Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

YURTDIŞI GEZİLERİMİZ, DENEYİMLERİMİZ,TAVSİYELER

Moderatörler: cenknalbantoglu, DERKMEN, Offroadpassion

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 250987Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 10:57

Bu sene Ramazan Bayramı tatilinin dokuz güne uzamasını fırsat bilip bir arkadaşım ile eşlerimizi de alarak uzun zamandır yapmak istediğimiz Balkan coğrafyasının orta ve güney kısmında yer alan Yunanistan, Makedonya,Kosova,Karadağ,Bosna-Hersek,Hırvatistan ve Arnavutluk’u kendi aracımızla gezmeye karar verdik.


Resim


Rotamız şehir içi gezilerle birlikte yaklaşık 3.800 kilometre tuttu.


Yolculuğa 1.Temmuz.Cuma sabahı 03.30’da başladık.Çanakkale-Eceabat feribotu da dahil İzmir-İpsala arasındaki 465 kilometrelik yolu yaklaşık altı saatte geçip sabah 09'da sınır kapısına ulaştık.


Resim


İpsala'da sınıra yaklaşırken ayçiçekleri yükselmeye başlayan güneşi selamlıyorlardı.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 250988Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 10:58

Bayram trafik yoğunluğu henüz başlamamış olduğundan toplam bir saatte geçtiğimiz İpsala ve Yunanistan’ın Kipi gümrük kapılarından sonra “Egnatia Odos” yazan otobana çıktık.
Resim

Egnatia Odos

Egnatia Odos,Roma İmparatorluğu zamanında İstanbul'u Adriyatik Denizi kıyısında bulunan liman şehri İgoumenitsa üzerinden Roma'ya bağlayan önemli bir ticaret yolu imiş.Ayasofya Camisi’nin karşısında,Yerebatan Sarnıcı’nın hemen yanında bulunan ve Bizans döneminden beri ayakta kalabilmiş olan Sıfır Taşı(=Million)'nın bu tarihi yolun başlangıç noktası olduğu kabul edilmektedir.Yunanistan,Avrupa Birliği'nin kendisine verdiği destek paraları ile orijinal güzergaha sadık kalarak E-90 olarak da adlandırılan bu otobanı 1997-2009 yılları arasında tamamlamıştır.En batıda İgoumenitsa limanı en doğuda ise Kipi sınır kapısı arasında yer alan 680 kilometre uzunluğundaki bu otoban, bağlantıları sayesinde Bulgaristan,Makedonya ve Arnavutluk'a dek uzanmaktadır.İlk zamanlar ücretsiz olan otoban geçişleri ekonomik kriz nedeniyle günümüzde paralı hale gelmiştirBu otobanı kullanarak Kipi sınır kapısından Makedonya’ya gitmek yaklaşık 10 euro tutuyor.Otoban,fena sayılmaz yalnız İpsala-Selanik arasında benzinlik,kafe,restaurant tarzı yerler bulunmadığı için yakıt almak için otobandan çıkmak zorundasınız.Bu nedenle yunan gümrüğünü geçince otobana girmeden önce deponuzu doldurmak daha doğru olacaktır.Bir de daha önceki Yunanistan ziyaretlerimde sınır kapısında mutlaka istenen uluslararası ehliyeti bu kez yeni tip ehliyetimi ibraz edince istemediler.Ancak araç için yeşil sigortayı mutlaka Türkiye’de yaptırmanızı tavsiye ederim çünkü bizim ülkemizde 15 günlüğü 63€ olan yeşil sigortayı Yunanistan sınırında yaptırayım derseniz en az bir aylık ve 180€ karşılığında yapıyorlar.Ülkedeki şehirler arası ücretsiz yollar ise genellikle bölünmemiş ve dar yollar olup levhalardaki hız limitleri genellikle 70-80km gibi ve sıkı bir radarla hız kontrolü var.Hız limitini aşmanın cezası 83€ ve sadece banka yoluyla ödeyebiliyorsunuz. Biz zamandan kazanmak ve ceza durumunda prosedürle uğraşmamak için hız sınırı 143 km olan otobanı tercih ettik.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 250989Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 10:59

Resim

Otobanda 143 kilometre hız yapabiliyorsunuz ancak sadece Batı Trakya bölgesinde daha önceki Yunanistan gezilerimizde de dikkatimizi çeken bu uyarı levhaları aynen duruyor. Herhalde Yunan hükümeti sürücülere söz geçiriyor ama bu bölgenin ineklerine söz geçiremiyor olmalı.:)

Egnatia Odos’a çıktıktan sonra Batı Trakya bölgesinde Türk nüfusun yoğun olduğu üç şehirden sırasıyla Dedeağaç(=Alexandropoli), Gümülcine(=Komotini) ve İskeçe(=Xanthi)’nin sadece yakınından geçerek 195 km. ötedeki Kavala’ya vardık.


