Şehir merkezindeki bu gezi sonrası önce yedi kilometre ilerimizdeki Hisarönü'ne ulaşıp sonra da çam ağaçlarının arasında beş kilometre daha ilerleyip
Kayaköy'e vardık.Bu köy,Kaya Çukuru olarak adlandırılan bölgede,Likya uygarlığına ait
Karmilassos kentinin kalıntıları üzerinde muhtemelen MS.14.yüzyılda Anadolu rumlarının Levissi(=Lebessos) adıyla kurduğu,günümüzde terk ve talan edilmiş bir hayalet köydür. Anadolu rumları tarımı iyi bildiklerinden evlerini çevredeki kayalık,taşlık alanlara kurarlar ve tarım arazisine asla yerleşmezlermiş.Kayaköy de bu anlayışa uygun olarak yamaçta kurulmuştur.Alt katları ahır ya da kiler olarak kullanılan,genellikle tek ya da iki katlı her biri elli metre kare civarında olan
Kayaköy evlerinin en belirgin özelliği birbirlerinin ışık ve manzarasını kapatmamalarıdır.Yaklaşık altmış santimetre kalınlığındaki taş duvardan yapılmış olan bu evlerin,büyük çoğunluğu tek veya ikişer odalı olup,girişlerinde kullanım suyu olarak kullanmak amacıyla yağmur sularının toplanabildiği yeraltı sarnıçları yapılmıştır.Evlerde ayrıca foseptik sistemine bağlı tuvalet de mevcutmuş.
Kayaköy Evleri
Kayaköy'den günümüze tarihi kalıntı olarak 19.yüzyılın ikinci yarısı ile 20. yüzyılın ilk çeyreğinde yapılmış 350-400 civarında ev,bu evler arasına serpiştirilmiş dokuz şapel,iki büyük kilise,iki okul ve gümrük binası gelmiştir.Köyün tam ortasında bulunan Aziz Taksiyarhis'e ithaf edilmiş ve dışı pembe sıva ile kaplanmış olan Yukarı Kilise,17.yüzyılda yapılmış olup restorasyon nedeniyle kapalıydı.
Aziz Taksiyarhis(=Yukarı Kilise) Kilisesi
Panagia Pirgiotissa(=Aşağı Kilise) Kilisesi ise 1960 yılına kadar cami olarak kullanıldığı için günümüze daha iyi korunarak ulaşmıştır. Fresklerinin görülmeye değer olduğu belirtilen bu kilise de kapalıydı.
Panagia Pirgiotissa(=Aşağı Kilise) Kilisesi
1922 yılı başlarında,kayıtlara göre altı bin kişinin yaşadığı tahmin edilen Kayaköy'de çocuklar için ilkokul zorunlu olup yine kayıtlara göre 250 kız ve 450 civarı erkek öğrenci ayrı okullarda rumca eğitim alıyorlarmış. Rumlar,Kayaköy'de marangoz,bakırcı,kalaycı,demirci gibi el sanatları ve ticaretle geçimlerini sağlamış olup ayrıca mevsimlik olarak başka Türk köylerine de çalışmaya gidiyorlarmış.İstiklal Savaşı’ndan sonra mübadele döneminde köyün sakinleri Yunanistan’a göçerken buraya Selanik ve Batı Trakya’dan göçenler yerleştirilmiş.Köyün yeni sakinleri,yamaçtaki içme suyu olmayan evleri beğenmeyince ya köyün önündeki düzlüğe yerleşmişler ya da Manisa'ya taşınmışlardır.Yunanistan'a göç edenlerin küçük bir kısmı Rodos ve Girit'e yerleşirken çoğunluk Atina civarında iskan edilmiş ve burada Nea Levissi adını verdikleri ve kültürlerini taşıdıkları yeni yerleşim yerini kurmuşlardır.
Günümüzde,Kayaköy'ün önündeki düzlükte yaklaşık 2000 kişilik bir yerleşik nüfus bulunuyormuş.Kayaköy ise biraz geç olmakla beraber koruma altına alınmıştır.Hatta köylülerden öğrendiğime göre büyük bir otel yapılması karşılığında Kayaköy'ün tamamını restore edecek bir proje imzalanmış.Dilerim bu hayalet köy tekrar canlanır.