve pilavdan oluşan menümüzü ayran eşliğinde alıyoruz.Burada iki tip ayran var.Yoğurt diye satılanlar koyu, ayran diye satılanlar ise daha ince bir kıvamda.Meyve suyu çeşitlerinin ise haddi hesabı yok.Nar ve kaktüs incirinden yapılmış soğuk çayı ise hayatımda ilk kez burada gördüm.
Yemekten sonra hem biraz yürümek hem de alışveriş amaçlı çarşıda dolaşmaya çıktık.Ohrid'e özgü en önemli hediyelik eşya inci.Ancak bu inci bizim bildiğimiz istiridye incisi olmayıp göldeki balıkların pullarının belli bir kıvama getirilmesi sonrasında elde ediliyor.Her rengi var ve çok değişik fiyatlara satılıyor.Dükkanlarda herkes dilimizi konuşuyor ve ne yazık ki iyi bir pazarlık yapmak gerekiyor.Bana inciden çok sedef kaplama sanatıyla yapılmış kutular ve tavlalar daha ilginç geldi.
Alışverişi tamamladıktan sonra odamızda yerel içki olan birer Skopske birası içelim dedik.Ancak Ohrid'de saat 19'dan sonra marketten bira satın almak yasakmış :? Neyse biz de yakındaki restorandan biraz fazla ödeyip biralarımızı satın aldık ve odamıza çıkarak Ohrid manzarası eşliğinde keyif yaptık.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Makedonya gezisi

Mesaj: # 184266Okunmamış mesaj erhen
23 Kas 2013 15:26

Seyahatin altıncı gününün sabahı 07'de kontağı çevirip Ohrid'den ayrılıyoruz.Hedef Struga,Trebenista,Botun,Kiçevo,Gostivar ve Tetova’yı takiben 190 km.sürecek bir yolla Üsküp'e varmak.İlk durağımız olan Struga,Ohrid'e sadece 20 km. mesafede çoğunlukla arnavut kökenlilerin yaşadığı ve 20.000 kişilik nüfusuyla göl kıyısındaki küçük ama şirin bir şehir.Ohrid ile karşılaştırıldığında daha alçakgönüllü bir görüntü sunan Struga bu alçakgönüllü duruşuna karşın kimi özellikleriyle ziyaretçilerini şaşırtmaya hazır.Ohrid’den çıkan Dirim Çayı Struga’yı boylamasına ikiye ayırarak kuzeye yöneliyor. Böylelikle Struga Ohrid Gölü’nün yanı sıra Dirim’den de yaşam bulmuş oluyor.Struga’da bulunan Şairler Bahçesi’nde “Türkçe benim ses bayrağım” diyen ve 1972 yılında yapılan şiir festivaline baş konuk olarak davet edilerek ödül kazanan Fazıl Hüsnü Dağlarca adına dikilmiş ağaca rastlıyoruz.Hamur işleri Balkan ülkelerinin olmazsa olmazı.Biz de buna uyarak parke taşı döşeli çarşıda dolaştıktan sonra köprüden Dirim’in karşı kıyısına geçip güzel bir börek ziyafeti çekiyoruz ve sadece 240MKD(=4€) hesap ödüyorum. :?:
Resim Struga'da Ohrid Gölü suyunun Kara Dirim çayına karıştığı yer
Struga'dan sonra 90 kmlik bir yolu geçip "Gostivar'a Hoşgeldiniz" tabelasıyla karşılaşıp biraz şaşırıyoruz.Misafirperver anlamına gelen Gostivar,Makedonya'nın kış turizmi merkezi ve Vardar nehrinin doğduğu yerdir.Arnavutluk ve Kosova ile sınır olan 80.000 nüfuslu şehir, çok kültürlü hayatın sembol şehirlerinden biridir. Arnavutlar,Makedon ve Türklerin yaşadığı Gostivar, Üsküp’ten sonra en çok türk barındıran şehirdir.Ayrıca Avrupa ve eski yugoslavya ülkelerindeki bütün tatlıcılar da bu şehirden yetişme imiş. Yazın yolunuz bu şehirden geçerse mutlaka dondurma yemelisiniz.Şehrin simgesi olan saat kulesi olup 1566'da osmanlılar tarafından yaptırılmıştır.
En son erhen tarafından 24 Kas 2013 01:04 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Makedonya gezisi

