Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

YURTDIŞI GEZİLERİMİZ, DENEYİMLERİMİZ,TAVSİYELER

Moderatörler: cenknalbantoglu, DERKMEN, Offroadpassion

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251077Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 20:16

Resim


Poçitel genel görünüm



Resim



Resim



Şişman İbrahim Paşa Camisi(=Šıšman Ibrahim-Paša Džamija)


Evliya Çelebi,caminin Kethüda ibrahim Ağa'nın ecdadından Ali bin Musa Ağa tarafından yaptırıldığını yazmakta ise de genel kanı camiyi Şişman İbrahim Paşa'nın yaptırdığı yönündedir.Kitabesinde inşa tarihi olarak 1563 yılı belirtilen caminin kubbesi 15 ve minaresi de 28 metre yüksekliğindedir.Cami,1993 yılında ağır hasar almış ve minaresi yıkılmış olup onarımı 2002 yılında tamamlanmıştır.


Resim


Şişman İbrahim Paşa Hamamı
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251078Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 20:19

1664 yılında eklenen hamam,Osmanlı hamamlarının klasik şemasına uygun olarak düzenlenmiş olup uzunluğu 22 metredir.Yapının kare şeklinde bir soyunmalık yeri,ılıklığa açılan bir halvet ve helası ile yine kare şekilli bir sıcaklığı vardır. Bakımsız ve işlevsiz olan hamamın kubbelerinin üzerine sonradan yapılan beton sıva zamanla çatlamış ve dökülmüştür.


Resim


Saat Kulesi(=Sahat-Kula)

Poçitel,ünlü gezgin Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi’nde,“Poçitel Kalesi küçük ama sağlam bir yapı.Kalede surların, kulelerin ve komutan konutunun yanı sıra ambar ve küçük bir cami de yer almakta.Kale dışında 150 hane var.Evler taş,tuğla ve kiremitten yapılma.1562’de yapılmış bir de köy camisi var” şeklinde betimlenmektedir.Bizim gördüklerimiz de aynı doğrultuda idi.Seyahatname'de resmin arka planında gözüken Saat Kulesi'nden bahsedilmemesi nedeniyle bu kulenin 1664 yılından sonra yapılmış olduğu düşünülmektedir.Akdeniz-Dalmaçya tipi mimariye uygun olarak taştan yapılmış olan 16 metre yüksekliğindeki kule piramid şeklinde bir çatı ile örtülüdür.Girit Adasındaki bir kiliseden getirilen çanı 1917'de sökülmüştür
Şişman ibrahim Paşa Medresesi(=Medresa) ise L şeklinde planlanmış olup, her biri ocaklı, nişli beş öğrenci odası ve bir dershaneden oluşur.Bu mekanların önünde ahşap ayaklara oturan sundurma çatılı revak bulunur.Şişman İbrahim Paşa'nın yaptırdığı han ise yıkık vaziyette durmaktadır.

Poçitel'deki yerel satıcılardan biraz meyva satın alıp,sorduğum kişilerin Neum yolunun elden geçirildiğini ve bu yolu kullanmamı tavsiye etmeleri üzerine önce 22 kilometre ilerleyip Metkoviç(=Metković) sınır kapısından Hırvatistan'a girdik.Sonra 30 kilometre daha ilerleyip Neum'a ulaştık.İç savaşı bitiren Dayton antlaşmasıyla koskoca Bosna-Hersek'e deniz kıyısında sadece 20 kilometre uzunluğunda ve limanı dahi olmayan Neum Kasabası bırakılmıştır. %90'ı hırvat olan yaklaşık beş bin nüfuslu kasaba,Bosna-Hersek'te yaşayanların en gözde tatil yeridir.Neum'un en belirgin özelliği burada fiyatların Hırvatistan ve Karadağ'dan daha ucuz olmasıdır.Neum'dan sonra Dubrovnik'e ulaşmak için 65 kilometre yolumuz kalıyor.Ancak yolun 6.kilometresinde tekrar Bosna-Hersek'ten çıkıp Hırvatistan'a gireceğimiz sınır kapısı geçişi bulunmaktadır.Toplam uzunluğu 120 kilometre olan ve dört sınır geçişi nedeniyle 2.5-3 saat süren bu standart yol yerine 138 kilometre uzunluğunda ve sadece iki sınır geçişi gerektiren Stolac-Trebinye-Dubrovnik istikameti de tercih edilebilir. Ancak bir dağ yolu olan Stolac yolunda yaklaşık 100 kilometre boyunca hiç benzin istasyonu olmadığından deponuzda yeterli yakıt olması gereklidir.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251080Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 20:55