Resim

Kavala


Kavala, merkezinde 80.000 çevresiyle yaklaşık 160.000 kişinin yaşadığı, deniz kıyısında bulunan çok hoş bir şehirdir.Balık,tütün ve turizm kentin önemli gelir kaynaklarıdır.Thassos Adası’ndan gelen göçmenler tarafından Simvolo Dağı’nın eteklerinde Neapolis(=Yeni Şehir) adıyla kurulan Kavala, 1387’den 1912 yılına kadar tam 525 sene Osmanlı egemenliğinde kalmış ve Osmanlı Devleti döneminde bölgenin büyük tütün ticareti merkezlerinden birisi ve donanmanın konuşlandığı liman görevini üstlendiği için daima önemini koruyan bir şehir olmuş.1923 yılında gerçekleşen nüfus mübadelesi sırasında Kapadokya’da yaşayan Rumlar buraya yerleştirilmiş.Günümüzde şehirdeki Türk nüfus diğer Batı Trakya şehirleri ile kıyaslanmayacak kadar az kalmıştır.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 250990Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 11:01

Kavala'ya vardığımızda vakit öğlen olmuş ve karnımız iyice acıkmıştı. Deniz kıyısındaki bir şehirde yemeğimiz elbette deniz mahsulleri olacaktı. Öğlen yemeğimizi daha önce de denediğimiz ve limanın karşısındaki Karaoli Dimitriou,36 adresinde yer alan Orea Mitilini(=Güzel Midilli Restoran)’da aldık.Burayı hem önüne aracımızı ücretsiz park ettiğimiz, hem Türkçe menüsünün olması hem de garsonlarının dilimizi konuşması nedeniyle tercih ettik.Zaten beş yüz seneden fazla Osmanlı egemenliğinde kalan bir komşu ülkede yemeklerin isminin bizdekinden çok farklı olması beklenemezdi.Üstelik Yunanistan'da gençler hariç hemen herkes isterse sizin ne dediğinizi anlayacak kadar dilimizi biliyor.
Resim

Yunan Salatası(=Grek salad)'nda Yunanistan'a özgü sert ve yağsız bir beyaz peynir türü olan Feta peyniri kullanılmaktadır.

Resim

Kabak kızartmasını yine on numara yapmışlardı.

Resim

Midye tava,

Resim

Haşlanmış midye,

Resim


Kalamar tava;Şef Todori kalamarları halka şeklinde değil bütün olarak tavada pişiriyor.


Resim


Cacık(=tzaziki)'tan ve alkolsüz içeceklerden oluşan menü son derece doyurucu idi ve 27€ tuttu.Bu restoranın hemen yanında bulunan Panos&Zafira Restaurant da iyi bir seçenek olarak aklınızda bulunsun derim.

Bundan sonra deniz kıyısına paralel uzanan Eritrou Stavrou caddesi,44 adresinde bulunan Esperia Hotel'e yerleştik.Bu üç yıldızlı otelde iki kişilik odada bir gecelik konaklama+kahvaltı ücreti olarak 51€ ödedim.Şehrin merkezinde yer alan bu otelin benim açımdan en iyi tarafı ücretsiz kapalı otoparkının bulunması ve sabah kahvaltısıydı.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 250991Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 11:04

Yemekten sonra şehri dolaşmaya başladık.Orea Mitilini Restoran'ın hemen üst tarafı,Kavala’nın Eski Şehir olarak da tanımlayabileceğimiz Panagia bölgesi olup ecdadımızdan kalan eserler genellikle bu bölgede yer almaktadır.
Burada karşımıza ilk olarak Kanuni'nin sadrazamı Pargalı İbrahim Paşa'nın 1530 yılında Kanuni adına yaptırdığı cami çıkıyor.1926 yılına kadar cami olarak görev yapan bu yapının mihrap ve minberi kaldırıldıktan,minaresi kesilip saat ve çan kulesine dönüştürüldükten sonra adı da Aziz Nikola Kilisesi olarak değiştirilmiş.2004 yılına gelindiğinde ise caminin önüne Aziz Paul'ün elinde kutsal kitapla M.S.49 yılında Kavala’ya gelişini simgeleyen 35 metrekarelik mozaik bir ikon eklenmiş.

Resim

Aziz Nikola Kilisesi

Osmanlıların Kavala'ya verdikleri önemin bir simgesi olarak şehre adımınızı attığınızda Kanuni zamanında yapılmış devasa su kemerleri sizi karşılıyor.İki yüz seksen metre uzunluğunda,elli iki metre yüksekliğindeki altmış adet Su Kemeri(=Kamares),eski şehir merkezi olan Panagia’daki su sarnıçlarına altı kilometre ötedeki kaynaklardan gelen suyu taşıyorlarmış.