Mesaj: # 184268Okunmamış mesaj erhen
23 Kas 2013 17:19

Gostivar’dan sonraki 30 kmlik otobanımsı(yol aynı yol sadece ortada beton duvar var) ve paralı bir yolla Tetova'ya ulaşıyoruz.Tetova ya da bizim dilimizde Kalkandelen başkent Üsküp’ün 55 kilometre batısında yer alan bir Makedonya kenti.Yüz bine yakın nüfusuyla ülkenin Üsküp ve Manastır’dan sonraki üçüncü büyük yerleşim yeri.Alplerin Makedonya’daki uzantısı sayılan Şar Dağları’nın giriş kapısı da sayılan Tetova aynı zamanda ülkenin ikinci yüksek dağı Tito doruğu (2748 m)nun da kenarındadır.Vardar nehrinin büyük kolu Pena şehri ikiye bölüyor.Arnavutluk ve Kosova sınırına komşu diğer Makedon kentleri gibi Tetova’da da Arnavut sayısı oldukça baskın. Hatırı sayılır Türk nüfustan da söz etmek gerekiyor.Hemen her yerde Makedonya bayrağına çift başlı kartallı Arnavut bayrağının da eşlik ettiğini görmek mümkün. Bu bakımdan Tetova Makedonya’da yaşayan arnavutların başkenti olarak kabul edilmektedir.Kalkandelen adının kökenine ilişkin olarak da kimi söylentiler var. Bir söylentiye göre Osmanlı kenti almadan önce kentin kolayca düşeceği öngörülmüş. Ancak, umulmadık direniş kente Kalkandelen adı verilmesine neden olmuş.
Tetova’da görmeden geçilmemesi gereken iki önemli tarihsel yapıdan söz etmek gerekir.İlki yabancıların Painted mosquee(=boyalı cami) dedikleri Alaca Cami(=Paşa Camisi)'dir.Yapım tarihi 1495 olarak belirtilen ve iki kız kardeş tarafından yaptırıldığı rivayet olunan cami, 1833 yılında Abdurrahman Paşa tarafından büyük bir onarımdan geçmiş. Bu onarım sırasında Osmanlı barok ve neoklasik stilinin karışımında bir yapı ortaya çıkmış.Caminin iç ve dış duvarları resimlerle donanmış.Bu resimler için 30.000 üzerinde yumurta ve bol miktarda hayvan kanının kullanıldığı rivayet ediliyor.Dış cephesindeki rengarenk görünüm Alaca Cami adının nedenidir.İslamda cami iç ve dış görünümünde alışık olunmayan sıra dışı anlayış Alaca Cami’de fazlasıyla söz konusudur.Bu caminin bir diğer özelliği ise klasik ev mimarisi tarzında iki katlı ve kiremit çatılı olmasıdır.Yani minareyi görmeseniz burasının cami değil ev olduğunu zannedersiniz.Cami karşısında 1822’de Kalkandelen’in yönetiminde bulunmuş olan Abdurrahman Paşa’nın yaptırdığı bir türbe vardır.Yine bazı kaynaklara göre caminin yapımı için parasal kaynağı sağlayan Hurşide ve Menşure hanımların türbesi de cami avlusundadır.
Resim
Resim
Camide restorasyon halen devam ediyor
Resim
En son erhen tarafından 24 Kas 2013 01:08 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Makedonya gezisi

