Çıkış yerimiz olan, artık alıştığınız ailenizin yakıt istasyonu Boğaçay Opet'te buluşmayla başladı maceramız. Sohbet ve yeni katılan arkadaşlarla tanışmanın ardından Perçin'in ardına düştük. Umudumuz ısınan havayla birlikte eriyen karların oluşturduğu çamurla karşılaşmak ve daha önceki gezimizde geçit vermeyen karlı yolu geçip güzergahımızı tamamlamaktı. Beklentilerimizle kısmen karşılaştık. Hafif çamur geçişleri, yer yer kar, keskin ve dik kayalık inişleri maceramızı gayet keyifli hale getirdi. Ama istediğimiz çamur için daha 15 güne ihtiyacımız olduğunu Perçin'den öğrendik...
Karın ve yağan yağmurların yok ettiği yol izlerini bulamadığımız için kendi yolumuzu bulmaya karar verip dağ yamaçlarından indik, kanallardan ve derin yarıklardan geçtik. En sonunda öğlen yemeği molası için çok güzel bir mini vadi bulduk. Ortasından su akan nefis kamp yapılacak bir alana hemen kuruluverdik. Yakılan ateşlerin ve yiyip içmenin ardından bol kahkahalı ve eğlenceli sohbetlerimize devam edip yorgunluğumuzu attık. Derin yarıkların birinde otomatik hubları zarar gören bir aracımızın kurtarılmasının ardından geri dönüş yoluna koyulduk. Bol fotoğraf ve video molaları eğlenceli telsiz muhabbetleri eşliğinde sisli ve hafif yağışlı bir hava eşliğinde Günün tamamlanacağı Boğaçaya'a vardık. Boğaçay'da tesadüfen karşılaştığımız kocaman arabaları olan offroad cu arkadaşlarımızla ayaküstü bir sohbet ardından teker teker geçişimizi tamamladık. Farkettik ki bugünü arabalarımızı yüzdürmeden tamamlayacağız. Hemen ufak bir araştırma yapıp, yüzdük diyebileceğimiz derinlikte bir yer bulduk. Ben herzaman ki cengaverliğim ve suyun çekim gücüne karşı koyamamamdan kaynaklı güdüyle (Bunda Mustafa'nın gazlarının etkisi de yok değil:) )suyun kenarına doğru yanaştım. Erhan kardeşim hemen acil durumda yardımcı olabilmek maksatlı arkamda vincini hazırlamaya başlamıştı ki, Perçin dostum "gereksiz bir macera yaşamayalım bugünde eve kuru gidelim" diyince tecrübeye ve önseziye olan saygımızdan yüzme programımızı iptal ettik. Ama birgün oradan yüzerek geçeceğim arkadaşlar bekleyin. Günün sonu vedalaşmalarımızla ayrıldık.
Güne damgasını vuranlar:
Ahmet ve ayağındaki AT terlikler

Ali ve "Beyaz Rus"u (Boğaçay geçişinde süperdin adamım...)
Ümit ve "Turbo"su (Kulaklarımıza yaşattığı ziyafet unutulmazdı)
Erhan ve "Güçlü Cherokee"si (Herzaman vakur ve yardıma hazır)
Hüseyin ve "Beyaz Goril"i (Hep yardımcı hep çekici hep Rescue) Eyvallah kardeş...
Mustafa ve "Otomatik Bursalı"sı (Lider Ruhlu kardeşim benim)
Serdar ve "AT'li Grand"ı (İyiydin adamım

Ve her zaman geçen, hep çıkan, hiç yorulmayan ve artık daha az yakmaya başlayan Perçin'in sadık hizmetkarı "Muhteşem Hector".
Arkadaşlar hepinize teşekkürler. Hepinize saygılar...
Haa bu arada bizi kıskanmaya başlayanlar var sanırım, Boğaçay kıyısında anladım. Araçlarınızdan nazar boncuğunu eksik etmeyin...

Fotoğraflar ve Videolar geliyor...