3. sayfa (Toplam 5 sayfa)
Re: MİLANO - COMO GÖLÜ - VENEDİK GEZİ NOTLARI (25-28.KASIM.2
Gönderilme zamanı: 16 Oca 2018 18:50
gönderen erhen
Görülmeye değer üçüncü bina ise 1802 yılında Como Gölü çevresinde yapılmış ilk otel olan
Grand Hotel Cadenabbia'dır.Tarih boyunca İngiliz Kraliçesi Viktorya da dahil olmak üzere Avrupa'daki pek çok hanedan temsilcisinin konakladığı bu bina,2007 yılında tamamlanan restorasyonu sonrasında günümüzde dört yıldızlı bir otel olarak Mart-Kasım ayları arasında hizmet vermektedir.
Grand Hotel Cadenabbia
Menaggio ile Belaggio arasında çalışan feribot
Re: MİLANO - COMO GÖLÜ - VENEDİK GEZİ NOTLARI (25-28.KASIM.2
Gönderilme zamanı: 16 Oca 2018 18:52
gönderen erhen
Bir saatin sonunda ulaştığımız
Bellagio,konum olarak gölün tam iki kola ayrıldığı yerdeki burun üzerinde yer almaktadır.İnişli çıkışlı dar yolları ve dağınık bir yerleşim yeri olmasına rağmen konumunun mükemmelliği sayesinde çok turist çeken 4.000 nüfuslu bu kasaba,günümüzde gölün en zengin köşesi haline gelmiş olup
Como Gölü'nün incisi(=La perla del lago di Como) olarak da tanımlanmaktadır.Bellagio'da ilk işimiz karşı kıyıdaki Varenna Köyü'ne gitmek için saat 15.15'de hareket edecek tekneye bilet almak oldu.Bu işlemi tamamladığımızda Bellagio'da geçirebileceğimiz üç saatlik süremiz başlamıştı.
Bellagio Kasabası
Bellagio Kasabası'ndan karşı çaprazında ve Alp Dağları'nın eteklerinde yer alan üç bin nüfuslu
Menaggio Kasabası'nın görünümü
Re: MİLANO - COMO GÖLÜ - VENEDİK GEZİ NOTLARI (25-28.KASIM.2
Gönderilme zamanı: 16 Oca 2018 18:54
gönderen erhen
Bellagio Kasabası'nda fazla yorulmadan önemli yerlerin görülmesini sağlayan mini tren,yalnız yaz aylarında faaliyet gösterdiğinden iskeleden sola doğru yürümeye başladık.Burada,kasabanın ünlü binalarından olup yaklaşık 50 hektarlık bir bahçenin içinde yer alan
Villa Serbelloni'yi gördük.Como Gölü'ne ve Alp Dağları'na bakan güzel bir manzaraya sahip olan bu villa,1605’te Sfondratis ailesi tarafından inşa ettirilmiş ve 1788’de Milano'lu Serbelloni ailesi tarafından satın alınmıştır.Mülk,1950’de Rockefeller Vakfı’na devredilmiş ve günümüzde bir konferans merkezi ve edebiyatçı ve ressamlar için uluslararası bir çalışma merkezi olarak kullanılmaktadır. Villa,ne yazık ki sadece grup ziyaretlerine açık olduğundan gezme şansımız olmadı.Como Gölü ve çevresini kışın gezmek kesinlikle daha hesaplı olup özellikle kalabalıktan hoşlanmayanlar için bulunmaz nimettir.Ancak bu seçeneği tercih edince görülmesi gereken yerleri ıskalamayı da göze almak gerekmektedir.
Üstte villanın kapalı olan giriş kapısı ve altta villanın gölden görünümü
Re: MİLANO - COMO GÖLÜ - VENEDİK GEZİ NOTLARI (25-28.KASIM.2
Gönderilme zamanı: 16 Oca 2018 18:56
gönderen erhen
Bundan sonraki durağımız ise kuruluşu 11. yüzyıla tarihlenen ve romanesk tarzda inşa edilmiş yüz metre ilerideki
San Giacomo Kilisesi(=Chiesa San Giacomo) oldu.
San Giacomo Kilisesi
Re: MİLANO - COMO GÖLÜ - VENEDİK GEZİ NOTLARI (25-28.KASIM.2
Gönderilme zamanı: 16 Oca 2018 18:57
gönderen erhen
Re: MİLANO - COMO GÖLÜ - VENEDİK GEZİ NOTLARI (25-28.KASIM.2
Gönderilme zamanı: 16 Oca 2018 18:58
gönderen erhen
Bellagio'da ahşap işçiliği çok gelişmiş olduğundan hediyelik eşya satılan dükkanların vitrinlerinde ahşap hediyelikler bolca sergilenmekteydi.