Resim

Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırdığı su kemerleri
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 250994Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 11:11

Kavala,aynı zamanda Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın doğduğu kenttir. Aslen arnavut olan ve 1769-1849 yılları arasında yaşayan Mehmet Ali Paşa,Mısır valisi olduktan sonra Sudan'ı Osmanlı topraklarına katmıştır. Ayrıca Osmanlı Devleti'nin bastırmakta uzun süre güçlük çektiği Mora İsyanı'nı kendi ordusu ile bastıran Paşa,1828'deki Rus seferi için 12,000 askerini gönderme sözü verdiği halde sözünde durmaz ve sadece para gönderir.Bu durum,devlet erkanının kendisi hakkında uzun süredir duyduğu şüpheyi arttırır ve Mehmet Ali Paşa'nın yola getirilmesine karar verilir.Bunu öğrenen Mehmet Ali Paşa,erken davranıp Sultan II.Mahmut'a isyan bayrağını açar ve karşısına çıkan Osmanlı ordusunu her seferinde mağlup edip Lübnan,Filistin ve Suriye'yi aşıp Kütahya şehrine kadar Anadolu'yu ele geçirir.Bu isyan Rusya,Fransa ve İngiltere'nin araya girmesiyle İstanbul düşmeden sonlandırılır ve 1840'da yapılan Londra Antlaşması ile Mehmet Ali Paşa'ya Mısır'da kendi hanedanını kurma hakkı verilir.Böylece Mısır'da 1953 yılına kadar sürecek Kavalalılar dönemi başlar.

Resim
Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın evi.

Resim

Resim

Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın heykeli

Kavalalılar,Osmanlı'ya karşı isyan eden Mehmet Ali Paşa'ya "düşmanımın düşmanı dostum olur" düşüncesiyle ve Kavala için yaptığı hizmetler nedeniyle sahip çıkmış ve evini müzeye çevirmişlerdir.Evin yanında, altındaki mermer levhada "Osmanlı'ya isyan eden Mısır Kralı Muhammed Ali" yazan ve Mehmet Ali Paşa'nın at üstünde heybetli bir duruşunu simgeleyen heykeli yer almaktadır.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 250995Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 11:17

Mehmet Ali Paşa'nın heykelinin bulunduğu meydanda dikkat çeken bir diğer yapı ise Panagia Kilisesi olarak da adlandırılan Meryem Ana Kilisesi'dir.MS.4. yüzyılda yapılmış olan bu kilise 1965 yılında geçirdiği restorasyon sonrası bugünkü görünümüne kavuşmuştur.

Resim

Mehmet Ali Paşa'nın yaptırdığı on sekiz kubbeli,içinde iki medrese,iki mescit ve bir imaret barındıran ve 1923'e dek medrese ve 1967 yılına dek ibadethane ve aşevi olarak hizmet vermiş olan Külliye binası günümüze dek ulaşmayı başarmıştır.


Resim


Resim

Kavalalı Mehmet Ali Paşa Külliyesi

Mısır hükümetine ait olan ve pek harap durumdaki külliye ,2001 yılında aslen mısırlı olan Kavalalı zengin bir iş kadınına elli yıllığına kiralandıktan sonra başarılı bir restorasyon geçirmiş ve şimdilerde İmaret Hotel adında iki kişilik oda fiyatının 300€’dan başladığı beş yıldızlı bir otel olarak hizmet vermektedir.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 250996Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 11:21

Resim

Panagia bölgesinde yer alan tarihi bir ev


Resim


Osmanlı Devleti'nin Balkan Savaşı'nı kaybetmesi sonucunda 1912'de elimizden çıkan Kavala ile kaderimiz 1974 yılında yine kesişmiştir. Kavala,Kıbrıs barış harekatı sırasında adaya çoğu evlerine geri dönemeyen çok sayıda yunanlıyı asker olarak göndermiştir.Belki de bu yüzden olsa gerek,şehrin çıkışında Güney Kıbrıs’ı beyaz,Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni kırmızı yani kanlı gösteren bir Kıbrıs haritası ve yanında "hatırla" ibaresi göze çarpmaktadır.Aradan geçen neredeyse yüz yıla rağmen Ege'nin her iki yakasında birbirini bugün de düşman olarak görenler mevcut olsa da yüzyıllar ötesinden gelen ortak yaşam kültürünün ilerleyen zamanlarda bu tür fanatik davranışları tamamen yok edeceğine inananlardanım.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 250997Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 11:23

Mehmet Ali Paşa Külliyesi sonrası,cumbalı,tarih kokan evlerin arasından ve ancak motorsiklet ya da küçük otomobilin geçebileceği daracık sokaklardan yukarıya doğru çıkarak Kavala Kalesi(=Kastro)'ne ulaştık. Bizanslılardan kalan kale,Osmanlı döneminde genişletilmiştir.Hemen uyarayım kaleye yaz gününde çıkmak bir hayli zor.Ancak kaledeki kuleye çıkınca bu yorgunluğa değmiş diyorsunuz.Kaleyi gezmek ise kişi başı 2.5€.

Resim


Resim


Resim


Surları ve büyük kısmı ile günümüze ulaşan kaleden Kavala, Ege denizi ve Kavala limanını seyretmek çok keyifli.


Resim


Kalede oluşturulmuş sahne alanında yaz aylarında düzenli olarak konserler veriliyormuş.


Resim


Kavala Kalesi ve İmaret Otel’in gece görünümü
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 250998Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 11:28

Kaleden aşağıya inerken karşımıza çıkan Halil Bey Cami ve Medresesi ise 16. yüzyılın ortalarında inşa edilmiştir.