Ve nihayet Akdeniz'in İtalya yarımadası ile Balkan Yarımadası arasında kalmış kısmı olan Adriyatik Denizi kıyılarına iniyoruz.Bu kıyılar "dalmaçya tipi kıyı" özelliğini taşır.Kıyıya paralel uzanmış dağların çukur kısımlarının deniz suları altında kalmasıyla oluşan kıyı tipidir. Dağların yüksek kısımları kıyıda adaları oluşturur.Adriyatik sahili boyunca paralel olarak uzanan Dinar Alplerinin neden olduğu bu kıyı şeklinde kıyılar son derece girintili çıkıntılı olup pek çok ada bulunmaktadır.Bu kıyılarda deniz derinliğinin fazla ve kıta sahanlığının dar olmasının yanı sıra kıyıda hüküm süren ılıman akdeniz iklimi içerilere sokulamaz ve dağların ardında sert karasal iklim hakim olur.Ülkemizde de Antalya'nın Kaş İlçesi kıyıları dalmaçya tipi kıyı özelliğine sahiptir.Türk kaynaklarında adı Ragusa olarak geçen Dubrovnik tarihinin 7.yüzyıla kadar dayandığı bilinmektedir.Latince kaya anlamına gelen Ragusa adı 15.yüzyıl sonunda yerini hırvatça meşe ormanı anlamına gelen Dubrovnik'e bırakmıştır.Ben şehrin çevresinde çok fazla meşe ormanı görmedim ancak bolca limon,portakal bahçesi ve zeytinlik ile üzüm bağlarına rastladım.1365 yılında,1.Murat Dönemi’nde Ragusa şehir devletine ayrıcalıklar tanınmış, Osmanlı himayesine alınmış buna karşılık Ragusa,yıllık 15.000 altın vergiye tabi tutulmuştur. Denizcilikte büyük gelişme gösteren şehir Venedik ile yarışır hale gelmiş ve balkanlarda özellikle tuz ticaretinin merkezi olmuştur.1667 yılındaki büyük depremde ağır hasar gören şehir, Napolyon döneminde,1808 yılında Fransa’ya bağlanır ve Ragusa’daki 443 yıllık Osmanlı himayesi sona erer.Dubrovnik’in yakın tarihine bakacak olursak,1991 yılında Hırvatistan’ın Yugoslavya’dan ayrılışı sırasında çıkan iç savaşta sırp saldırıları nedeniyle şehirdeki birçok tarihi eser hasar görmüştür.1979 yılından beri UNESCO dünya mirası listesinde yer alan Dubrovnik'in Old Town(=Eski Şehir) bölümü 2005 yılında Unesco’nun başlattığı çalışmalar ile bugünkü görünümüne kavuşmuştur. Hırvatistan'ın 2013 yılında Avrupa Birliği’ne girmesi ve kıyıların cruise gemilerinin kolayca yanaşabileceği derinlikte olması avantajı ile birleşince 50.000 nüfuslu bu şehir son yıllarda turizm açısından adeta altın çağını yaşamaktadır.
Hal böyle olunca bu şehirde fiyatlar diğer eski yugoslav şehirlerine kıyasla bir hayli yüksektir.Biz de bu nedenle otel yerine ev kiralayarak konaklamayı daha ucuza getirmeyi tercih ettik.Evimiz,Baltazara Bogišiča adresinde bulunan üç odalı Apartment Lena idi.Ev çocuklu iki aile için idealdi ve en önemlisi kendisine ait üstü kapalı ücretsiz otoparkı vardı.Evden yaya olarak Eski Şehir'e ulaşmak sadece beş dakikalık yürüme mesafesinde idi.Biz iki gece ve dört kişi için 300€ ödedik ki şehir merkezinde aracınızı otoparka bırakmanın bir günlük bedelinin 70€ olduğunu ve yüksek sezonda vasat bir otelde konaklamanın iki kişi için gecelik en az 200€ olduğunu söyleyerek evin ne kadar avantajlı olduğunu vurgulayayım.


Resim

Apartman Lena
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251081Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 20:56