Bellagio'da hediyelik eşya satan dükkanlar
Re: MİLANO - COMO GÖLÜ - VENEDİK GEZİ NOTLARI (25-28.KASIM.2
Gönderilme zamanı: 16 Oca 2018 19:02
gönderen erhen
Re: MİLANO - COMO GÖLÜ - VENEDİK GEZİ NOTLARI (25-28.KASIM.2
Gönderilme zamanı: 16 Oca 2018 19:05
gönderen erhen
Saat 14 civarı olmuş ve iyice acıkmıştık.Fazla düşünmeden iskelenin karşısında yer alan Ristorante Carillon adlı mekana oturduk.İtalya'da yemek yenilecek mekan denildiğinde karşılaştığımız çeşitlilik biraz kafa karıştırıcı olsa da bu mekanları kabaca üç gruba ayırabiliriz;
*
Trattoria(=aile lokantası),genellikle bölgesel yemekler sunan sabit bir menüsü olan ve yemek tariflerinin nesilden nesile aktarıldığı, personelin aile fertlerinden oluştuğu,son derece sade döşenmiş ve fiyatların bir restorandan çok daha düşük olduğu mekandır.Trattoria'da alkollü içecek servisi bulunmayabilir ya da bulunursa genellikle ev şarapları ya da bira şeklinde olur.
Trattoria
*
Osteria,trattoriaya benzese de burada sabit bir menü olmayıp aşçının kafasına ve elindeki malzemeye göre yemek çıkardığı mekandır.Bizdeki meyhaneyi andıran ve mutlaka alkollü içecek servisi bulunan osteriada, fiyat diğer iki mekandan daha ucuz fakat çalışan sayısı az olduğundan servis hızı düşüktür.
Osteria
*
Ristorante(=restoran),mutlaka bir dekor,masalarda kumaş örtüler,şık yemek takımları ve profesyonel bir mutfak personeli ile garson kadrosu demektir.Menü ve alkollü içecek menüsü genellikle iddialı,geniş ve fiyatlar da diğer iki mekandan daima daha yüksektir.
Ristorante Carillon
Yemek mekanlarında oturarak yemek yenilmesi durumunda "
coperto" denilen ve bizdeki kuverin karşılığı olan kişi başına genellikle 2€ ile 4€ arasında değişen bir nevi servis ücreti alınmaktadır. Eğer coperto ödemek istemezseniz ve istediğiniz yiyeceği paket yaptırıp dışarıda yiyeceğiniz anlamına gelen "
porta via" demeniz gerekmektedir. Biraz da menüden bahsetmek gerekirse,isminde "
di mare" bulunan tüm yemekler deniz mahsülü içerir."
di manzo" yemeğin sığır eti,"
di pollo” tavuk eti ve "
di maiale" ise domuz eti içerdiğini ifade etmektedir.
Re: MİLANO - COMO GÖLÜ - VENEDİK GEZİ NOTLARI (25-28.KASIM.2
Gönderilme zamanı: 16 Oca 2018 19:09
gönderen erhen
Hesap olarak 38€ ödediğim bu yemekte İtalyanların "
pasta" olarak adlandırdıkları ve üç yüz elli çeşidi bulunan makarnalarının tadına bakmaya çalıştık.
Sofraya önce sert ve sarı renkli bir peynir olan parmesan peyniri rendesi ile grissini geldi
Sonra
semolina olarak adlandırılan ince çekilmiş irmik unu,ceviz, patates,yumurta ve domates salçası ile yapılan
gnocchi (=gnoki),
İnce,enine geniş hamurdan yapıldığı için bizim eriştemize benzeyen ve un,yumurta,tereyağ ve krema kullanılarak yapılan,üzerine fesleğen içeren pesto sos eklenmiş
Tagliatelle ya da
Fettucine'nin tadına baktık.
Sırada,yumurtalı tortellini hamur yaprağının içine Ricotta ve Grana Padano peynirleri sarılarak hazırlanan
peynirli tortellini(=tortellini ai formagi) vardı.
Finali Mascarpone peyniri,acı badem likörü,espresso ve kedi dili bisküvi ile hazırlanan ve kelime anlamı "çek beni veya al beni" olan
tiramisu ile yaptık.Afrodizyak etkili olduğu söylenen ve ağzımızda adeta dağılan bu tatlı,şimdiye kadar yediğim en lezzetli tiramisu idi.
Re: MİLANO - COMO GÖLÜ - VENEDİK GEZİ NOTLARI (25-28.KASIM.2
Gönderilme zamanı: 16 Oca 2018 19:10
gönderen erhen
Yemek sonrası planımızda yaklaşık bir buçuk kilometre ileride yer alan ve Bellagio Kasabası'nın bir başka turistik yeri olan
Villa Melzi'yi görmek vardı.Dönemin başbakanı olan Francesco Melzi tarafından,1808-10 yılları arasında neoklasik mimari tarzında inşa ettirilen bu yazlık rezidans ünlü sanatçılar tarafından dekore edilmiştir.Villa Melzi'nin orman gülleri ve heykeller ile süslü büyük İngiliz bahçesi ve müzesi Mart-Kasım ayları arasında 09-18 saatleri arasında ziyarete açık olup villa kısmı ziyarete kapalıdır.Hal böyle olunca gezmek fırsatı bulamadığımız bu villanın kendi sitesinden indirdiğim iki fotoğraf koymakla yetindim.