Resim


Resim

Halil Bey Camisi

Balkan ülkelerindeki ecdad yadigarı camilerin çoğunda olduğu gibi burası kiliseye dönüştürülmemiş fakat ibadete kapatılmıştır.Minaresi yıkılmış olsa da mihrabı sağlam olan cami ve medresesi,1930-38 arasında Kavala belediyesi filarmoni orkestrasına ev sahipliği yapmıştır.Hatta bu nedenle halk bu komplekse “palia mousiki(=Paliya musiki=Eski müzik)” adını vermiştir.2008 yılında başlayan restorasyon çalışmaları sırasında eski çağlardan kalan bir bazilikanın kalıntıları ortaya çıkarılınca caminin tabanı cam ile kaplanarak bunların da görülmesi sağlanmıştır.Böylelikle ayakta durmayı başaran Halil Bey Camisi,günümüzde içinde kültür ve sanat faaliyetlerinin yapıldığı ve Kavala'da farklı medeniyetlerin yaşadığının simgesi olan bir tarihi anıt olarak kabul edilmektedir.


Resim


Panagia bölgesinden ayrılmadan önce kapısında şehitlik(=martyrdom) yazan bu ev dikkatimizi çekti.Bu evin tabelasında 1941-44 yıllarındaki bulgar işgali esnasında burada yüzlerce yunan vatanseverin işkenceye maruz kaldığı ve bu nedenle anıt ev statüsüne alındığı yazıyordu.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251001Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 11:51

erhen yazdı:Bundan sonra biraz soluklanmak amacıyla aracımızı çarşıdaki çok katlı otoparkın önünde bulduğumuz ücretsiz park yerine çektik.Bu otoparkın içinde bulunan Carrefour mağazasından küçük bir alışveriş yaptıktan sonra hemen karşısında bulunan ve sahibi Makri Bey isimli bir Türk olan İosifidis Pastanesi'ne girdik.Burada;

Resim

Kadayıf(=κανταΐφι=Kadaifi) ,

Resim

Baklava(=μπακλαβά=Paklava),


Resim

Hazır kahvenin soğuk olarak içilen bir şekli olan Frape(= φραπέ) denedik.

Hamur işi tatlıların tadı bizimkiler kadar güzel değildi. Frape ise bu ülkenin her yerinde bulabileceğiniz gerçekten iyi bir serinleticidir.Tabii Kavala'ya kadar gelip meşhur bademli kurabiyesi Kurampiedes'ten almamak olmazdı.Biz de daha önceki gezilerimizden aşina olduğumuz bu tadı ıskalamamak için tanesi 5€ olan yarım kiloluk kutulardan aldık.


Resim

Kavala kurabiyesi(=Κουραμπιέδες =Kurampiedes)
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251002Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 11:53

Bundan sonra deniz kıyısına doğru ilerlemeye başladık.Bu bölgede karşımıza ilk çıkan yer Kavala Ticaret Odası binası oldu.


Resim


Kavala Ticaret Odası


Buradan biraz daha ilerleyince girdiğimiz Omonias Sokağı'nda karşımıza önce dükkanlar ve orta tarafında Aziz Paul Kilisesi(=Εκκλησία Άγιος Παύλος =Ekliziya Agios Pavlos)'ni gördük.Tarsus doğumlu olan Aziz Paul, hıristiyanlığı Avrupa'da yaymak için ilk olarak Kavala'ya gelmiştir.


Resim


Resim


Aziz Paul Kilisesi
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251003Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 11:55

Hava hafiften kararmaya başlamıştı.Biz de otelimize doğru ilerlerken bu kez karşımıza Belediye Binası(=Δημαρχείον=Dimarkeon) çıktı.Kavala tütün ticareti yönünden uzun yıllar önemli bir merkez olarak kalmıştır. Öyle ki Osmanlı Devleti'ne tütün bu şehirden gidermiş.Hal böyle olunca şehirde kısa zamanda aşırı zenginleşen tütün baronlarından Macar asıllı yahudi banker Baron Peter Herzog bu evi 1890'lı yılların sonuna doğru yaptırmış.Kendisinin ölümünden sonra 1937 yılında Kavala Belediyesi bu evi satın alıp bugünkü işlevselliğine dönüştürmüş.


Resim


Kavala Belediye Binası


Resim


Wix Binası


Bu evin hemen yanındaki bina ise Baron Peter Herzog'un Kavala'daki işletmesinin yöneticisi olan ve daha sonra Baron Adolf Wix von Zsolnay olarak anılan tütün baronuna aittir.Wix Binası(=Μέγαρο Wix) da 1989 yılında Kavala Belediyesi'nin malı olmuş ve restorasyon görmüştür.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251004Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 11:57

Akşam yemeği için tercihimiz Eritrou Stavrou,2 adresindeki Apiko (=Απίκο) Restoran oldu.Otelimize sadece üç yüz metre mesafede olması ve Türkçe menüsünün olması işimize geldi.Burada;


Resim


Sahanda Dört peynir(τέσσερα τυριά=Tesera turia saganaki)


Resim

Olmazsa olmazımız cacık(=tzaziki),


Resim


Ispanak,roka,ceviz,kruton,yeşil elma,parmesan peyniri,kuru üzüm,çam fıstığı ve beyaz sirke sosu ile yapılan Apiko Salatası,

Resim


Mezgit füme(=καπνιστό μπακαλιάρο=Kapnisto pakaliaro)


Resim

Karides saganaki,

Resim


Kalamar tava ve alkolsüz içeceklerden oluşan menüye 30€ ödedik. Porsiyonlar o kadar büyük ki ikram olarak gelen tatlıyı yiyecek halimiz kalmadı.