Evimize yerleşip yakındaki marketten alışverişimizi tamamladıktan sonra aracımızla yola koyulduk.Planımızda şehrin hemen üzerinde yer alan 412 metre yüksekliğindeki Srd Dağı tepesinde şehri yukarıdan seyretmek sonrasında plaja inip Adriyatik Denizi'nde serinlemek vardı.
Eski Şehir ve Dubrovnik'in muhteşem manzarasının keyfini sürmek için bir hayli kalabalık olan surlarda zorlukla ilerlemek istemeyenler için diğer seçenek özellikle akşam üzeri teleferikle gitmektir.Gidiş-dönüş fiyatı 120 Kuna olan ve iki dakika süren teleferiğe binmek için Peter Kreşimir Sokağı(=Ulica Kralja Petra Krešimira=Ulisa Kralya Petra Kreşimira)'nda bulunan alt istasyona ulaşmak gerekmektedir.Dört kişi,teleferikle dört dakika sürecek iniş-çıkış için 60€ ödemek doğrusu işimize gelmediği için eve sadece yedi kilometre mesafedeki teleferiğe aracımızla gitmeye karar verdik.Bu amaçla Karadağ yönüne doğru şehirden ayrıldık ve Bosanka levhasından dar bir yola saptık.Bu dar yolda bir süre ilerledikten sonra İmparatorluk Kalesi(=Utvrda İmperial= İmperial Fortress)'ne ulaştık.
Bu kale,bölgede Napolyon ordusu ile Rus ve Karadağ orduları arasında 1806-1812 arasında meydana gelen savaş sırasında Dubrovnik kentinin kuzey bölümünü sağlama almak amacıyla yapılmıştır.1991-95 arasındaki iç savaş sürecinde ise hırvatlar bu kaleyi kullanarak kenti sırplara korumuşlardır.Hatta bu amaçla bu kalede bir de hatıra müzesi bulunmaktadır.İç savaş esnasında kalenin çevresindeki meşe ve çam ormanları yandığı için Srd Dağı çıplak gözüküyordu.Ancak aşağıya baktığımızda Dubrovnik Eski Şehir'in harika manzarası son derece etkileyici idi.Eski Şehir'de savaşta hasar alan evlerin çatılarının yenilenmiş olması nedeniyle çatılarda iki farklı renk hemen dikkat çekmektedir. Bunun nedeni yenilenen çatıların kiremitlerinin Slovenya ve Fransa'dan gelmiş olmasıdır.


Resim


Srd Dağı'ndan Dubrovnik Eski Şehir ve Lokrum Adası'nın görünümü
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251082Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 20:58

Kaleden sonra Adriyatik Denizi'ne girmek için Eski Şehir'in doğusundaki Ploçe Kapısı(=Vrata od Ploče)'na sadece yüz metre mesafede bulunan Banye Plajı (=Plaže Banje)'na geldik.Bu kumsalın yanında Lazareti denilen ve 17.yüzyılda şehre tekne ile gelenlerin ilk karşılandığı karantina istasyonu bulunuyormuş.



Resim


Resim

Banye Plajı


Resim

Tekneden Banye Plajı'nın görünümü

Lokrum Adası'nın tam karşısında yer alan bu sahil ve denizin girişi çakıllı ve girişte ücret ödemeniz gerekmiyor.Fakat aracınızı plajın önünde park etmenin saati 5€.Yine de Adriyatik'in birden derinleşen sularında serinlemek bize iyi geldi.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251083Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 21:01

Deniz keyfi sonrasında eve dönüp akşam yemeği için Eski Şehir'e beş dakika süren bir yürüyüş sonrasında vardık.Büyük kapı anlamına gelen ve şehrin batısında yer alan Pile Kapısı (=Gradska Vrata Pile) 16. yüzyılda inşa edilmiş olup cumhuriyet döneminde geceleri kapalı tutulurmuş.Kapının üzerinde şehrin azizi St.Vlaho'nun heykeli bulunuyor.

Resim


Resim


Pile Kapısı

Günümüzde ziyaretçilere sürekli açık olan bu kapıdan içeri girdikten sonra sağlı sollu alışveriş yapılabilecek dükkanların olduğu Stradun Caddesi başlamaktadır.


Resim


Resim


Eski Şehir ve Stradun Caddesi'nin gece görünümü
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251084Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 21:03

Akşam yemeğimizi surların dibindeki küçük limanda,Ulitsa Ribarnica,1 adresindeki Poklisar Restaurant'ta yedik. Anlamı büyükelçi olan ve dünya mutfaklarından tatlar sunan Poklisar'da İtalyan mutfağını tercih ettik ve biraz pahalı olmakla beraber keyif aldığımız bir yemek yedik.

Resim


Poklisar Restaurant


Resim


Aperatif olarak getirdikleri balık ezmesi ve sıcak ekmek iyiydi.


Resim


Pizzada domuz eti kullandıkları için tercih ettiğim vejetaryen pizza fena değildi.Bol mantarlı pizza fungi daha iyiydi.Makarnalar ise süperdi.


Resim


İçecek olarak siyah üzüm ile yaban mersini suyu karışımı olan Borovnitsa ve yerel bira Ožujsko'dan oluşan menüye dört kişi için 800 Kuna ödedim.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251085Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 21:05

Yemek sonrası Stradun Caddesi'nde yürürken bu dükkanın vitrinindeki kravatları görünce Kenan Işık'ın bilgi yarışması programında sorduğu kravat hangi ülkeden çıkmıştır? sorusuna fransızlar yanlış cevabını vererek 250.000TL'yi kaybeden yarışmacının üzüntüsünü anımsadım.