Villa Melzi
Re: MİLANO - COMO GÖLÜ - VENEDİK GEZİ NOTLARI (25-28.KASIM.2
Gönderilme zamanı: 16 Oca 2018 19:11
gönderen erhen
Yemek sonrası kişi başı 4.60€ ödediğimiz ve saat 15.15'te hareket eden tekneye binerek göl çevresindeki son durağımız olan
Varenna'ya sadece on dakika süren bir yolculuk sonrası ulaştık.Bu kadar kısa süren bir yolculuk için alınan ücret çok fazla geldi.
Varenna Kasabası’nın tekneden görünümü
Tekneden indiğimiz yerde karşımıza çıkan
Hotel Olivedo
Re: MİLANO - COMO GÖLÜ - VENEDİK GEZİ NOTLARI (25-28.KASIM.2
Gönderilme zamanı: 16 Oca 2018 19:14
gönderen erhen
Varenna,yaklaşık bin kişinin yaşadığı bir balıkçı kasabası olup dinginliği, Arnavut kaldırımlı sokakları ve tarihi kiliseleri ile Como Gölü çevresinde Orta Çağ döneminin en iyi korunduğu yerleşim yeri olarak kabul edilmektedir.Milano şehrinin altmış kilometre kuzeyindeki bu kasabada,iskelenin bir kilometre solunda yer alan müze-ev
Villa Monastero ve son derece etkileyici botanik bahçesi ile iskelenin yaklaşık dört kilometre kuzeyinde bulunan ve Roma İmparatorluğu döneminden kalma
Castello di Vezio adlı kale görülmesi önerilen yerlerdir.Havanın giderek soğuması ve ailemin yorulduk isyanı nedeniyle ikisini de pas geçip güzel evlerin arasından ilerleyerek beş yüz metre ilerideki
Esino-Perledo Tren İstasyonu’ndaki kafede oturmayı tercih ettik.
Varenna Kasabası ve Essino Tren İstasyonu
Re: MİLANO - COMO GÖLÜ - VENEDİK GEZİ NOTLARI (25-28.KASIM.2
Gönderilme zamanı: 16 Oca 2018 19:15
gönderen erhen
Kişi başına 6.70€ ödediğim Trenord şirketine ait 16.15 treni,önce Lecco sonra da otomobil yarış pistinin bulunduğu Monza'da durduktan sonra tam bir saatte bizi Çentrale İstasyonu'na ulaştırdı.Burada trenden inip metroya geçerek M1 kırmızı hattıyla önce Cadorna’ya gidip buradan da M2 yeşil hattına geçip Porta Genova F.S durağında indik. Buradan hem akşam yemeği yemek hem de gezmek için Via Casale yolu üzerinden
Navigli denilen kanallar bölgesine ulaştık.
Naviglio kelimesi İtalyanca gezilebilir anlamına gelmektedir.Şehrin tarihi merkezinin güneybatısında yer alan bu bölge,Leonardo da Vinci’nin de çizim ve yapım aşamalarında katkı yaptığı toplam 150 kilometre uzunluğundaki Naviglio Grande,Naviglio Pavese,Naviglio Martesana, Naviglio di Paderno ve Naviglio di Bereguardo adlı beş kanaldan oluşur. Hem kenti savunmak hem de Milano'yu yakın nehirlere ve göllere bağlamak için yapılan bu kanallar,Duomo Katedrali yapımı için gerekli olan mermerlerin,Alp Dağları yakınındaki Maggiore Gölü'nden kentin merkezine kadar nakledilmesinde de kullanılmışlardır.Bu kanal şebekesi sayesinde,denize kıyısı olmayan Milano o yıllarda ülkenin en büyük iç limanlarından birisine sahipti.Ancak demiryolu ve karayolu taşımacılığının gelişmesi nedeniyle kanallar aracılığıyla yapılan taşımacılık yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren giderek azalmış ve 1979'da durma noktasına gelmiştir. Günümüzde kanallarda sadece gezi tekneleri dolaşmakta olup kanallar çoğunlukla sulama için kullanılmaktadır.
Kanal boyunca taşımacılığın sona ermesini takiben fakir işçi sınıfı mahallesi görünümüne bürünen bölgede özellikle Naviglio Grande ve Naviglio Pavese'deki evlerin son on yılda yenilenmesi sonrasında giderek restoranlar ve sanat galerileri açılmaya başlamış ve Navigli özellikle akşamları hem turistler hem de yerli halk için bir cazibe merkezi haline gelmiştir.İlaveten Naviglio Grande'nin güney tarafındaki her pazar günü bit pazarının kurulduğu Ripa di Porta Ticinese görülmeye değerdir.