Bundan sonra rahatlamak amaçlı biraz yürümek isterken otelimizin hemen arka sokağında bu binaya rastladık.


Resim


Burası 1938 yılında kurulan Kavala Belediye Konservatuarı(=ΔΗΜΟΤΙΚΟ ΩΔΕΙΟ ΚΑΒΑΛΑΣ=Dimotiko Odeio Kavala) imiş.1938 yılına kadar Halil Bey Medresesi'nde bulunan filarmoni orkestrasının bir sonraki adresi bu bina olmuş.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251005Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 12:00

Ertesi sabah oteldeki kahvaltımızın ardından 08.30'da otobana çıkıp Selanik üzerinden Makedonya'ya doğru yol alıyoruz.221 kilometrelik paralı otoyolu 2.5 saatte geçerek Evzoni sınır kapısından Yunanistan'ı terk edip Bogoroditsa sınır kapısından Makedonya'ya girdik.

Makedonya Cumhuriyeti,geçmişteki Büyük Makedonya’nın sınırlarını günümüzde karşılamakta yetersiz kalmaktadır.1913’te yapılmış olan Bükreş Antlaşması ile Büyük Makedonya'nın Sırbistan, Yunanistan ve Bulgaristan arasında pay edilmiş olması da karmaşanın önemli kaynaklarından birisidir.Böylelikle eski Makedonya’nın toprakları bugün biraz Bulgaristan,biraz Yunanistan ve az da olsa Kosova ile Arnavutluk’ta yer almaktadır.Öte yandan genç yaşta ölmesine ve sadece on iki yıl süren hükümdarlığına karşın,Aristo’nun öğrencisi olan ve Makedonya’ dan yola çıkarak Anadolu’yu aşan,bununla yetinmeyip Asya’da Hindistan ve Afrika’da Mısır’a kadar uzanan Büyük İskender’in ardında bıraktığı görkemli miras günümüzde Makedonya’nın kendi adını kullanmasındaki yasağın temel nedenidir.Çünkü bu kadar büyük bir başarıyı tüm uluslar sahiplenmek istiyorlar ve 1991’de tam bağımsızlığa kavuşan Makedonya Cumhuriyeti aradan geçen bunca yıla rağmen halen geçerli olan güçlünün hukuku belirlemesi kuralı yüzünden kendi öz adını kullanamıyor.Özellikle Yunanistan'ın baskısı nedeniyle Makedonya yerine FYRoM(=Former Yugoslavian Republic of Macedonia =Önceki Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya) adını kullanıyor. İşte bu yüzden Yunanistan'dan Makedonya 'ya giderken yolda yönle ilgili sorunuzu FYRoM(=FİRoM) değil de Makedonya neresi diye sorarsanız cevap bile alamazsınız.

Resim


Yunanistan’ın Makedonya sınırına yakın herhangibir yerinde ”O Makedonya’da demokrasi,saf bir etnik köken,kayda değer bir tarihi geçmiş ve kıymetli sanat eserleri yok.Bizim Makedonyamız ise Büyük İskender ve Aristo’ya ev sahipliği yapmış,tarihi eserlerle dolu ve 4.000 yıllık tarihe sahip” anlamında yukarıdaki resimdeki tarzda duvar yazıları ya da levhalar görebilirsiniz.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251008Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 12:08

Makedon kelimesi “uzun boylu” insan anlamına gelmektedir.Sokaklarda gördüğümüz makedonlar da bu nitelemeyi fazlasıyla doğruluyorlardı. Makedonya'da toplam nüfus sadece iki milyon ve bunun %65'i makedon, %25'i arnavut ve %5'i türk ve %5'i de sırplardan oluşuyor.Özellikle arnavutların bağımsızlıkla ilgili istekleri çok belirgin.Makedonya bizden vize istememektedir.Ülkenin para birimi Makedon Dinarı(=MKD) olup 1€ yaklaşık 61 dinara eşdeğerdir.Makedonya ile aramızda -1 saat farkı var.
Bundan sonra 150 kilometrelik bölünmüş yolda Veles(=Велес=Köprülü) istikametinde ilerleyerek öğle saatlerinde Üsküp(=Скопје=Skopye)'e ulaşıyoruz.Vodno Dağı'nın eteğinde ve Vardar Irmağı'nın içinden akıp gittiği ovaya kurulmuş olan başkent Üsküp için Makedonya’nın her şeyi desek yeridir. İki milyonluk ülkenin yaklaşık yedi yüz bini burada yaşamaktadır.Üsküp,1392de Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk uç beylerinden Yiğit Paşa tarafından fethedilmiştir.1912’de kaybedilen ve sırpların hakimiyetine geçen şehrin ismi Skopje’ye çevrilmiştir.Tito rejimi zamanında ise ülkedeki müslümanlar mal varlıklarını bu topraklarda bırakarak topraklarını terk etmek zorunda bırakılmışlardır. Günümüzde Türk nüfusun şehirdeki oranı yüzde iki civarında kalmıştır.