Resim


Avrupa'nın göbeğinde 1618-1648 arasında Otuz Yıl Savaşları sürerken Fransız Kralı XIII. Louis için savaşan yaklaşık 160 bin lejyoner ve şövalye arasındaki Hırvat askerleri,boyunlarına bağladıkları atkılar nedeniyle hemen fark ediliyorlardı .Savaşa giden Hırvat askerlerini uğurlayan Hırvat kadınları boyunlarından çıkarttıkları atkıları,sevdikleri adamların boyunlarına bağlarken birer de düğüm atmışlar.Böylelikle,bir yandan evlerinden uzakta oldukları sürece eşlerinin bu atkıları her gördüklerinde kendilerini ve evlerini anımsamalarını istiyor bir yandan da attıkları özel düğümlerin erkeklerini kötülüklerden koruyacağına inanıyorlarmış.
Bu giyecek,savaş sonrasında fransız aristokrasisi arasında moda şeklinde hızla yayılır ve fransızlar, kendilerine özgü değişikliklerle geliştirdikleri bu aksesuara A la Kroat(=A la Croate= Hırvat Usulü) adını vererek bugün de çoğumuzun kullandığı kravatı erkek giyim dünyasına sunmuşlardır.

Bundan sonra Pile kapısına doğru yürürken Büyük Onofrio Çeşmesi'nin yakınında 1980'lerde dinlediğimiz müziklerin canlı olarak icra edildiği Klarisa Restaurant bizi bir mıknatıs gibi kendine çekti.Nostaljik ezgiler dinlediğimiz bu mekanda vaktin nasıl geçtiğini doğrusu anlayamadık.

Resim

Klarisa Restaurant
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251086Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 21:11

Çarşamba sabahı kahvaltımızı erkenden yapıp Eski Şehir'i gündüz gözüyle dolaşmaya başladık.Dubrovnik'te gezilecek yerler denilince akla ilk gelen şehrin surlarla çevrili ve içinde restore edilmiş çok güzel binalardan oluşan kısmı yani Eski Şehir(=Stari Grad=Old Town)'dir.Eski Şehir surları toplam 1940 metre uzunlukta ve ortalama 1,5 metre kalınlıkta olup üzerinde on tane burç ve Adriyatik Denizi’ne bakan üç tane kule ile kente girişi sağlayan Pile,Ploça,Peskariya ve Ponta adı verilmiş dört tane kapı bulunmaktadır.Eski Şehir'i görmenin en güzel yolu şehir surlarının üzerinde yürümektir. Böylece bir yandan Adriyatik Denizi'ni hissederken bir yandan da şehrin panoramik fotoğrafını çekmek için iyi fırsatlar yakalayabilirsiniz.Bilet için,Eski Şehir'e girince sağa doğru dönmek ve Onofrio Çeşmesi'nin hemen yanındaki ofisin önünde sıra beklemek gerekir.Şehir surlarına giriş ücreti 100 Kuna yaklaşık 13€'dur.Sabah erken saatlerde başlanan bu gezi iki saatte bitirilebilir. Ancak saatler ilerledikçe kalabalık artıyor ve gezi oldukça zor oluyormuş.


Resim


Resim


Stradun Caddesi

Eski Şehir’i ikiye bölen Stradun Caddesi ya da Placa, şehrin ana caddesidir. Bir çok resmi tören ve festival kutlaması burada düzenlenmektedir. Yaklaşık 300 metre uzunluğundaki cadde,Roma-Yunan mimari etkilerini taşımaktadır.1468 yılında kaldırımlar ile zenginleştirilen cadde,günümüzde yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktasıdır.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251087Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 21:12

Stradun Caddesi girişinde hemen sağda büyük bir çeşme dikkat çekmektedir.Şehirde 15.yüzyılda yaşanan veba salgını sonrasında kentin yöneticileri bunun içme suyu şebekesinin yetersizliğine bağlamışlar ve bu nedenle 1436 yılında Napolili mimar Onofrio della Cava'ya Stradun Caddesi'nin hemen başlagıcında yer alan Büyük Onofrio Çeşmesi(=Velika Onofrijeva Fontana)'ni yaptırmışlardır.