Naviglio Grande
Re: MİLANO - COMO GÖLÜ - VENEDİK GEZİ NOTLARI (25-28.KASIM.2
Gönderilme zamanı: 16 Oca 2018 19:18
gönderen erhen
Metrodan çıkınca levhayı takip ederek yaklaşık dört yüz metre kadar ilerledik ve günümüze dek ulaşan en ünlü tarihi kanal olan
Naviglio Grande'ye ulaştık.Hava karardığı için pazar yerindeki tezgahlar kapanmak üzereydi.Bu nedenle Naviglio Grande yan yolu(=Alzaia Naviglio Grande) boyunca hızlıca yürüyerek pazar yerini dolaştık.Kafe,bar ve restoranlar ile dolu olan bu bölgenin ilgi çekici yerleri;yaya köprüleri,Santa Maria delle Grazie al Naviglio adlı küçük bir kilise ve çamaşır yıkayan kadınlar geçididir.
Naviglio Grande etrafındaki bit pazarı tezgahları
Demir Köprü(=Ponte di ferro)
İlk kez 16.yüzyılda tahtadan yapılmış ve çimento ve demirden yapılmış bugünkü şeklini 20.yüzyılda almış olan
Taş Köprü(=Ponte di Pietra)
Kanalın sol tarafında yer alan
Çamaşırcı Kadınlar Geçidi (=Vicolo dei Lavandai)’nde çamaşır yıkama işi başlangıçta erkekler tarafından yapılan bir meslekmiş.Hatta bunun için kurulmuş bir de loncaları mevcutmuş. Ancak 19.yüzyılın sonundan itibaren bu iş kadınların tekeline geçmiş ve kadınlar,1950'li yılların başına dek palton adı verilen kül,sabun ve soda karışımından oluşan bir deterjan kullanarak çamaşırları buradaki taş küvetlerde yıkamışlardır.
Çamaşırcı Kadınlar geçidi
Re: MİLANO - COMO GÖLÜ - VENEDİK GEZİ NOTLARI (25-28.KASIM.2
Gönderilme zamanı: 16 Oca 2018 19:22
gönderen erhen
Saat 19.30 civarında bir başka İtalyan lezzetini tatmak için Alzaia Naviglio Grande,70 adresinde bulunan
Pizzeria Fabbrica'da oturduk.Dünyada biri amerikan diğeri italyan pizzası olmak üzere iki çeşit pizza üretilmektedir.Bizim ülkemizde pizza denilince aklımıza öncelikle bol malzemeli ve kalın hamurlu amerikan pizzaları gelmektedir.İnce açılmış,malzemesi çok olmayan ve odun ateşinde pişirilen çıtır
İtalyan pizzası ise bu özellikleriyle daha çok bizdeki pideye benzemektedir.
Eskiden sadece fakirlerin yediği bu hamur işi,domatesin eklenmesiyle zamanla zenginlerin mutfağına da girmeyi başarmıştır.Kraliçe Margherita'nın,Napolili ünlü pizza şefi Raffaele Esposito'nun pizzasını denemek istediği 1899 yılı,pizzanın gelişiminde dönüm noktası olmuştur. Esposito, kraliçe için İtalyan bayrağı renklerinde bir pizza hazırlamak amacıyla kırmızı renk için domates,beyaz renk için mozzarella peyniri ve yeşil renk için de fesleğen kullanmıştır.Adını da kraliçeden alan
Pizza Margherita, kısa sürede İtalya'nın en ünlü ve en çok tüketilen pizzası haline gelmiştir.Günümüzde en iyi İtalyan pizzasının ülkenin güneyinde bulunan Napoli’de üretildiği kabul edilmektedir.İtalya'da pizza yapımında kullanılan salam ve sucuklar genellikle domuz etinden yapılmaktadır.Kafanızın rahat etmesi için mantarlı(=ai funghi),sebzeli(=alle verdure) ya da peynirli(=ai formaggi) pizza sipariş etmenizi öneririm.Yemekte;
Gorgonzola,mozzarella,provolone ve parmesan peynirlerinin karıştırılarak domates ve hamurla birleştiği
dört peynirli pizza(=Pizza quattro formaggi),
Pizza Margherita,
son olarak manda mozzarella peynirli
Pizza Bufalina söyledik.Pizzaların tadı gerçekten iyiydi ancak umduğumuzdan çok büyük oldukları için bitirmek mümkün olmadı.Hal böyle olunca bu mekanın favori tatlısı olan
dağ meyveli tiramisuyu da deneyemedik.Bu yemeğe toplam 43€ ödedim. Bir dip not olarak Navigli bölgesine sadece yemek değil aperitivo saati için de gelmenizi tavsiye ederim.