Üsküp'e tam da öğlen saatinde vardığımız için önce karnımızı doyurmak istedik.Daha önceki gelişimizde denediğimiz ve artık bir internet fenomeni haline dönüşen Başçarşı'daki Destan(=Дестан)Restoran yerine yine aynı bölgede yer alan Kapan Han’ın girişindeki meydanda bulunan ve lezzet düşkünü arkadaşlardan Löplöpçüler’in bloğunda tavsiye edilen Pavillon Restoran(=павильон ресторан)’da öğle yemeğimizi aldık.Bu küçük ve sevimli meydandaki ağaçların altında üç tane köfteci bulunuyor.


Resim


Üsküp salatası(=Шопска салата=Şopska salata)ya da Bulgar salatası, küp küp ve irice doğranmış domates,salatalık ve soğan karışımının üstüne sirene(=сирене) adı verilen koyun peyniri rendesi, siyah zeytin ve biraz da ayçiçek yağı eklenerek yapılıyor.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251009Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 12:10

Resim


Boşnak cacığının tadı gerçekten iyiydi ancak diğer ülkelerde yediklerimizden farkı sadece salatalığın daha büyük doğranması idi.


Resim



Resim



Cevapi köfte ve pidesi


Cevap kelimesi,farsça kebab kelimesinden türemiş olup bizdeki köftenin eş anlamlısıdır.Eski Yugoslavya'nın parçalanmasından sonra ortaya çıkan ülkelerde bir porsiyonunda birden çok köfte olduğu için,günlük kullanım dilinde köfteler anlamına gelen ve Bosna-Hersek ile Karadağ'da cevapi (=ћевапи),Makedonya ile Kosova'da kebapi(=ќебапи), Hırvatistan'da ise cevapçici(=Ћевапчићи) ve şehirlerin hemen her köşesinde bulunan köfteciler için de cevabzinisa(=Čevabdžinica) kelimesi kullanılmaktadır. Priştine,Saraybosna,Mostar ve diğer şehirlerde olduğu gibi Üsküp’ün de en çok tercih edilen yemeği “cevapi” olarak geçen ızgara köftedir. Genellikle koyun ya da dana etinden yapılsa da Hırvatistan,Sırbistan, Romanya ve Bulgaristan'da domuz eti de kullanılmaktadır. Cevapi, bildiğimiz Tekirdağ köfteye benzese de ondan biraz daha kalın ve uzun bir köfte çeşididir.Metal tabakta küp küp doğranmış soğan,domates ve közlenmiş biber ile lepinya veya somun adı verilen yağlanmış pide eşliğinde gelen bol kepçe porsiyonlar son derece keyifli idi.Ancak tüm balkan ülkelerinde yemeğin tadını arttırması için bence cömertçe kullanılan tuz burada da fazla kullanılmıştı.Özellikle yüksek tansiyonu olanların bu konuda dikkatli olmalarını öneririm.



Resim



Resim



Pleskavitsa(= пљескавица) ise hamburger köftesine benzeyen kuzu ya da dana etinden yapılmış geniş, kalın,kocaman bir köftedir.Pleskavitsa, satırla çekildiği ve cevapi köfteden daha yağlı bir kıymadan yapıldığı için ızgarada pişerken içi kurumaz ve bıçakla kesildiğinde içinden hafifçe etin suyu sızar.Biz ayrıca kaşarlısını da denedik ve beğendik. Balkan ülkelerinde süt ve süt ürünleri yoğun olarak kullanılmaktadır. Biz de bu güzel yemek ile birlikte yogurt(=jогурт) olarak adlandırılan ve bizim ayrana çok benzeyen ancak daha yoğun kıvamlı ve daha az tuz içeren bir içeceği tercih ettik.


Resim


Yemek üstü içtiğimiz köpüklü bir kahve ile dört kişi için 20€ hesap ödedim.Bizleri dobridojde(=добредојде=hoşgeldiniz) diyerek karşılayan garson,priyatno (=при̏ја̄тно=afiyet olsun) diyerek yolcu etti.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251011Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 12:19

Yemek sonrası şehirde önce Üsküp Kalesi(=Скопско Кале=Skopsko Kale)'ne çıktık.Roma döneminden kalma Kale’ye ilişkin belgeler MS. 6. yüzyıla dayanmaktadır.Kale, İlliryalılardan,Çar Samuel’e ve Osmanlılara kadar sayısız uygarlığın kullanımında kalmıştır. Bölgeye 520 yıl boyunca egemen olan Osmanlı döneminde kale; cephanelik, kışla ve askeri hastane olarak hizmet vermiştir.1963 yılındaki büyük depremde büyük hasar gören kale,halen devam eden kapsamlı bir onarımdan geçmiştir.

Resim


Resim


Resim


Üsküp Kalesi ve arka planda görülen Vodno Dağı ile Kale'den Üsküp'ün görünümü


Resim


Üsküp Kalesi içindeki Osmanlı Eserleri Müzesi


Resim


Üsküp Kalesi’nden şehrin Vardar ve Rabotniçki takımlarına ev sahipliği yapan 33.000 kişi kapasiteli II.Filip Arena(= Филип Втори Арена=Filip Vtori Arena)’nın görünümü
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251012Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 12:21

Kaleden ayrıldıktan sonra 1.5 kilometre uzaklıktaki Sultan Murat Camisi'ni ziyaret ettik.