Resim


Resim


Büyük Onofrio Çeşmesi

Bunun için kurulan sistem ile 116 metre yükseklik ve yaklaşık 12 kilometre öteden şehre su getirilmiştir.O çağ için 12 km uzaktaki su kaynağından kente su getirmek sıra dışı bir iştir. Suyun çok kıymetli olduğu bir yerde bu çeşmenin yapımında konulan ilginç kurallardan birisi de ziyan olan her su damlası için mimarın para ödeme cezasına çarptırılmasıdır.
Buz gibi suyu olan çeşme,günümüzde turistlerin yoğun ilgi gösterdiği simgesel yapılar arasında yer almaktadır.Çeşmenin çevresinde hatıra fotoğrafı çektirmek için ayrıca bir çok papağan ve yılan da sahiplerinin kucağında turistleri beklemektedir.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251088Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 21:13

Caddenin girişinde solda yer alan ve 13. yüzyılda inşa edilmiş olan Fransisken Manastırı (=Franjevački Samostan Dubrovnik) ise gotik ve rönesans etkilerinin görüldüğü bir yapı olup günümüzde kent arşivi müzesi olarak kullanılmaktadır.Yapı içerisinde yer alan müzede dünyanın en eski eczanesine ait objeler, kütüphanede ise 70.000 den fazla kitap bulunmaktadır.


Resim


Resim


Resim


Resim


Resim


Fransisken Manastırı
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251089Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 21:14

Manastırın dış cephesinde gördüğümüz hayvan kafasına benzeyen çıkıntılar dikkat çekici idi. Maskeron adı verilen bu çıkıntılar aslında gösterişli su oluklarıdır.Bir şehir efsanesine göre maskeron üzerinde durmayı başarıp t-shirt ya da gömleğinizi çıkartabilirseniz bütün sene şans dolu geçermiş.İnce yapılı olanlar deneyebilirler.


Resim


Maskeron


Srd Dağı'ndan seyrettiğimizde Eski Şehir'deki evlerin çatılarının farklı renklerde olduğunu gözlemlemiştik.Çatılar farklı renklerde olsa da Stradun Caddesi'ndeki evlerin panjurları genellikle yeşil renge boyanmıştır.



Resim
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251090Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 21:15

Stradun Caddesi‘nin başlangıcında, Büyük Onofrio Çeşmesi’nin karşısında bulunan Aziz Saviour Kilisesi (=Crkva Svetog Spasa) 1520 yılında inşa edilmiştir.Fransisken Manastırı'nın hemen yanında yer alan bu kilise büyük bir depremin ardından Tanrı'ya teşekkür etmek amacıyla yaptırılmıştır.Kilisenin inşasında kadınların taş taşıma gibi ağır işlerde çalıştığının bilinmesi yapıyı daha da özel hale getirmiştir.1667 depreminde bina zarar görmemiş ve orijinal halini korumuştur. Gotik öğeler barındırsa da Dubrovnik Rönesans mimari etkileri daha ağırlıklıdır.


Resim



Resim



Resim



Aziz Saviour Kilisesi
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251091Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 21:17

Bundan sonra Stradun Caddesi üzerinde yürümeye devam ediyoruz.Karşımıza birbirleriyle kesişen pek çok dar sokak çıkıyor.Üstelik bu dar sokakların içinde pek çok lokanta ve kafe var ve onların masa ve sandalyeleri yüzünden sokaklar oldukça daralmıştır.

Resim


Resim


Resim


Dubrovnik sokaklarından kareler


Stradun Caddesi'nde Aziz Saviour Kilisesi'ni geçtikten sonra soldaki Selestina Medoviça Sokağı(=Ulitsa Celestina Medovića)'nda 150 metre kadar surlara doğru ilerleyince karşımıza 1319 yılında inşa edilen Minçeta Hisarı (=Tvrđava Minčeta) çıktı.Bu hisar, şehir surlarının önemli bir parçası olarak günümüze dek gelmeyi başarmıştır.


Resim


Minçeta Hisarı
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251092Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 21:20

Hisarı gördükten sonra tekrar ana caddeye döndük.Stradun Caddesi'nin sonunda Çan Kulesi,Orlando Sütunu,Aziz Blaise Kilisesi ve Sponza Sarayı'nın çevrelediği büyük meydan Luja Meydanı(=Place Luža)olarak adlandırılmakta olup bu meydanda yer alan Orlando Sütunu(=Orlando Stup) görülmesi gereken bir diğer eserdir.