Re: MİLANO - COMO GÖLÜ - VENEDİK GEZİ NOTLARI (25-28.KASIM.2
Gönderilme zamanı: 16 Oca 2018 19:23
gönderen erhen
Yemek çıkışı Ripa di Porta Ticinese,1 adresindeki şehrin en iyi dondurma yapan mekanı olarak tavsiye edilen
Ünlü Dondurmacı(=Rinomata Gelateria)'ya uğramamak olmazdı.Doğal malzemeler kullanılarak yapılan kırk civarı dondurma türünü müşterilerine sunan bu mekandaki dondurmalar eski usul kapaklı metal kaplarda saklanıyordu. İtalya’da, tabelasında
Gelato Artigianale yazan dükkanlarda,yapay aroma kullanmadan sadece doğal malzemelerle ve geleneksel yöntemlerle üretilen dondurmalarda süt oranı yüksek,yağ oranı ise düşük olmaktadır. Ancak bu dondurma türü, çok yumuşak olduğundan hızlı tüketilmezse çabucak erimektedir.Bu nedenle külahta İtalyan dondurması isteyenlerin en fazla üç top sipariş etmeleri daha uygun olacaktır.
Ünlü Dondurmacı(=Rinomata Gelateria)
Burada da üç dondurma için 10€ ödedikten sonra otelimizin yolunu tuttuk.
Fıstıklı dondurma(=gelato al pistacchio)yı denemenizi tavsiye ederim.
Re: MİLANO - COMO GÖLÜ - VENEDİK GEZİ NOTLARI (25-28.KASIM.2
Gönderilme zamanı: 16 Oca 2018 19:29
gönderen erhen
Milano'daki üçüncü günün sabahında oteldeki kahvaltı sonrasında Centrale İstasyonu'ndan saat 08'de hareket ederek Brescia-Verona- Vicenza-Padua üzerinden bizi 278 kilometre doğuda yer alan ve
Adriyatik Denizi'nin Kraliçesi(=Regina del mare Adriatico) olarak betimlenen
Venedik şehrine götürecek
Trenitalia Frecciabianca (=beyaz ok) trenine bindik.İkinci sınıf kompartmanda ve kişi başına gidiş-dönüş 40€ ödediğim rahat bir yolculukla saat 10.15'de Venedik Santa Lucia Tren İstasyonu'na ulaştık ve böylece İstanbul’un kardeş kenti Venedik'te yedi saat sürecek koşuşturmamız başladı.
Ortalama 200 km/saat hızla seyreden
Frecciabianca(=beyaz ok) treni
Saatte ortalama 300 kilometre hızla seyreden
Frecciarossa(=kırmızı ok) trenleri.Bunların yeni modelleri 400 km/saat hıza çıkabilmektedir.
Venedik Santa Lucia Tren İstasyonu'na varış
Re: MİLANO - COMO GÖLÜ - VENEDİK GEZİ NOTLARI (25-28.KASIM.2
Gönderilme zamanı: 16 Oca 2018 19:30
gönderen erhen
Venedik,Po ve Piave nehirlerinin deltaları arasında kurulu lagünün merkezindeki 280.000 ve metropoliten alanında yaşayanlar ile birlikte 1.6 milyon nüfuslu bir ada şehridir.Venedik şehri,kendisi ile birlikte Padova, Rovigo,Vicenza,Treviso ve Belluno şehirlerinin oluşturduğu yaklaşık beş milyon nüfuslu ve İtalya'nın en zengin ve endüstrileşmiş bölgelerinden biri olan Veneto bölgesinin de merkezi konumundadır.Venedik,Büyük Kanal çevresindeki sestiere denilen altı bölgeden oluşan bir tarihi şehir merkezi ile bunun etrafında yer alan Murano,Burano,Torcello,Lido,San Giorgio Maggiore gibi adalar ve ana karadaki Mestre'den oluşmaktadır.
Adriyatik Denizi’nin kuzeyinde, tam 118 adacık üzerine kurulu şehirde, 170 tane kanal ve 400 tane köprü bulunmaktadır.Mimari görünümü son üç yüz yıldır hiç değişmemiş olan şehirde ve Lido dışındaki adalarında hiçbir motorlu kara taşıtına izin verilmediğinden şehri gezmek için ya yürümek ya da su yolunu kullanmak gerekmektedir.Bu durum yürümeyi sevmeyenler için biraz zor olsa da şehre özgünlük katmaktadır.
Venedikliler,M.Ö. 12.yüzyılda Padova şehrini kurmuş Venetler’in torunları olarak kabul edilmektedirler.Günümüzde Venedik şehrinin bulunduğu yer o zamanlar sazlıklar ile kaplı ve yazın bir tuzlaya dönüşen bir lagünmüş. Buradan elde ettikleri tuzun ticaretini yaparak zenginleşen Venetler,M.S. 5. yüzyılın başlarında giderek artan Got saldırıları karşısında çareyi şehirlerini,atların kolayca ilerlemesine imkan tanımayan bu bölgeye taşımakta bulmuşlar ayrıca savunmalarını güçlendirmek için akarsuların yönünü değiştirerek lagüne yönlendirmişlerdir.Bu sayede etrafı sularla kaplanan şehir,Got saldırılarından kurtulmuştur.