Resim


Sultan Murat Camisi


Üsküp'ün en yüksek tepelerinden birinde 1436′da Sultan II. Murat tarafından yaptırılmış olan ve Hünkar Camisi olarak da bilinen Sultan Murat Camisi(=Султан-муратова џамија =Sultan Muratova Çamiya) Üsküp’ün en büyük camisi olma özelliğini taşımaktadır. Osmanlı komutanı Yiğit Paşa tarafından yıkılan Aziz George Manastırı yerine inşa edilen Murat Paşa Camii,mimarisi ile en özgün Osmanlı eserlerinden biri olarak değerlendirilmektedir.Üç büyük yangın,iki büyük deprem ve dört büyük savaş görmesine rağmen günümüze dek gelmeyi başarmışsa da avlusundaki medreseden günümüzde eser kalmamıştır.
Caminin arka cephesinde Kanuni'nin kız kardeşi Beyhan Sultan,ön cephesinde ise Dağıstanlı Ali Paşa ve ailesinin gömülü oldukları iki ayrı türbe bulunmaktadır.Türbelerin baş taşlarındaki kitabelerden Dağıstanlı Ali Paşa'nın eşi ve kızının aynı yılda (Hicri 1188=1774) öldüğü anlaşılmaktadır.
Caminin avlusunda bulunan ve 1566-1573 yılları arasında inşa edilmiş olan Saat Kulesi(=саат кула=Saat Kula) de Üsküp’teki önemli Osmanlı eserlerinden birisidir.Bu kule nedeniyle Sultan Murat Camisi halk arasında “Saat Camisi” olarak da biliniyormuş.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251013Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 12:23

Bundan sonra Osmanlı dönemi eserlerinin yoğun olarak bulunduğu bölgedeki 15. yüzyıldan kalma Üsküp Eski Çarşısı(= Стара скопска чаршија=Stara skopska çarşiya)'na döndük.Dar sokakları,iki katlı dükkanları,camileri,hanları ve çeşmeleri ile Eski Çarşı,Anadolu'nun herhangibir yerinde dolaşıyormuş hissi yaratmaktadır.Deri ve bakırdan yapılmış ürünler,hediyelik eşya ve tekstil ürünlerinin bolca sergilendiği çarşıda yer alan esnafla Türkçe konuşmak da son derece keyiflidir.


Resim

Türk Çarşısı


Resim


Murat Paşa Camisi


Eski Çarşı'nın ortalarında karşımıza çıkan Murat Paşa Camisi'nin yapım yılı kesinleşmemiş olsa da 1689'da yandığı ve 1802 yılında yeniden yapıldığı bilinmektedir.Bahçede yer alan 1741 ve 1790 tarihlerinden kalma mezarlık kitabeleri, avlusunda bulunan ve 1937 yılında yapılmış şadırvanı yanında sağ tarafında yer alan ve camiden farklı mimari üsluba sahip minaresi ile dikkat çekicidir.Caminin muhtemelen bir kilise binasından dönüştürüldüğü düşünülmektedir.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251014Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 12:25

Murat Paşa Camisi'nin hemen yanında yer alan Çifte Hamam(=Чифте-амам=Çifte Amam) ise 1531 yılında medrese öğrencilerinin gereksinimini karşılaması amacıyla İsa Bey tarafından yaptırılmıştır. Bu nedenle İsa Bey Hamamı olarak da bilinir.

Resim

Çifte Hamam

Bu hamamdan Evliya Çelebi de Seyahatname'sinde söz etmiştir.Üsküp’teki en büyük ikinci hamam olan Çifte Hamam, ismini kadınlar ve erkekler için ayrı ayrı yapılan iki girişinden almaktadır.1915 yılına kadar hamam olarak kullanılan yapı,1963 yılında meydana gelen depremde zarar görmüştür. Bunun ardından yapılan yenileme çalışmaları ile günümüzde Çağdaş Sanatlar Müzesi'ne dönüştürülmüştür.

Üsküp’teki Osmanlı eserleri içinde hanlar söz konusu olduğunda ayrı bir parantez açmak gerekir.Bunlardan Ragusa(=Dubrovnik)lı tüccarlara ait olan Kurşunlu Han(=Куршумли Ан=Kurşumli An) 16. yüzyıl ortalarında Molla Muslidin Hoca tarafından yaptırılmıştır.


Resim

Kurşunlu Han

Hanın giriş kısmı,depo ve hayvanların bağlandığı yer olarak,üst katta yer alan odalar ise konaklama amaçlı kullanılmıştır.1878’e dek cezaevi olarak da işlev gören Kurşunlu Han,1904 yılından itibaren tekrar eski işlevine kavuşturulmuştur.Yapının kurşun içeren bölümleri ise 1.Dünya Savaşı esnasında sökülerek mühimmat yapımında kullanılmıştır.Kurşunlu Han,günümüzde müze olarak hizmet vermektedir.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251015Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 12:27

Önemli yolcu evlerinden bir başkası olan Kapan Han(=Капан ан=Kapan An) ise 15.yüzyılda yaptırılmış olup toplam 1086 metrekaredir.İki girişli han içerisinde 44 tane oda bulunur.Günümüzde han içerisinde bir restoran ve çevresinde çok sayıda lokanta ve kafe yer almaktadır.