Mesaj: # 184269Okunmamış mesaj erhen
23 Kas 2013 17:57

Tetova’da görülmeye değer ikinci önemli yapı Harabati Baba Bektaşi Tekkesi’dir.İslamın sünni mezhebine bağlı sufizm eşdeğeri bir tekkedir.Onbeşinci yüzyıl sonunda yapılmış olan tekke Osmanlı’nın Tetova’dan ayrıldığı 1912’ye dek bektaşi olarak kalmıştır.Dervişlerin ve bektaşi öğretisine mensup olanların osmanlı döneminde önemli misyonlar üstlenmiş oldukları unutulmamalıdır.Dervişler genellikle osmanlı bir yerleri ele geçirmeden önce oralara gelerek toplumu etkileme ve toplumun gönlünü kazanma çabası içinde olmuşlardır.Harabati Baba Tekkesi’nin kurucusu,Sultan Süleyman’ın kayınbiraderi ve veziri Server Ali Paşa’dır.Ali Paşa’nın Macaristan seferi dönüşü tüm rütbe ve dünya nimetlerini terkedip basit bektaşi yaşamını seçerek Tetova’ya gitme isteği karşısında Kanuni’nin"sersemlik edip gideceksen, git” dediği söylenir. Ali Baba’ya sersem sıfatının bu sözle birlikte eklenmiş olması olasıdır.Sersem Ali Baba 1538’deki ölümüne değin burada yaşamıştır.Daha sonra yerine Harabati Baba geçmiş ve tekke bu adla anılmaya başlamıştır.Şehir merkezinden 1.5 km. kadar yukarıda kalan tekkenin ibadethane ve türbe bölümleri ziyerete açık olmakla birlikte bakımsızlıklarıyla dikkati çekmekte.
Resim
Resim
Tetova'da öğle yemeğimiz için Arbi restoranı not etmiştim.Ancak şans bu ya restorana gittiğimizde büyük bir davet vardı.Biz de bunun üzerine ilk beğendiğimiz yerde köfte yedik ve borovnitsa adı verilen kara üzüm suyu ile yaban mersini karışımı bir yerel içecek denedik.Köfte de içecek de çok güzeldi.Fiyat derseniz yok böyle bir şey;dört kişi için sadece 420MKD(=7€).Tetova ile ilgili dikkat çekmek istediğim son şey sürücülerin ve yayaların aşırı agressif olmalarıdır.Arnavut inadından mıdır bilemem ama sürücüler arkalarından gelen araca kesinlikle yol vermek istemiyorlar,yayalar ise kendilerine kırmızı yanarken bile yola atılıp durmayan araçlara saydırıyorlar. :? :?
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Makedonya gezisi