Ancak sazlık ve bataklık bir bölgede şehir kurmak hiç de kolay olmamıştır. Bu amaçla önce günümüzde Slovenya ve Hırvatistan topraklarına ait olan ormanlardan kestikleri meşe ve karaçam gibi suya dayanıklı ağaç kütüklerini nehirlerde yüzdürerek bölgeye taşıyıp çamurla sıvayarak kazık haline getirmişler sonra da bunları güçlendirdikleri zemindeki kum ve çamur tabakasını delerek daha sert olan kile kadar çakmışlar ve zamanla nehirden gelen alüvyonların suyun üzerine çıkmasını engellemek için de kazıkların çevresini mermer taşlarla örmüşlerdir.Bundan sonra yeni yaşam alanlarını bitişik nizamlı bir şekilde bu kazıkların üzerine taş binalar şeklinde inşa etmişlerdir.Su altında oksijen olmadığı için ahşap çürümemiş aksine mineral düzeyi yüksek suya maruz kaldığı için kaya gibi sert bir madde haline dönüşmüştür.Yapımının üzerinden yüzlerce yıl geçmesine rağmen bu kazıkların hala sağlam olmasının nedeni de budur.
Ne var ki 20.yüzyıldan itibaren Venedik şehri batmaya başlamıştır.Bunun sebebinin yerel endüstri için su sağlayan artezyen kuyuları olduğunun anlaşılması üzerine 1960'tan sonra artezyen kuyularının kullanımı yasaklanmış ve batma süreci yavaşlamıştır.Ancak şehir hala yılda iki milimetre hızla batmaya devam etmekte olup şimdiden bir çok eski evin merdivenleri sular altında kalmış durumdadır.
Su ve rutubetin etkisiyle yıpranmış olsalar da Venedik evleri zamana meydan okumaya devam etmektedir.
Re: MİLANO - COMO GÖLÜ - VENEDİK GEZİ NOTLARI (25-28.KASIM.2
Gönderilme zamanı: 16 Oca 2018 22:05
gönderen erhen
Böylece kurulan ve
Serenissima adını alan Venedik şehri,Orta Çağ ve Rönesans döneminde denizlerde elde ettiği üstünlük sayesinde ticaret ve sanat açısından önemli bir merkez olmuştur.Bir şehir devleti olarak 1797 yılına dek devam eden Venedik Cumhuriyeti,bu tarihten sonra önce Fransa,sonra Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve 1866 yılından sonra da İtalya Krallığı'na dahil olmuştur.
Ilıman bir iklimin hüküm sürdüğü kentte sıcaklık kış aylarında en fazla 3-4 dereceye kadar düşse de yazın 26-27 dereceyi geçmemektedir.Bu durum Venedik şehrine "her mevsim gidilebilir" özelliğini katmaktadır. Sonbahar aylarında,Venedik şehri sık sık sular altında kalmaktadır.Bunun nedeni Adriyatik Denizi’nin kuzey kıyılarında yaşanan gel-git olayı olup özellikle San Marco Meydanı gibi şehrin en alçak kesimleri fazlasıyla etkilenmektedir.Eğer gel-git döneminde yağmur da çok yağarsa deniz yerine yerdeki taşların altından yükselerek gelen ve
yüksek su(=acqua alta) denilen su baskını meydana gelmektedir.Yirmi otuz santimetre yüksekliğe ulaşan bu su baskınları,şehirde yaşayanların günlük hayatını çok etkilemese de turistler açısından can sıkıcı bir durum oluşturmaktadır.
En önemli geçim kaynağı turizm olan Venedik şehri,zengin tarihi dokusunu da çok iyi kullanarak tek başına dünyanın her yerinden yılda yaklaşık 20 milyon turist çekmektedir.Şehri her gün altmış binden fazla yabancı ziyaret ettiğinden Venedik sokaklarında yerel halktan ziyade turistlere rastlanmaktadır:).Tabii bu başarıda,1895 yılından bu yana tek yıllarda düzenlenen ve üç-dört ay süren bir sanat şöleni niteliğindeki
Venedik Bienali(=Biennale di Venezia) ile pagan inanışında baharı karşılama amaçlı 1268 yılından bu yana her yıl düzenlenen ve bir ay boyunca maske ve renkli yerli kıyafetlerin ön plana çıktığı
Venedik Karnavalı(=Carnevale di Venezia) ve her yıl eylül ayında düzenlenen ve başlangıcının 13.yüzyıla dayandığı kabul edilen
Regatta Storica adı verilen kürek yarışları gibi aktiviteler yarattıkları çekim alanı nedeniyle önemli rol oynamaktadırlar.