Resim

Kapan Han


Bundan sonra Makedonya Meydanı'na doğru ilerlerken Taşköprü’nün yanı başında yer alan Davut Paşa Hamamı(=Даут-пашин амам=Daut-Paşin Amam)'nı gördük.


Resim




Davut Paşa Hamamı

Bu hamam,II.Bayezit’in sadrazamı Davut Paşa tarafından 1489′da yaptırılmış olup,günümüzde 18 ve 19. yüzyıla ait eserlerin sergilendiği bir sanat galerisi olarak kullanılmaktadır.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251016Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 12:30

Taş Köprü'ye gelmeden önceki meydan,Karpoş Ayaklanması Meydanı(=Плоштад Карпошово востание=Ploştad Karpoşovo Vastaniye) olarak adlandırılmıştır.Karpoş, Makedonya'da geniş ve kırmızı suratlı kişilere takılan lakap olup karpuz sözcüğünden türetilmiştir. Osmanlı Devleti'nin 1683 yılında II.Viyana kuşatmasında yenilgiye uğraması sonrasında Balkanların pek çok yerinde bu fırsattan yararlanmak isteyen asilere de karpoş ismi verilmiştir.Osmanlılar bu isyanları bastırmakta büyük sıkıntılar çekmişlerse de Kırım Girayı Selim Han'ın da yardımıyla nihayet 24–30.Aralık.1689'da kendilerine karşı Kumanova'da savaşan son karpoş lideri esir alıp Vardar Nehri üzerindeki Taşköprü'nün yanında idam ederek bölgenin tekrar hakimi olmuşlardır.İşte bu meydanı bu asilere ithaf eden Makedonlar buraya su fıskiyeleri ve gece ışık oyunları ile süsledikleri dört büyük heykel kondurmuşlardır.


Resim


II.Filip Heykeli


Birinci heykelin teması cesareti,Büyük İskender'in babası II.Filip ve savaşçıları temsil etmektedir. 2013 yılında bu meydandaki yerini alan ikinci heykel Makedonya'nın Anneleri Çeşmesi(=Фонтана на мајките од Македонија=Fontana na Maykite od Makedoniya) olup ana tema olarak anneliğin önemi işlenmiştir.Üçüncü ve dördüncü heykelde ise tema olarak gücü simgeleyen ve açık ağızlarından sular fışkıran at ve aslan kullanılmıştır.


Resim


Makedonya'nın Anneleri Çeşmesi
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251017Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 12:32

Köprüye girmeden sağ tarafta Makedonya Mücadele Müzesi(=Музеј на македонската борба=Muzey na Makedonskatan Borba) yer almaktadır.Bu müze Makedonya'nın bağımsızlığının yirminci yılı anısına 2011 yılında ziyarete açılmıştır. Müzenin önünde makedon milliyetçiliğinin önde gelen ismi Georgi Pulevski'nin heykeli yer almaktadır.


Resim

Makedonya Mücadele Müzesi


Köprünün sol tarafında ise 2014 yılında hizmete giren üç katlı ve altı bin metrekarelik bir alana sahip olan Makedonya Arkeoloji Müzesi (=Музеј на Македонија=Muzey na Makedoniya) yer almaktadır.Dış cephe mimarisinde yunan tarzı kullanılan müze binası,ayrıca Makedonya Cumhuriyeti Ulusal Arşivi olarak da kullanılmaktadır.Binanın önünde Karpoş Heykeli(=Karpoš) gözükmektedir.


Resim


Resim


Makedonya Arkeoloji Müzesi

Giriş ücreti 300 MKD olan müzenin ziyaret rotası da tarihi kronolojiye uygun olacak şekilde düzenlenmiştir.Her katta o döneme ait müzik dinletileri ile daha da zengin hale getirilmiş olan rotada antik çağ,orta çağ ve Osmanlı dönemine ait eserler,çeşitli uygarlıkların kullandığı madeni paralar,Büyük İskender'in lahdinin bir kopyası ile annesi,babası ve kendisinin balmumu heykelleri sergilenmektedir.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251019Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 12:36

Soykırım Müzesi(=Меморијален центар на холокаустот на Евреите од Македонија=Memorialen Sentar na Holokaustot na Evreite od Makedoniya) ise İkinci Dünya Savaşı esnasında bu şehirde nazilerin katlettiği yaklaşık 7.200 musevinin anısına yapılmıştır.


Resim


Soykırım Müzesi


Bunların dışında yeni dışişleri bakanlığı binası,yeni anayasa mahkemesi, ve yeni ulusal tiyatro gibi adı yeni ile başlayan diğer binalar da bu meydan çevresinde yükselmektedir.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Cevapla

“YURTDIŞI GEZİLERİMİZ” sayfasına dön

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 5 misafir