Resim


Orlando Sütunu


Sütunun üzerinde kentin koruyucu azizi Sveti Vlaho’nun figürü bulunan bayrak dalgalanmaktadır.Orlando,eski dönemde kentin özgürlüğü için savaşmış bir şövalye olup 15.yüzyılda onun adına yapılan bu sütun,Dubrovnik'te kutlanan festivallerin açılış ve kapanış törenlerinin sembolü olarak günümüzde de önemli bir işlevselliğe sahiptir.
Orlando Sütunu'nun arkasında Aziz Blaise(=Aziz Vlaho) Kilisesi (=Crkva Svetog Vlaha=Crkva Svetog Blaž(=Blaj)) yer almaktadır.Aziz Blaise,MS.III.yüzyıl sonunda ermenilerin yoğun olduğu Sebastea şehrinin (=bugünkü Sivas) piskoposu olup aynı zamanda insanları ve hayvanları sağlığına kavuşturma yeteneği ile ünlüdür.Bizans'ın emriyle yakalanıp işkence ile MS.316 yılında öldürülmüştür.Dubrovnik şehri ve Ragusa cumhuriyetinin de koruyucusu olarak kabul edilen Aziz Blaise adına her sene 3.Şubat'ta festival düzenlenmektedir.1715 yılında eski bir kilise alanının üstüne Aziz Blaise için inşa edilen kilisenin iç kısmı ve mermer işlemeleri oldukça görkemlidir.Şehirdeki birçok düğün merasimi bu kilisede tertiplenmekte imiş.


Resim


Aziz Blaise Kilisesi
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251093Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 21:22

Aziz Blaise Kilisesi'nin yanında yer alan ve 1444 yılında inşa edilen Çan Kulesi (=Gradski zvonik u Dubrovniku), yerel ustaların bir eseridir. 31 metre yüksekliğindeki kule Rektörler Sarayı'nın hemen yanında yer almaktadır.Bu eserde saat başında ortaya çıkan Maro ve Baro isimli iki adet asker figürü bulunmaktadır.İlk yapıldığında çana vuran bu iki figür tahtadan yapılmış daha sonrasında ise figürler bronz olanları ile değiştirilmiştir.1667 yılında meydana gelen deprem sonrasında kule eğilmeye başlamış ve 1929 yılında güvenlik gerekçesiyle yıkılarak yenisi inşa edilmiştir.Maro ve Baro'nun orijinalleri ise günümüzde Sponza Sarayı'nın atriumunda sergilenmektedir.


Resim


Çan Kulesi

Stradun Caddesi'nin en sonunda ve Çan Kulesi'nin hemen yanında ise Sponza Sarayı (=Sponza-Povijesni arhiv) yer almaktadır. 17. yüzyılda inşa edilmiş olan bu saray,şehirde orijinal şekli korunmuş en güzel yapılardan biridir.Gotik ve Rönesans mimarisinin etkilerini taşıyan ve eskiden gümrük binası olarak kullanılan bu yapı günümüzde devlet arşivlerine ev sahipliği yapmaktadır.Sarayın sadece zemin katını gezebiliyorsunuz.İç savaşta 1991-92 arasında hayatını kaybeden üç yüz civarındaki sivil ve askerinin fotoğraflarının sergilendiği bir anı odası düzenlenmiştir.

Resim


Resim

Sponza Sarayı
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251094Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 21:26

Rektör,eski dönemin en büyük yetkilisi olup her ay değişiyormuş.Rektör olmanın şartı,elli yaşından büyük ve evli olmakmış.Rektör görev yaptığı süreçte sarayda kalıyor ve etki altında kalmamak için görev süresince ailesi ile kesinlikle görüşmüyormuş.Soyluların hırslarından arınmaları ve rüşvetin önüne geçmek için bir soylunun tekrar rektör olması için en az iki yıl geçmesi kuralı uygulanıyormuş.

Resim


Resim


Resim

Rektör Sarayı

Kurulduğu 14.yüzyılın başından sona erdiği 1808 yılına dek Ragusa Cumhuriyeti'nin başkanı Rektör Sarayı (=Knežev Dvor) adı verilmiş bu binada ikamet etmiştir.Bina,Gotik tarzda inşa edilmesine karşın Barok ve Rönesans etkilerini bünyesinde uyumlu bir şekilde barındırmakta olup yapıldığı dönemden bugüne birçok ek ve yenileme çalışması geçirmiştir.Günümüzde ise Dubrovnik Müzesi Tarih Bölümü’ne ev sahipliği yapmaktadır.

Rektör Sarayı'nın önünde ise Küçük Onofrio Çeşmesi yer almaktadır.

Resim

Küçük Onofrio Çeşmesi

1440–42 arasında yapılan Küçük Onofrio Çeşmesi (=Mala Onofrijeva Fontana), Büyük Onofrio Çeşmesi’nin inşasından sonra benzer amaçlarla ve özellikle Luja Meydanı’na su sağlamak için inşa edilmiştir.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251095Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 21:28

Rektör Sarayı'nın karşısındaki sokağa girince Gunduliçeva Meydanı (=Gundulićeva Poljana)'na geldik.