Şehrin her tarafı su ile çevrili olunca kargo taşımacılığı da teknelerle yapılmaktadır.
Re: MİLANO - COMO GÖLÜ - VENEDİK GEZİ NOTLARI (25-28.KASIM.2
Gönderilme zamanı: 16 Oca 2018 22:10
gönderen erhen
Santa Lucia Tren İstasyonu'nun bulunduğu bölge
Cannaregio bölgesi olarak adlandırılmaktadır.Burası günümüzde pek turistik olmayan çoğunlukla yerli halkın yaşadığı bir bölgedir.Venedik Devleti'nin güçlü döneminde çalışmak için şehre gelen museviler,bu bölgede yer alan
Getto adlı adaya yerleştirilmişlerdir. İşçilerin gündüzleri çalışmak için terk etmelerine izin verilen bu bölgeyi geceleri terk etmelerine izin verilmezmiş.İşte zamanla musevilerin toplu halde yaşadıkları semtlerin, tüm dünyada getto olarak anılmasının kökeni Venedik şehri olmuştur.
İstasyon binası ile yürüyerek yarım saatte ulaşabileceğiniz şehrin favori mekanı olan San Marco Meydanı arasındaki mesafe 2.3 kilometredir. Ancak hava sıcaklığı beş derece civarında ve rüzgar oldukça sert estiği için biz istasyon binasının içindeki gişeden tanesine 20€ ödeyerek ACTV adlı resmi toplu taşıma şirketinin işlettiği
vaporetto denilen güçlü motorlara sahip küçük teknelere 24 saat boyunca sınırsız binme hakkı veren kartlardan satın aldık.Vaporetto ile tek yön kişi başına 7.5€ olduğundan ve kısıtlı zaman nedeniyle tekneye üç kez bineceğimizden böylece kişi başına 2.5€ az ödemiş olduk.Venedik şehir içi ulaşımında vaporetto dışında su taksileri (=taxi acqauatici) de kullanılmaktadır. Bunlar ile yolculuk daha hızlı olmakla beraber oldukça pahalıdır.Örneğin Santa Lucia Tren İstasyonu ile San Marco Meydanı arasını bu taksi ile geçmek isterseniz yaklaşık 60€ ödemeniz gerekmektedir.İstasyon çıkışı Murano Adası'na gitmek için binanın hemen önünde ve Büyük Kanal üzerinde yer alan Ferrovia İskelesi'ne ilerledik.
Ferrovia İskelesi'nden Büyük Kanal ve arka planda Scalzi Köprüsü'nün görünümü
Re: MİLANO - COMO GÖLÜ - VENEDİK GEZİ NOTLARI (25-28.KASIM.2
Gönderilme zamanı: 16 Oca 2018 22:13
gönderen erhen
Zamanımız sınırlı,hava da kötü olduğundan önce en uzaktaki yeri görmeyi hedefledik.Bu amaçla Büyük Kanal'ı görebileceğimiz bir numaralı hatta binmek yerine önce üç numaralı hatta çalışan tekneye binerek Murano Adası'na doğru yola koyulduk.Başlangıçta bir numaralı hat ile aynı yönde ilerleyen teknemiz,Scalzi Köprüsü,Hotel Principe ve Palazzo Flangini'yi geçip San Geremia Kilisesi(=Chiesa di San Geremia) önünden sola dönerek farklı istikamette yol almaya başladı.
1400 yılında gotik tarzda yapılmış
Hotel Principe,2008 yılında geçirdiği restorasyon sonucu günümüzde 4 yıldızlı bir otel olarak faaliyettedir.
17.yüzyılda barok tarzda inşa edilmiş
Flangini Sarayı(=Palazzo Flangini) günümüzde sergi ve toplantılara ev sahipliği yapmaktadır.
İlki 11.yüzyılda yapılan ve son halini 1753 yılında alan
San Geremia Kilisesi.Aziz Santa Lucia'nın cesedinin burada bulunması nedeniyle her yıl 13.Aralık'ta Hıristiyanlar için bir hac yerine dönüşmektedir.
Sonrasında 19.yüzyıldan beri şehrin mezarlığı konumundaki
San Michel Adası(=İsola di San Michele)'nın yanından geçip Murano Adası'na ulaştığımızda yağmur da başlamıştı.