Mesaj: # 184270Okunmamış mesaj erhen
23 Kas 2013 18:13

Tetova'dan sonra 55 kmlik bu kez standartlara uygun bir paralı otoban yolla gezimizin son durağı olan Üsküp(=Skopje)'e ulaşıyoruz.Başkent ve en önemli kent,Vodno dağının eteğinde ve Vardar ırmağının içinden akıp gittiği ovaya kurulmuş olan Üsküp için Makedonya’nın her şeyi dense yeridir.İki milyonluk ülkenin 650 bini burada yaşıyor. Üsküp,1392’de Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk uçbeylerinden Yiğit Paşa tarafından fethedilmiş.1912’de Sırplar şehrin ismini Skopje’ye çevrilmiş. Günümüzde Türk nüfusun şehirdeki oranı sadece yüzde 2.Tito rejimi ile ülkedeki Müslümanlar tüm mal varlıklarını bu topraklarda bırakıp ülkeden ayrılmak zorunda kalmış. Dünyanın başka pek çok ülke ve kentinde olduğu gibi Üsküp’te de bir akarsu kenti ikiye bölüyor.Vardar Üsküp’ü coğrafi olarak ikiye ayırmakla kalmayıp sosyo-kültürel anlamda da bölmüş oluyor.Vardar’ın kuzeyinde Müslüman bölgesi yer almakta. Modern yapılaşmanın neredeyse hiç bulunmadığı bölgede Osmanlı mirası yapılar bölgeye belirgin şekilde egemen.Nüfus olarak azalma olsa da Osmanlı eserleri şehirdeki yerlerini korumuş. Özellikle Eski Pazar’da en çok Kurşunlu ve Sulu Han bu konuda dikkat çekici. Kapan Han gibi bir yapının 15’inci yüzyılın ortalarında yapılabilmesi hayranlık uyandırıyor. İçinde hâlâ açık bir restoran var. Burada güzel börekler yapılıyor.Taş Köprü şehri ortadan ikiye ayıran meşhur Vardar Nehri’nin üzerinde; Üsküp’ü birbirine bağlıyor.Köprü Fatih Sultan Mehmet tarafından 15’inci yüzyılın ortalarında yaptırılmış. Zamanla şehrin önemli simgelerinden birine dönüşmüş. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü olarak da bilinen 214 metrelik Taşköprü başlangıçta 6.33 metre enindeymiş. 1909’da 9.8 metre olarak genişletilen köprü 1992’de yeniden özgün genişliğine döndürülmüş. 2001’de Müslüman ve Hıristiyan toplumları arasındaki çatışmalar sırasında da hasar görmüş.Vardar’ın ikiye böldüğü Üsküp’teki bölünmüşlük yalnızca coğrafi bir olgu değil. Müslüman-Hristiyan ayrışmasının da önde gelen belirleyicisi.Müslüman tarafındaki Kale, Davutpaşa Hamamı, Çifte Hamam, Kurşunlu Han, Mustafa Paşa ve Sultan Murat camileri, Türk Çarşısı ve Taşköprü önde gelen tarihsel yapılar olarak öne çıkmaktalar.
Resim Taş Köprü(=Fatih Sultan Mehmet Köprüsü)
Resim Kiril alfabesinin mucitleri Sv.Kiril ve Sv.Methodist'in heykelleri
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Makedonya gezisi

Mesaj: # 184272Okunmamış mesaj erhen
23 Kas 2013 18:42

Roma döneminden kalma Kale’ye ilişkin ilk belgeler MS 6. yüzyıla dayanmaktadır. 1963 depreminde önemli hasar gören Kale bugün için onarımdadır ve bu nedenle de ziyarete kapalıdır.Kale, İlliryalılardan,Çar Samuel’e ve Osmanlılara kadar sayısız uygarlığın kullanımında kalmıştır. Bölgeye 520 yıl boyunca egemen olan Osmanlı için Kale cephanelik, kışla ve askeri hastane olarak hizmet vermiştir.Kalede restorasyon halen devam etmektedir.
Resim Üsküp Kalesi.Arka planda Vodno Dağı'nda yükselen Milenyum Haçı görülüyor.
Davutpaşa Hamamı II.Bayezit’in sadrazamı Davut Paşa tarafından 1489′da yaptırılmış. Taşköprü’nün yanı başındadır. Bugün sanat galerisi olarak kullanılmaktadır.Çifte Hamam 15. yüzyıl ortalarında Medrese öğrencilerinin gereksinimini karşılaması amacıyla İsa Bey tarafından yaptırılmıştır. Bu nedenle İsa Bey Hamamı olarak da bilinir. Evliya Çelebi de bu hamamdan söz etmiştir. Günümüzde çağdaş sanatlar müzesi olarak kullanılmaktadır.Çifte Hamam’ın yanı başında 15 yüzyılda yaptırılmış olan Bedesten yer alır. Bugünkü Bedesten 19. Yüzyıldan kalmadır. Geçmişini anımsatmayacak şekilde bazı demokratik kitle örgütlerine ev sahipliği yapmaktadır.
Resim Davut Paşa Hamamı
Üsküp’teki Osmanlı eserleri içinde hanlar söz konusu olduğunda ayrı bir parantez açmak gerekir.Bunlardan Ragusalı tüccarlara ait olan Kurşunlu Han 16. yüzyıl ortalarında yaptırılmıştır. Kurşunlu Han’ın kitabesi de Davutpaşa hamamı ve Üsküp’teki diğer Osmanlı yapılarınınki gibi günümüze ulaşamamıştır. 1878’de cezaevi olarak da işlev gören Kurşunlu Han bugün müze olarak hizmet vermektedir.Önemli yolcu evlerinden bir başkası Kapan Han’dır. Çevresinde çok sayıda lokanta ve kafe yer almaktadır.
1436′da Sultan II. Murat tarafından yaptırılmış olan Sultan Murat Camisi Üsküp’ün en büyük camisi olma özelliğini taşımaktadır.Hünkar Camisi olarak da bilinir.Avlusunda yaptırılmış olan medreseden günümüzde eser kalmamıştır.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Makedonya gezisi