Resim


Resim


Gunduliçeva Meydanı


Resim


Dubrovnik hatırası lavanta kesesi


1667'deki büyük depremin ardından inşa edilen Gunduliçeva Meydanı üzerinde her sabah kurulan sokak pazarı ile tanınır. Burası kentin barok dönemini sembolize eden eserler barındırır. Bu meydanda,Dubrovnik doğumlu şair İvan Gunduliç'in 1893 yılında yapılmış heykeli bulunmaktadır.Bu pazar,hediyelik eşya satan dükkanlara nazaran çok daha uygun fiyatlı alışveriş yapabileceğiniz bir yerdir. Şehirde alınabilecek hediyeliklerin başında üzerinde Dubrovnik işlemesi yapılmış lavanta keseleri gelir. Bunun dışında zeytinyağından yapılmış ürünler,kurutulmuş meyveler,reçeller,süs sabunları,el işi takılar ve buzdolabı magneti tarzında hediyeler de satın alınabilir.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251096Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 21:29

Gunduliçeva Meydanı'nın güney kısmında barok tarzda yapılmış bir merdiveni çıkınca geldiğimiz Rudera Boskoviça Meydanı(=Poljana Ruđera Boškovića)'nda karşımıza bir cizvit kilisesi olan Aziz İgnatius Kilisesi ile cizvitlere ait Collegium Ragusinum çıktı.Bu iki bina Dubrovnik'te barok mimari üslubuyla yapılmış en başarılı eserler olarak kabul edilmektedir.Yapımına 1647 yılında başlanan kilise 1725 yılında tamamlanmıştır.


Resim


Resim


Cizvit Kilisesi ve önündeki barok merdivenlerin gündüz ve gece görünümü
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251097Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 21:30

Gunduliçeva Meydanı'nın hemen arkasında ise gezilecek yerler listemizdeki bir diğer dini yapı olan Dubrovnik Katedrali(=Dubrovačka Katedrala) bulunmaktadır.


Resim


Resim


Dubrovnik Katedrali


Katedral ile ilgili bir efsaneye göre haçlı seferlerinden dönen Kral Richard bir kasırga sırasında denizde zor anlar yaşar ve Dubrovnik’e sığınarak kurtulur.Bundan sonra Tanrı'ya teşekkür etmek için hayatının kurtulduğu bu yere bir kilise inşa etmeye söz verir ve bu katedrali yapar.12-14. yüzyıllar arasında inşa edilen katedral,1667 depreminde yerle bir olmuştur.20.yüzyılda yapılan kazı ve yenileme çalışmaları sayesinde günümüzdeki haline kavuşturulmuştur.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251098Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 21:32

Pile Kapısı'na varmadan önce sur boyunca güneye doğru ilerleyince önce Bokar Kalesi'ni sonra da onun komşuluğunda yer alan ve 11.yüzyılda inşa edilmiş olan Lovrijenac ya da Saint Lawrence Hisarı(=Tvrdjava Lovrijenac)'nı gördük.37 metre yükseklikte ve 12 metreye varan kalınlıkta duvarları olan ve inşa edildiği yıllarda şehir savunmasında önemli görev üstlenen bu hisarın bazı bölümleri günümüzde tiyatro oyunları için kullanılmaktadır.Shakespeare'in ünlü eseri Hamlet,burada defalarca sergilenmiş olup Game of Thrones dizisinin bazı bölümleri de yine bu hisarda çekilmiştir.

Resim

Resim

Lovrijenac Hisarı

Dubrovnik halkı,Lovrijenac Hisarı'nın giriş kapısında dünyanın bütün altınları için dahi özgürlük feda edilmez(=non bene pro toto libertas venditur auro) diye yazdırmışlardır.
Dubrovnik'in bir diğer önemli kapısı ise şehrin doğu kanadında yer alan ve yüksekliği sadece 2 metre olan Ploça Kapısı(=Vrata od Ploča)'dır. Daha önceleri geceleri kapalı tutulan ve tahtadan yapılmış bir açılır-kapanır köprü yerine sonradan eklenen taş köprüyü geçtikten sonra ulaşılan bu kapı 14.yüzyıl sonlarında yapılmıştır.Giriş kapısının üzerinde tıpkı Pile Kapısı'nda olduğu gibi kentin azizi Saint Vlaho'nun heykeli bulunmaktadır.

Resim

Ploça Kapısı
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251099Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 21:52

Dubrovnik Eski Şehir'de yaklaşık üç saat süren turumuzu böylece tamamlayarak kentin yarım mil açığında yer alan Lokrum Adası'na gitmek için Eski Liman(=Stara Luka)'a geldik.Lokrum adı latince akrumen(=narenciye) kelimesinden gelmektedir.Ada,Dubrovnik kentini Adriyatik Denizi'nin olumsuz koşullarına karşı koruyan doğal bir siper vazifesi görmektedir.Her yarım saatte bir eski limandan hareket eden tekneye kişi başı 50 Kuna ödeyerek yaklaşık 15 dakikada Lokrum Adası'na ulaştık.Lokrum Adası için yarım gün fazlasıyla yeterlidir.