San Michel Adası
Re: MİLANO - COMO GÖLÜ - VENEDİK GEZİ NOTLARI (25-28.KASIM.2
Gönderilme zamanı: 16 Oca 2018 22:16
gönderen erhen
Venedik şehrinin üç kilometre kuzeyinde kalan 4.600 nüfuslu
Murano Adası,cam işçiliğiyle ünlü olup burada esas üretim faaliyeti yaklaşık bin derece sıcaklığa ulaşan cam fırınları, yazın ustaların işini zorlaştırdığından kışın havanın serinlediği dönemlerde gerçekleşmektedir.13.yüzyıla kadar Venedik'te bulunan ve çok gelişen cam atölyelerindeki fırınların yarattığı yangın riski ve cam işçiliğinin sırlarının başkaları ile paylaşılmasını önlemek amacıyla 1291 yılında Venedik’in cam atölyeleri Murano Adası’na taşınmıştır.Bu durum cam endüstrisinin daha da gelişmesine yol açmış hatta nüfusu artan ada,kendi yönetimini kurup kendi parasını bile basmıştır.Günümüzde cam üretimi yapılan fabrikaların çoğu kapanmış olsa da bazıları hala aktif olarak hizmet vermektedir ve ziyarete açıktır.Biz de bu atölyelerden birisinde cama nasıl hayat verildiğini izlemek için Murano Colonna B İskelesi'nde indik ve
Fondamenta(=sahil yolu)
Serenella üzerindeki cam atölyelerinden birisine girdik.
Atölyede hem Murano camının nasıl şekillendiğini gördük hem de Venedik'teki tezgahların çoğunu kaplayan çin malı değil orijinal ürünleri üstelik Venedik'ten daha ucuz fiyatlara satın aldık.
Re: MİLANO - COMO GÖLÜ - VENEDİK GEZİ NOTLARI (25-28.KASIM.2
Gönderilme zamanı: 16 Oca 2018 22:19
gönderen erhen
Atölyeden sonra beş yüz metre yürüyerek Murano Adası'nın merkezine ulaştık.Saat 12'ye geldiğinden ve Venedik'te yemekle zaman kaybetmemek için öğlen yemeğimizi burada almaya karar vererek merkezdeki küçük kanal kıyısındaki
Trattoria al Corallo'da oturduk.
Trattoria al Corallo'nun içi ve kuverimiz
[/url]
Sardalya balığının soğan, üzüm ve fıstık ile pişirildiği ve tatlı ekşi bir tadı olan
Sarde in Saor,
Pesto soslu
penne makarna(=pasta di penne al pesto),
Bir nevi İtalyan mantısı olarak tanımlayabileceğim domates soslu peynirli
ravioli (=ravioli al formaggio con salsa di pomodoro),
Finali yine tiramisu ile yaptık.Bu orta halli yemek için 30€ ödedim.
Re: MİLANO - COMO GÖLÜ - VENEDİK GEZİ NOTLARI (25-28.KASIM.2
Gönderilme zamanı: 16 Oca 2018 22:21
gönderen erhen
Yemek sonrası kanalın kıyısındaki
Fondamenta dei Vitrai adlı yürüyüş yolu üzerindeki mağazaların vitrinlerini seyrederek üç yüz metre ilerideki Murano Faro İskelesi'ne gelerek buradan 4.1 hattına ait tekne ile San Marco Meydanı'na doğru hareket ettik.Doğrusu,Murano Adası'nda biraz daha vaktimiz olsaydı 1861 yılında kurulmuş,her gün 10-17 saatleri arasında 10€ ücret ödenerek gezilebilen
Cam Müzesi(=Museo del Vetro)'ni görmek ve rengarenk evleri ve dantelleri ile ünlü
Burano Adası'nı ziyaret etmek isterdim.Ancak kışın bu adaya yaz aylarında olduğu gibi Murano'dan direkt sefer yapılmadığından önce San Marco'ya gidip buradan 14 numaralı hat ile ulaşmak gerekiyordu ki bu kadar vaktimiz yoktu.
Murano Adası'nda Fondamenta dei Vitrai adlı yürüyüş yolu ve bu yol kenarındaki Murano camı vitrinleri
Re: MİLANO - COMO GÖLÜ - VENEDİK GEZİ NOTLARI (25-28.KASIM.2
Gönderilme zamanı: 16 Oca 2018 22:24
gönderen erhen
Murano'dan hareket eden ve pek çok iskeleye uğrayan teknemizden yaklaşık 45 dakika sonra San Marco Meydanı'na üç yüz metre mesafedeki
Zaccaria İskelesi'nde indik.Burada bizi
Vittorio Emmanuele II Ulusal Anıtı(=Monumento Nazionale a Vittorio Emanuele II) karşıladı. Avusturyalılara karşı kazandığı zaferler sonrasında ülkeyi tek çatı altında birleştirerek İtalyan Krallığı'nın ilk kralı olan ve
vatanın babası (=padre della patria) olarak anılan
Vittorio Emmanuele II adına 1887 yılında yapılmış bu bronz anıt,onun başarılarını simgelemektedir.
Tekne ile San Zaccaria İskelesi'ne yaklaşırken Dukalık Sarayı ve
Kölelerin Rıhtımı(=Riva degli Schiavoni)'nın görünümü
Vittorio Emmanuele II Anıtı ve önünde sıralarını bekleyen gondollar ve sağda Antonio Vivaldi'nin uzun yıllar boyunca ders verdiği
Taş Kilise (=Chiesa della Pieta Santa Maria della Visitazione)