Mesaj: # 184275Okunmamış mesaj erhen
23 Kas 2013 19:21

Vardar Üsküp’ü coğrafi olarak ikiye ayırmakla kalmayıp sosyo-kültürel anlamda da bölmüş oluyor.Vardar’ın kuzeyinde yukarıda anlattığım şekilde Müslüman bölgesi yer almakta.Modern yapılaşmanın neredeyse hiç bulunmadığı bölgede osmanlı mirası yapılar bölgeye belirgin şekilde egemen.Köprünün hemen devamında ise Makedonya Meydanı bulunuyor.Makedonya gezi yazımın en başında ülkenin adını kullanma konusunda başta Yunanistan olmak üzere komşuların baskılarından söz etmiştim.Bu baskıdan bunalan Makedonya kendi kimliğini kanıtlama gereği duyan bir ülke olmuş. Bu gereğin sonuçları ülkenin her yerinde mermer ve bronz heykellere bürünerek karşımıza çıkıyor.Yakın zamanda meydanın tam ortasına devasa Büyük İskender heykeli yerleştirilmiş. Karşı kıyının en görkemli yapıtı elbette Büyük İskender’in heykelidir. Heykelin görkemi gece ona eklenen ışık ve su oyunlarıyla katlanmaktadır.
Resim
Taş Köprü'nün makedon tarafındaki Büyük İskender'in atı Bukefalos üstündeki heykeli.Yapımına 7.5 milyon € harcanmış.
Resim Zafer Takı
Resim Ulusal Arkeoloji Müzesi
Resim Çar Samuil Heykeli
Modern binalar şehrin bu yakasında çok daha belirginleşiyor. Şehrin dikkat çeken noktalarından biri de Vadno Dağı’ndan yükselen Milenyum Haçı. Dünyanın en büyük haçlarından biri olduğu söyleniyor. Müslümanlar ibadette özgür olsa da hükümetin farklı kentlere dev haçlar yaptırması, bunların gece her yerden görünecek şekilde aydınlatılması manidar. Şimdilerde şehir adeta yeni baştan inşa ediliyor.Yalnız bu inşaatların hepsinin Taş Köprü’nün diğer tarafına yani Müslümanların ağırlıklı olarak yaşamadığı tarafına yapılması da dikkat çekici.
Resim
Resim
Sv.Kliment ya da Soborna Kilisesi.Üsküp'ün futbol takımı Vardar'ın taraftarları maçtan önce burada buluşuyorlarmış.
En son erhen tarafından 23 Kas 2013 22:38 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Makedonya gezisi

Mesaj: # 184276Okunmamış mesaj erhen
23 Kas 2013 19:56

Üsküp'te görülebilecek diğer yerler ise Mavrovo doğal parkı,Rahibe Teresa'nın evi ve 1963'deki depremde duran saatin olduğu eski tren garı olup vakit yetmediği için gidemedik.Bundan sonra Türk Çarşısı'na dönüp kısa bir tur attıktan sonra akşam yemeği için Üsküp'e gidenler için artık bir yemek fenomeni haline dönüşen Ulytsa 106 br.4 adresindeki Destan Restoran'a oturduk.Aslında burası basit bir köfteci.Sahipleri arnavut ve türkçeyi pek iyi konuşamıyorlar ama içerideki koku o kadar büyüleyici ki garsona sadece "getir" dedim.
Resim
Bu üsküp salata(=skopje salad).Bildiğimiz çoban salata üzerine keçi peyniri rendelenmiş ve yanında üstünde dumanı tüten fırın pidesi geliyor.
Resim
Sonra yerel adı cevapcici olan köfteler geliyor.Bizim İnegöl köfteden daha iri olan bu köftelerin bir porsiyonunda 10 adet var.Yanında ince kıyılmış soğan,közlenmiş biber ve yoğurt var.Elinizi kaldırdıkça bir porsiyon köfte+müştemilatı daha geliyor.
Resim
Kaç porsiyon yediğimizi hatırlayamıyorum ama bu güzel köfteler için ödediğim ücret ise 720MKD(=12 €).Yok böyle fiyat.
En son erhen tarafından 23 Kas 2013 22:35 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Makedonya gezisi