Resim


Resim


Resim


Tekne'den Eski Şehir'in Ploça Kapısı ve arkasındaki Dominiken Kilisesi ile Aziz Nikola(=Sveti Nikola) Kilisesi'nin görünümü



Resim
Dubrovnik Eski Liman ve Karantina(=Lazareti) yeri



Resim


Lokrum Adası iskelesi



Tekneden ineceğiniz iskele ve çevresindeki kayalık alan denize girmek için en müsait yerlerdir.İskeleden sonra adadaki okları takip ederek, restoranlara,ölü denize ve botanik bahçesine ulaşılabildiği gibi adanın etrafını tekne ile keşfetmek de mümkündür.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251100Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 21:54

Ada hakkında ilk yazılı bilgiler buraya 1023 yılında kurulan ve 1808 yılına kadar faaliyetlerini sürdüren bir Benedikten Manastırı yapılmasıyla başlamaktadır.


Resim


Resim


Adadaki Benedikten Manastırı


Resim


Lokrum Adası'ndaki Benedikten Manastırı içinde bir de Game of Thrones dizisi sergisi bulunmaktaydı.Ben fırsatı ganimet bilip ejderhaların annesi Khaleesi'nin boşta duran tahtını gaptım.:)
Habsburg hanedanından Avusturya-Macaristan İmparatoru Maksimilian bu adada 1859 yılında bahçesinde türlü bitkilerin bulunduğu bir yazlık ev yaptırır.1959 yılında ise bu bahçe büyütülerek bir botanik bahçesine dönüştürülür.


Resim


Resim


Botanik bahçesindeki tavus kuşları ve tavşanlar adaya 150 yıl kadar önce getirilmişlerdir.

Resim


Ölü Deniz(=Mrtvo More),10 metre derinliğinde olup Fethiye'de aynı isme sahip benzerinden çok daha küçüktür.

Adada bizim ziyaret etmeye fırsat bulamadığımız ve Napolyon döneminden kalma küçük bir kale ile bir de çıplaklar kampı mevcuttur.Lokrum Adası milli park statüsünde olup son teknenin hareket ettiği saat 20'den sonra adada kimsenin kalmasına izin verilmemektedir. Belki de bu sayede bitki örtüsü ve doğal görünümü korumayı başarmışlar diye düşünüyorum.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251101Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 21:56

Lokrum Adası dönüşü karnımız iyice acıkmıştı. Dubrovnik’te yeme-içme durumu,seçeneğin çok olduğu ancak fazla para harcamak zorunda kalacağınız bir konudur.Eski Şehir içinde başta deniz ürünleri ve İtalyan mutfağı olmak üzere farklı mutfakları temsil eden bir çok restoran bulunmaktadır.İtalyan mutfağının temsilcileri özellikle Pile kapısından şehre girdikten sonra sağ tarafta yer alan Za Rokom Sokağı(=Ulitsa Za Rokom)'nda bulunmaktadır.Deniz ürünleri yapan yerler ise genellikle pahalı olduğundan girişteki menü ve fiyatlara bakmadan oturmamanızı öneririm.Bu şehirde en çok şaşırdığım konu ise ünlü fast food zincirlerinin Dubrovnik'te hiç bulunmamaları oldu.

Biz öğlen yemeğinde,yerel adı Palaçinka olan kreplerden tatmak için Stradun Caddesi üzerindeki Nalyeşkoviçeva Sokağı(=Nalješkovićeva ulitsa) 1A,adresindeki Dolce Vita adlı küçük bir dondurmacı dükkanına uğradık.Palaçinka,aslında Rus orijinli bir yiyecek ancak Balkan ülkelerinde de çok yaygındır.Bu dükkanda da ballı-cevizli-çukulatalı ve karışık meyvalı olanlarını severek yedik.Dört tanesi için 80 Kuna ödedim.


Resim


Resim


Dolce Vita'da yediğimiz palaçinka çeşitleri
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251102Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 21:57

Bundan sonra evimize dönüp biraz dinlendik.Akşama doğru biraz da Dubrovnik'in Eski Şehir bölgesi dışındaki yerlerini görmek amacıyla kruvaziyer gemilerinin yanaştığı limana doğru hareket ettik.


Resim



Resim



Resim


Limanda yer alan lüks tekneler ve limanın çevresindeki gösterişli mağazaları izleyerek güneşi batırdıktan sonra akşam yemeği ve hediyelik eşya için tekrar Eski Şehir'in yolunu tuttuk.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Cevapla

“YURTDIŞI GEZİLERİMİZ” sayfasına dön

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 21 misafir