Mesaj: # 184282Okunmamış mesaj erhen
23 Kas 2013 21:40

Yemekten sonra çarşının çıkışındaki börekçiden sabah için börek paketletip yediklerimizi biraz eritmek için tekrar Taş Köprü civarına geldik.Burada tesadüfen "Makedonya Şarap Günleri" diye bir etkinlik olduğunu farkedince çok sevindim.İnternette Makedonya'nın özellikle orta ve kuzey kesimlerinde bağcılığın yaygın olarak yapıldığını okumuştum. Hemen standlara yanaştım.Tikveş bölgesinin Vranec üzümünden yapılan T'ga Za Jug marka kırmızı şarabı şişesi 4€ ve Chateau Sopot marka cabernet sauvignon cinsi kırmızı şarabı da 6€ ödeyerek satın aldım.Bir başka standda ise Yunan Makedonyası'nın meşhur Tsantali bölgesine ait olup fransız meşe fıçılarında yıllandırılmış,meyveli,yarı sek Makedonikos şarabına 8€ ödedim.
Resim
Arabayla seyahat etmenin bir avantajı da bu tarz alışverişleri çekinmeden yapabilmek.:) Bundan sonra apartmana döndük ve son gün yolculuğu için bavullarımızı hazırladık.Üsküp'te yine booking.com'dan bulduğum 46,Gjuro Gjakovich adresindeki Luxury Skopje Apartments’da konakladık.Bu,merkezi konumlu ve son derece lüks döşenmiş iki yatak odalı daireye 55€ ödedim.Bu paraya bu konfor fazlasıyla iyiydi.
En son erhen tarafından 24 Kas 2013 01:24 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Makedonya gezisi

Mesaj: # 184292Okunmamış mesaj erhen
24 Kas 2013 01:19

Yola çıkarken niyetimiz Üsküp'ten,önce 229 km. uzunluğundaki Kumanova-Kriva-Kyustendil-Pernik yolu üzerinden Sofya'ya gitmek ve burada öğle yemeği+kısa bir şehir turu ardından 331 kmlik Plovdiv-Haskova-Harmanlı yolu üzerinden toplam 560 km.yaparak Kapitan Andreevo gümrük kapısını geçerek Kapıkule sınır kapımızdan Türkiye’ye ulaşmaktı.Sofya'da Aleksandr Nevski Katedrali ve Banyabaşı Camisini ziyaret edecek,kaşkaval peyniri ve erik rakısı satın alacaktık.Ne var ki gerek televizyon gerekse internetten Bulgaristan'da havanın çok yağışlı olacağını öğrenmemiz ve bu yolun ancak yarısının otoban olduğunu bilmemiz nedeniyle rotamızı hem havanın açık olduğu hem de büyük kısmı otoban olan Yunanistan üzerine çevirdik.Üsküp-İpsala arasındaki 572 km.lik yol ayrıca bize ilk gün göremediğimiz İskeçe-Gümülcine-Dedeağaç bölgesini gezme imkanını tanıyordu.
Balkanlar, adı üstünde dağlık olmasına karşın dağlar bu coğrafyaya giriş için doğal engel oluşturmamakta. Bu nedenle tarih boyunca Bizanslılardan, Slavlara, Yunanlardan, Bulgarlara Avusturya-Macarlardan Sırp ve Türklere uzanan geniş bir topluluğun etkisi görülmüş Üsküp üzerinde. Bunca yolcuya hancılık eden Makedonya için 500 yılı aşan Türk varlığının önemi tartışılmazdır.Türk varlığına ilişkin izlere Makedonya’nın hemen her köşesinde fazlasıyla rastlamak olanaklı.Bu izler Makedonya’daki yer adlarına da sinmiş denilebilir.Adları değiştirilmiş olan Kalkandelen (Tetovo),Veles(Köprülü) ve Manastır (Bitola)’ın yanı sıra; Demirhisar, Demirkapıcı, Kavadarcı, Çiftlik, Tikveş, Çerkezi, Gevgelia gibi yer adları bugün de aynen kullanılmakta.
Ertesi sabah 06'da hazırlanıp yola koyulduk.Üsküp'ten E-75 yolunu takip ederek Veles(=Köprülü) istikametinde ilerleyip bundan sonra Gevgelia yönüne saptık ve yolun 165. kmsinde bulunan Evzoni sınır kapısına ulaştık.Böylece yolculuğumuzun Makedonya ayağını tamamlamış olduk.Bence Makedonya'yı hakkıyla gezebilmek için dört gün ayırmak ideal olur.Gezinin son bölümünü Yunanistan gezi notlarına ekledim.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
ozdemirbrs
Albay
Mesajlar: 5953
Kayıt: 01 May 2012 12:50
Konum: BURSA merkez
İletişim:

Re: Makedonya gezisi

Mesaj: # 184312Okunmamış mesaj ozdemirbrs
24 Kas 2013 17:46

Hocam şaraplar duruyordur umarimm..
Ilk geziye ne zaman geliyorsunuz... morgulus
Hüseyin Özdemir
Bursa köyü ağası...
yaş = İzmir + Bursa
[/b]2007 suzuki Jimny JLX 1,3 MT Koçero
2012 ford fiesta 5k titanium 1,4 TDCI
0 RH (+)

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Makedonya gezisi

Mesaj: # 184316Okunmamış mesaj erhen
24 Kas 2013 18:46

ozdemirbrs yazdı:Hocam şaraplar duruyordur umarimm..
Ilk geziye ne zaman geliyorsunuz... morgulus
Hüseyin Kardeşim,yolumun İstanbul'a düştüğü ilk fırsatta Bursa'dan geçerken önce sana uğrayacağım.Söz :)
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
ozdemirbrs
Albay
Mesajlar: 5953
Kayıt: 01 May 2012 12:50
Konum: BURSA merkez
İletişim:

Re: Makedonya gezisi

Mesaj: # 184343Okunmamış mesaj ozdemirbrs
24 Kas 2013 23:51

Yaşaasınnnn..
Hüseyin Özdemir
Bursa köyü ağası...
yaş = İzmir + Bursa
[/b]2007 suzuki Jimny JLX 1,3 MT Koçero
2012 ford fiesta 5k titanium 1,4 TDCI
0 RH (+)

Kullanıcı avatarı
DERKMEN
Albay
Mesajlar: 5888
Kayıt: 06 Ara 2011 11:26
Konum: GÖKTÜRK / İSTANBUL
İletişim:

Re: Makedonya gezisi

Mesaj: # 184372Okunmamış mesaj DERKMEN
25 Kas 2013 10:03

Erhan Abi,
Çok ama çok teşekkürler.
Gerçekten tam bir kılavuz yazı olmuş.
Görsellerle desteklenmiş olması da cabası...
Ben bu yazıyı çıktı alıp yola çıksam yeter diye düşünüyorum..
Ya siz arkadaşlar...
Facebook / Suzuki4x4Turkiye.com

Deniz ERKMEN Yaş / 32
Göktürk / İSTANBUL
Mitsubishi L200 2009 Instyle AT
KARAKTERİM VE TAVRIMI BİRBİRİNE KARIŞTIRMAYINIZ
KARAKTERİM KİM OLDUĞUMLA İLGİLİDİR; TAVRIM "SİZİN" KİM OLDUĞUNUZLA

Cevapla

“YURTDIŞI GEZİLERİMİZ” sayfasına dön

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 56 misafir